Bazen bir söz, bir bakış, bir dokunuş hayatın bütün ağırlığını hafifletir. Bazen bir insan, yalnızca bir insan, binlerce kişiye umut olur. İşte geçtiğimiz günlerde sosyal medyada dolaşıma giren o görüntüler... AK Parti İstanbul Milletvekili Serkan Bayram’ın, bir kolu olmayan engelli çocuğu makamında ağırlayarak verdiği öğütler, hepimizin yüreğine dokundu. Belki birçoğumuzun gözleri doldu, belki de içimizdeki bir yara kanadı. Ama en çok da umut yeşerdi, inanç büyüdü. Çünkü bir buğday tanesi, koskoca bir ormana ilham verdi.
Elleri olmayan, çocukluğunu bu yoklukla geçiren bir adam düşünün. Ama asla eksikliğini saklamamış, aksine o eksiklikten güç almış. Serkan Bayram’ın, o çocuğa verdiği öğütler sadece bir bireye değil, hepimizeydi aslında. “Yere düştüğünde değil, vazgeçtiğinde kaybedersin” diyordu. “Asla vazgeçmeyeceğiz, pes etmeyeceğiz.” Bu sadece bir cümle değil, bir hayat felsefesi.
Serkan Bayram, o gün o çocuğu sadece koltuğuna oturtmadı. Ona bir özgüven yükledi, bir yol haritası çizdi. "Saklamayacaksın. Çekinmeyeceksin. Yokmuş gibi devam edeceksin" dedi. Ve belki de en değerlisi, “Başın düşünce dara, Serkan Bayram’ı ara” diyerek telefon numarasını paylaştı. Bu, sadece bir milletvekilinin değil, bir insanın diğerine uzattığı en samimi eldi.
Milletvekili Bayram’ın hayatı zaten başlı başına bir ilham kaynağı. Bebekken buğday tarlasında çıkan yangında vücudunun büyük kısmı yandı. Ama o hiçbir zaman bu yangını kaderin sonu olarak görmedi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi, yüksek lisans yaptı, doktoraya devam ediyor. Sivil toplumda aktif görevler üstlendi, bir filmle milyonlara ulaştı. Ve o film, “Buğday Tanesi”, Londra Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Uluslararası Bağımsız Film” ödülünü kazandı.
Bugün yüz binlerce engelli birey, benzer hikâyelerle mücadele ediyor. Kimisi okulda akran zorbalığına maruz kalıyor, kimisi sokakta bakışlardan kaçıyor. Kimisi ise kendi içine kapanıyor, hayattan uzaklaşıyor. İşte bu yüzden, Serkan Bayram’ın o görüntüleri yalnızca bir çocuğu değil, birçok çocuğu ve ailesini cesaretlendirdi. Çünkü biliyoruz ki, doğru bir dokunuş bir ömür değiştirir.
Engelli bireyler yeter ki istesin, yeter ki önleri açılsın, yeter ki desteklensin. İstediklerinde başaramayacakları hiçbir şey yok. Ve bizler onlara sadece merhamet değil, fırsat borçluyuz. Onların görünür olması, yalnız olmadıklarını hissetmeleri, hayallerine uzanabilmeleri için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Çünkü hayat, birbirimizin elinden tutabildiğimiz kadar güzel.
Serkan Bayram’ı bu anlamlı ve içten davranışı için yürekten tebrik ediyorum. Bu sadece bir görüntü değil, bir farkındalık çağrısıydı. Umuyorum ki, bu çağrı daha çok insana ulaşır, daha çok yürek yumuşar. Çünkü hepimiz, ama hepimiz birer buğday tanesiyiz. Yeter ki toprağa umutla düşelim…