Kökenleri binlerce yıl öncesine dayanan astroloji, günümüzde de pek çok insanın yaşamına yön vermeye devam ediyor. Gökyüzündeki gezegenlerin, yıldızların ve diğer gök cisimlerinin doğum anındaki konumlarının bireylerin kişilik özelliklerini, ilişkilerini ve hatta gelecekteki olayları etkilediği savunuluyor.
Astrolojinin temel kavramları ve burçlar
Astroloji, Zodyak kuşağı üzerinde yer alan 12 burcu temel alır. Her burç, Güneş'in o tarihler arasında doğan kişilerin doğum haritasında bulunduğu konuma göre belirlenir. Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık burçları, farklı karakteristik özellikler ve eğilimlerle ilişkilendirilir.
Doğum haritası ise bireyin doğum anındaki gezegenlerin ve diğer önemli gök cisimlerinin Zodyak üzerindeki konumlarını gösteren kişisel bir şemadır. Astrologlar, bu haritaları yorumlayarak bireyler hakkında detaylı analizler ve öngörülerde bulunmaya çalışırlar.
Astrolojinin popülaritesi ve eleştiriler
Astroloji, özellikle sosyal medya ve çeşitli dijital platformlar aracılığıyla 2025 yılında da geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor. Günlük burç yorumları, haftalık ve aylık analizler, ilişki uyumu değerlendirmeleri gibi içerikler büyük ilgi görüyor. Pek çok kişi, astrolojik öngörülere danışarak kararlar alıyor ve yaşamlarına yön vermeye çalışıyor.
Ancak astroloji, bilim çevreleri tarafından genellikle bir sözdebilim olarak kabul ediliyor. Bilimsel yöntemlerle test edilemeyen ve kanıtlanamayan iddiaları nedeniyle eleştiriliyor. Gök cisimlerinin bu kadar uzak mesafelerden insan yaşamı üzerinde nasıl bir etki yaratabileceğine dair somut bir mekanizma bulunmuyor.