Ülkemizin her köşesinde görev yapan, kimi zaman alevlerin içine, kimi zaman da enkazların altına tereddütsüz girerek hayat kurtaran itfaiyecilerimizi onurlandırmak için her yıl itfaiyeciler haftasını kutluyoruz. Bu özel hafta, bir mesleği kutlamaktan çok daha fazlasıdır; toplumun güvenliği için gece gündüz demeden görev yapan bu kahramanlara duyduğumuz saygı ve minnettarlığın ifadesidir.
Türkiye’de örgütlü itfaiyeciliğin kökleri oldukça eskidir. Osmanlı döneminde yaşanan büyük İstanbul yangınları, şehrin güvenliğini tehdit eder hale gelince, Tulumbacı Ocağı kurularak ilk kurumsal itfaiye teşkilatı oluşturuldu. O dönemde insan gücüyle çalışan ilkel tulumbalar kullanılıyor, mahalle halkı da yangınlara yardım ediyordu. Tulumbacılar yalnızca yangın söndürmekle kalmıyor, aynı zamanda mahallede düzeni sağlayan, dayanışma kültürünün bir parçası olan önemli figürlerdi. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, modern itfaiye hizmetlerinin temelleri atıldı. Belediyeler bünyesinde profesyonel itfaiye teşkilatları kurularak hem ekipman hem de eğitim açısından büyük ilerlemeler sağlandı. Bugün Türkiye’nin 81 ilinde, modern araç gereçlerle donatılmış, iyi eğitimli personelden oluşan güçlü bir itfaiye teşkilatı görev yapıyor.
Çoğu insanın aklına itfaiye denince sadece yangınlar gelir. Oysa itfaiyecilik, günümüzde çok daha geniş bir görev alanına sahiptir. Yangınlar elbette en bilinen görev alanıdır; ancak bu kahramanlar, trafik kazaları, doğal afetler, su baskınları, kimyasal ve endüstriyel kazalar, orman yangınları, yüksekten kurtarma operasyonları ve hatta hayvan kurtarma gibi sayısız olayda da aktif rol alırlar.
İtfaiyecilik, fiziksel ve ruhsal dayanıklılık isteyen bir meslektir. Yangın sırasında yoğun duman altında çalışmak, sıcaklıkların 800-1000 dereceye kadar çıktığı ortamlara girmek, enkazlarda saatlerce arama yapmak sıradan görevlerdendir. Bu nedenle itfaiyeciler, düzenli fiziksel antrenmanlar yapar, yangın simülasyonlarıyla sürekli eğitimden geçerler. Ayrıca, teknik bilgi ve ekip çalışması bu mesleğin temelini oluşturur. Bir yangında ya da kurtarma operasyonunda her saniye hayati önem taşır. İtfaiyeciler, birbirlerine tam bir güven içinde, görevlerini kusursuz bir koordinasyonla yerine getirmek zorundadır. Çünkü en küçük bir hata hem kendi hayatlarını hem de kurtarılmayı bekleyen insanların yaşamını tehlikeye atabilir.
İtfaiyecilik Haftası, bu kahramanlara teşekkür etmek için en doğru zamandır. Onların yaptıkları fedakârlıklar çoğu zaman görünmezdir. Bir yangın çıktığında, bir sel felaketi yaşandığında ya da bir kaza olduğunda, herkes olay yerinden uzaklaşmaya çalışırken onlar hiç tereddüt etmeden olayın tam merkezine doğru koşarlar.
İtfaiyecilik, yalnızca bir meslek değil; cesaretin, fedakârlığın ve insan sevgisinin somutlaştığı bir yaşam biçimidir. Yüzyıllardır bu topraklarda görev yapan itfaiyecilerimiz, her tehlike anında toplumun yanında olmuş, nice hayatlar kurtarmıştır.
Bu yıl da İtfaiyecilik Haftası’nı kutlarken hem tarihine hem de bugünkü gücüne saygı duyduğumuz bu teşkilata bir kez daha teşekkür edelim:
Ateşe koşan, hayat kurtaran, umut taşıyan tüm itfaiyecilerimize sonsuz minnetle…