Pazartesi günü New York'ta BM Genel Kurulu'nun yan etkinlikleri kapsamında düzenlenen üst düzey bir toplantıda birçok Avrupalı lider, ülkelerinin Filistin'i tanıdığını duyurdu ve bu adımın Gazze'deki savaşı sona erdirme ve iki devletli çözümü ilerletme yolunda tarihi bir adım olduğunu ifade etti. Fransa ve Suudi Arabistan öncülüğünde düzenlenen ve resmi adı Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması İçin Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans olan uluslararası konferansta, Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve İsrail-Filistin çatışmasına barışçıl bir çözüm getirmek için acil adımlar atılması çağrısında bulunan uluslararası liderler bir araya geldi. Konferansta konuşan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Gazze'deki sivil halka ayrım gözetmeksizin bombalar yağmaya devam ederken, "Bu katliamı hemen durdurmalıyız" dedi. Sanchez, "Bu iki devletten birinin halkı soykırımın kurbanı olduğunda hiçbir çözümün mümkün olmadığı" uyarısında bulundu. Sanchez, Filistin'in "en kısa sürede" BM'ye tam üye olarak kabul edilmesi çağrısında bulundu ve İspanya'nın Gazze'deki vahşeti durdurmak için önlemler alacağını söyledi. "Tarih bizi yargılayacak ve bu katliamı gerçekleştirenlere, sessiz kalanlara, göz yumanlara karşı acımasız bir hüküm verecek." diye ekledi. İrlanda Başbakanı Michael Martin, "İsrail ve Filistin için barışçıl bir gelecek sağlamanın tek geçerli seçeneği iki devletli çözümdür" diyerek konunun aciliyetini vurguladı. Describing the suffering of Palestinians in Gaza as “an affront to the world,” he said: “We have reached a point where what has been credibly described as a genocide is being carried out in front of the eyes of the world.” İrlanda geçen yıl İspanya, Norveç ve Slovenya'ya katılarak Filistin'i tanıdı. Lüksemburg Başbakanı Luc Frieden de ülkesinin Filistin'i tanıdığını resmen ilan ederek, bunu umut, diplomasi ve birlikte yaşama konusunda "yenilenen bir bağlılığın başlangıcı" olarak nitelendirdi. Frieden, kararın "İsrail'e veya halkına karşı" olmadığını, uluslararası hukuka ve BM Şartı'na dayalı barış umudunu yeniden canlandırmayı amaçladığını vurguladı. Malta Başbakanı Robert Abela da ülkesinin Filistin'i tanıdığını doğrulayarak, "Gazze'de yaşananlar ahlaki ve hukuki açıdan çok yanlıştır ve hepimizin harekete geçme görevi vardır" dedi. Andorra Dışişleri Bakanı Imma Tor Faus, Gazze'deki durumu "dayanılmaz" olarak nitelendirerek, açlığın "savaş silahı olarak kullanıldığına" ve kitlesel zorunlu göçe işaret etti. Derhal ateşkes çağrısında bulunan Faus, Andorra hükümetinin Filistin'in tanınmasını onayladığını belirterek, Filistinlilerin "kendi devletleri içinde, İsrail devletiyle yan yana barış ve güvenlik içinde yaşamaları gerektiğini" vurguladı. Belçika Başbakanı Bart De Wever, New York Deklarasyonu'nu imzalayanlar arasına katılarak ülkesinin iki devletli çözüme desteğini yineledi. Ancak Belçika'nın resmi olarak Hamas'ı tanımasının ancak tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın artık Filistin yönetiminin bir parçası olmamasıyla gerçekleşeceğini vurguladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bu ivmeyi memnuniyetle karşılayarak, "Filistin devleti AB üye ülkelerinin çoğunluğu tarafından tanındı" dedi. Avrupa ülkelerinin çoğunluğu artık Filistin devletini tanırken, kıtanın en büyük ekonomilerinden ikisi olan Almanya ve İtalya, yakın gelecekte böyle bir adım atmayacaklarını belirtti. Almanya Dışişleri Bakanı Johann David Wadephul, iki devletli çözümün "her zamankinden daha uzak göründüğünü" kabul etti ancak "İsrail ile yan yana, barış ve güvenlik içinde var olan bağımsız, demokratik ve yaşayabilir bir Filistin devletinin" "ikna edici bir alternatifi" olmadığını vurguladı. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, ülkesinin iki devletli çözüme desteğini dile getirdi ve Roma'nın Filistinlilere yaptığı insani yardımlara vurgu yaptı ancak tanıma konusunda herhangi bir açıklama yapmadı.