Yıllardır benzer durumları yaşarım. Herkes Eskişehir'de bir konuyu konuşurken ben başka konuyu konuşmaya başlarım. Yazılarımı takip etmeyen arkadaşlarım, "Yav Hakkı neden böyle yapıyorsun, bak bütün Eskişehir aynı konuyu konuşurken sen başka bir taraftasın, dikkat çekmek için mi yapıyorsun bunu" der. Ben de cevaben, "Olur mu, yazılarımı okusaydınız, benim bu konuyu 7 ay önce yazdığımı ve hatta yazılarımda '6 ay sonra herkes konuşurken ayrıcalığınız olsun' diye belirttiğimi bilirdiniz" der, bir güzel de dalgamı geçerim...
Kahin değilim tabii ki, ufak çaplı analiz yeteneğime uyanan arkadaşlarım artık özellikle telefon açıp sorar. Mesela, 2020 yılında İYİ Parti ve Meral Akşener'in gelecekte nasıl tavırlar göstereceğini tek tek sıraladığım için buna şahit olan arkadaşlarım şimdilerde, hemen her partinin ne yapacağını bana sorar oldu...
Konumuza dönersek, Cumhuriyet Halk Partisi şu sıralar bir hayli yükselişte ve oy oranı da yüzde 35 civarında seyrediyor. Bu durum, CHP'li dostlarda "Bugün seçim olsa yüzde 50 oy alırız" ruh halinin oluşmasına neden oluyor doğal olarak. Beri yandan hani hep derler ya "Günün en karanlık anı, tan yerinin ağarmasından hemen öncedir" diye, bu yükseliş devam etmeyecek, CHP, şu sıralarda tarihinin en yüksek zamanlarını yaşıyor (1970'lerde aldığı oyun içinde Kürt oyları da vardı) ve bundan sonra artık inişe geçecek...
Neden "burada duracak" demedim de 'inişe geçecek' dedim, onu da açıklayayım...
CHP, yüzde 25 olan oy oranını, eski Millet İttifakı seçmenlerinden devşirdiği oylarla yüzde 35'e getirdi de ondan...
O taraftan CHP'ye gelecek oy kalmadı, CHP bundan sonra, olayları doğru okuyamadığı için, aşırı derecede CHP'lileşeceği için de o oylar başka partilere dönecek de o yüzden böyle söylüyorum...
***
Cumhuriyet Halk Partisi yıllardır milletimizi doğru tahlil etmiyor; milletin öncelediklerini, düşüncelerini, oy verme tercihlerini iyi okumuyor. Oylarını almak için anlamak zorunda olduğu seçmeni, üstelik bir de eğitmeye, nasıl düşünmesi gerektiğini söylemeye kalkıyor...
İşte bu sebeple CHP, sadece ve sadece "AK Parti'nin ne kadar kötü yönetim sergilediğini söylediği" muhalefet anlayışıyla, kronik Erdoğan düşmanlarının oyunu toplayarak, en yüksek seviyeye ulaştı. Bu seviyede kalabilmek için yapması gerekenleri bile yapmıyor şu sıralar...
Siyaset analizleri o kadar milletten kopuk ki, 'şiir okuduğu için' hapse giren bir siyasetçiyle 'hırsızlık yaptığı söylenerek' tutuklanan bir siyasetçinin aynı mağduriyet içinde olacağını zannediyorlar...
Milletin seçimden seçime namaz kılan insanlarla günde 5 vakit namaz kılan insanların arasındaki farkı anlamadığını zannediyorlar...
Milletin o kadar hizmet yapmasına rağmen bir kere bile kendisine beklediği zammı yapmayan bir siyasetçiyi uyaracak kadar 'günlük' düşündüğünü, ancak aynı kişilerin mevzu ülke yönetimi olunca "Bu işin şakaya gelir yanı yok" diye düşündüğünü de doğru analiz edemiyorlar...
Milletin oy vermek için neleri duymak istediğiyle, milletin nerelerde hassas olduğuyla hiç mi hiç ilgilenmiyorlar. Tutturmuşlar bi, "Ekrem İmamoğlu mağdur oldu" lafını, millet gerçekte böyle mi düşünüyor, olaylara nasıl bakıyor, onu bile umursamıyorlar.
Zaten kendilerine oy veren seçmenin kendilerine söylediklerini, herkesin öyle düşündüğünü zannederek coşuyor da coşuyorlar...
Birkaç ay sonra CHP'nin oylarının anketlerde düşüşe geçmesi üzerine yine başlayacaklar, "Bu ülkeden adam olmaz kardeşim, ne yapsak halk bizi anlamıyor. Koyun bunlar" diye konuşmaya!
***
Eskişehir'den örnek vereyim...
Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Yılmaz Büyükerşen'in, 2019 yılında aldığı oyu alamayarak seçildi. Büyükerşen, 280 bini aşan bir oy almıştı, seçmen sayısı artsa bile Başkan Ünlüce 270 binde kaldı. Ayşe Ünlüce'nin seçimi 70 bin farkla kazandığından yola çıkarak yaptılar analizlerini ve "Fark attık, gelecek seçimde AKP karşımıza aday çıkaramayacak" tarzı sığ söylemlerle hareket edip, yanlış siyasi analizlerle, 75 bin AK Partilinin sandığa gitmediği gerçeğini göz ardı ederek, Ayşe Ünlüce üzerinden Recep Tayyip Erdoğan'ı yıpratmayı hayal ediyorlar...
Allah'tan Ayşe Ünlüce bu durumun farkında da bunu sadece Büyükşehir Belediyesi'nin kurmayları yapıyor, yapmaya çalışıyor...
Ancak Ayşe Ünlüce de bir süre sonra bu rüzgâra kapılacak ve CHP'nin oylarının kendisine yeniden başkan olmak için yeteceğini sanacaktır. Zira imkansızdır insanların çevresinde her gün 7 bin 857 kez duyduklarından hiç etkilenmemesinin...
Bakın o bile başladı, hemşerilerinin kendisinden hangi hizmetleri beklediğini umursamadan, "İnsanlar bisiklete binsin, bunu öğrensin, ne güzel şehir oluruz" tarzı söylemlerle 'millete eğitim öğretim' çekmeye!..
Yıllardır yazarım. Başkan Erdoğan yapacağı her işten önce mutlaka ama mutlaka milletin ne düşündüğünü, talebinin ne olacağını öğrenmek ister. Bir örnek sadece: Yurdun dört bir tarafı ücretsiz duble yollarla donatılmadan, paralı yol yapımına başlanmadı. Millet, hiçbir zaman herhangi bir şey için zorlanmadı. Seçenek sunuldu...
Neyse özetlersek...
CHP, milleti dinlemeden, halkın neler düşündüğünü bilmeden siyaset yapmaya devam ederse ancak kendisi gibi "Öğretilmiş çaresizlikle Erdoğan düşmanı olan" kitlenin oyunu alır ve bir süre sonra o oylar bile geri döner!
CHP'nin derdi iktidar olmak değil, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki herkesin kendileri gibi düşünmesini sağlamak. Millet kendisine öğretmen değil, hizmetkâr arıyor oysa...