Pandemi süreciyle birlikte derinleşen ekonomik kriz, asrın felaketinin yarattığı etkiler ve enerji ile akaryakıt fiyatlarına gelen zamların emtia maliyetlerini artırdığını belirten Bilen, bu artışların doğrudan menülere yansıdığını ifade etti. Vatandaşların alım gücündeki düşüşün de etkisiyle 2025 yılında sektörün portföy anlamında bir türlü dengeye oturamadığını dile getirdi.
Sanayi sektöründe yaşanan daralmaların ardından “vatandaş nasıl olsa tüketir” düşüncesiyle yiyecek içecek sektörüne yoğun bir yönelim olduğunu vurgulayan Bilen, bu durumun sektörde kontrolsüz bir büyümeyi beraberinde getirdiğini söyledi. Yılbaşından bu yana 240 işletmenin kapanmasına rağmen 420 yeni işletmenin açıldığını aktaran Bilen, işletme sayısında neredeyse yüzde 100’e varan bir artış yaşandığını, ancak pazarın büyümediğini ifade etti.
YİYECEK-İÇECEK SEKTÖRÜ 2025’TE İSTİKRARI YAKALAYAMADI
Pastanın aynı kaldığını, payın ise giderek küçüldüğünü belirten Bahar Bilen, bu durumun sektörde ciddi bir rekabet ve huzursuzluk yarattığını söyledi. Kontrolsüz çoğalmanın haksız rekabeti tetiklediğini ve bunun da hizmet kalitesini düşürdüğünü vurgulayan Bilen, sektörde ciddi bir kavganın yaşandığını ifade etti.
Mevcut gidişatın devam etmesi halinde sektörün büyük sermaye gruplarının eline geçme riskiyle karşı karşıya kalacağını dile getiren Bilen, bu durumun uzun vadede esnafın sonunu getirebileceği uyarısında bulundu. Devletin bir an önce sektöre müdahale etmesi gerektiğini söyleyen Bilen, kontrolsüz büyümenin önüne geçilmesi, aynı tür işletmeler arasında nüfusa dayalı mesafe ve planlama kriterlerinin getirilmesi gerektiğini ifade ederek, aksi halde gidişatın iyi olmadığını kaydetti.