CHP’nin İmamoğlu’nu Gözden Çıkarıp Çıkarmadığı 21 Eylül’de Olağanüstü Kurultayda Belli Olur…

Türkiye siyasetinin “parlayan yıldızı” Ekrem İmamoğlu, bir kez daha sahnede. Ama bu kez, spot ışıkları onun yüzünü değil, gölgelerini aydınlatıyor. 21 Eylül’deki CHP olağanüstü kurultayı, partinin bu “sosyal medya fenomenini” gözden çıkarıp çıkarmayacağını gösterecek. Çünkü, kabul edelim, bedava aşevlerini paralı kent lokantalarına çevirmekten başka icraatı olmayan, üstüne bir de usulsüz aldığı diplomalar iptal edilen bu “lider”, CHP için artık bir yük mü, yoksa hâlâ bir umut mu? Spoiler: Kurultay, İmamoğlu’nun sahte parıltısını söndürebilir.

İmamoğlu’nun “İcraat” Maskaralığı

2019’da İstanbul’u fetheden “kahraman” olarak selamlanan İmamoğlu, bugün CHP’nin sırtında bir PR balonu gibi süzülüyor. İstanbul’un trafiği içinden çıkılmaz bir kaos, belediyenin borçları dağları aşmış, projeler ise hayal aleminde. Ama İmamoğlu’nun “başarısı” ne mi? Bedava aşevlerini kapatıp, yerine paralı “kent lokantaları” açarak halka “sosyetik” yemek yedirme hayali! X’te “her şey çok güzel olacak” diye alkış tutanlar, bu lokantaların faturasını görünce ne düşünüyor, merak ediyorum. Yetmezmiş gibi, usulsüz alındığı ortaya çıkan diplomalarının iptal edilmesi, İmamoğlu’nun “altın çocuk” imajını iyice karikatürize etti. Bu mu CHP’nin geleceğin lideri?

İmamoğlu’nun en büyük numarası, kendini partinin üstünde konumlandırması. CHP disiplininden çok, kendi PR ekibinin yazdığı senaryoya oynuyor. Özgür Özel’in “parti birliği” çağrıları, sanki İmamoğlu’na “şovunu başka yerde yap” demenin kibar bir yolu. Ama o, kibirli bir şekilde bu mesajları duymazdan geliyor, kayak tatillerinde poz veriyor, uluslararası gezilerde “dünya lideri” rolü kesiyor. X’teki hayran kitlesi ona “cumhurbaşkanı” muamelesi yapsa da, CHP yönetimi bu “sosyal medya kralının” balonunu patlatmaya hazır gibi.

Neden İmamoğlu’ya “Elveda” Deniyor?

İmamoğlu’nun CHP içindeki durumu, bir “imparatorun yeni kıyafetleri” hikâyesine döndü. 2019 zaferi, artık uzak bir anı. İstanbul’da bıraktığı miras, borç yığınları ve “paralı lokanta” skandalları. Üstüne, usulsüz diploma skandalı patlayınca, İmamoğlu’nun “okumuş, kültürlü lider” maskesi de yere çakıldı. CHP tabanı hâlâ ona “umut” diye sarılıyor, ama bu umut, X’teki bot hesapların şişirdiği bir illüzyon. Parti yönetimi, bu sahte parıltıdan bıkmış görünüyor.

Kurultayın gündemi, 2028 stratejisi ve yeni yönetim. Ama asıl mesele, İmamoğlu’nun kibirli şovunu durdurmak. Özel’in “disiplin” vurgusu, sanki İmamoğlu’na “artık yeter” demenin şifresi. Parti, onun “tek adam” havasından kurtulup, daha sağlam bir liderlik arayışına mı girecek? Kulislerde, İmamoğlu’nun kontrol edilemez bir figür olduğu fısıldanıyor. Bedava aşevlerini kapatan, diploma skandalıyla güven sarsan birinin CHP’yi taşıyabileceğini düşünen var mı sahiden?

21 Eylül: İmamoğlu’nun Son Perdesi mi?

21 Eylül’deki kurultay, İmamoğlu için bir hesaplaşma anı. Eğer ona yakın isimler yönetimde tutunursa, bu, onun sahte tahtının biraz daha ayakta kalacağını gösterir. Ama parti, onun gölgesinden sıyrılıp yeni bir kadroyla yola devam ederse, İmamoğlu’nun “yıldız” statüsü resmen çöpe gider. X’te hâlâ “İmamoğlu 2028” diye nara atanlar, kurultayın sonucunu görünce gözyaşlarına boğulabilir. Çünkü CHP, bir belediye başkanının sosyal medya şovuna değil, gerçek bir stratejiye ihtiyaç duyuyor.

Dahası, İmamoğlu’nun muhalefet ittifakındaki “birleştirici lider” imajı da koca bir yalan. Paralı lokantalarla halkın nabzını tutamayan, diploma skandalıyla güven kaybeden biri, İYİ Parti’yi ya da diğer muhalefet partilerini nasıl bir araya getirecek? CHP, onun gölgesinde kalmak yerine, daha sağlam bir liderlik arayışına girerse, İmamoğlu’nun “cumhurbaşkanı” hayalleri, X’teki bir hashtag’den ibaret kalır.

Sonuç: Kendi Kalesine Vuran “Yıldız”

Ekrem İmamoğlu, CHP’nin “altın çocuğu” olmaktan, kendi kalesine gol atan bir palyaçoya dönüştü. Bedava aşevlerini paralı lokantalara çevirmekten başka icraatı olmayan, usulsüz diplomaları iptal edilerek güvenilirliğini yitiren bu “lider”, 21 Eylül’deki kurultayda ya son bir şans bulacak ya da CHP tarafından sahneden indirilecek. Siyaset, X’teki alkışlarla değil, icraat ve güvenle yapılır. İmamoğlu’nun sahte parıltısı, bu kurultayda sönebilir. Sizce, CHP bu “sosyal medya fenomenini” taşıyacak mı, yoksa “elveda” mı diyecek?

AZ DA SAĞLIK…

KÜÇÜKUSTA'nın Tuz Kılavuzu..

-Sağlıklı insanlar günde ortalama 5-6 gram (2.4 gram sodyum) yani bir çay kaşığı dolusu kadar tuz almalıdır.

-Sağlıklı insanların tuz kısıtlaması yapmasına gerek olmadığı gibi aksine zararlıdır.

-Tuz kısıtlamasının kan basıncına etkisi yüzde 3.5 kadardır ve bu azalmanın ne kadar faydalı olduğuna dair bilgi yoktur.

-Tuzun fazla alınması gibi az alınması da ölüm riskini artırır.

-Rafine tuz asla, her zaman kaya tuzu!

-Kan basıncını esas yükselten tuz değil ŞEKER’dir.

NE DEMİŞ?…

İyi ahlak, insanlar arasında bir nezaket alışverişidir; bu alışverişte yer almayan değersizdir.

-Voltaire

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }