Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Siber Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi İmza Töreni için gittiği Vietnam’da Dijital Dönüşüm Çağında Vatandaşların Korunması Paneline katıldı. Bakan Yılmaz Tunç, Panelde yaptığı konuşmada dijitalleşmenin toplumsal yapının her alanında köklü değişimlere yol açan bir dönüşüm süreci olduğunu belirtti. Bakan Tunç, “Dijital dünyanın getirdiği fırsatların yanında artan tehditlere karşı küresel dayanışmanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu bağlamda gerçekleştirdiğimiz dijital dönüşüm çağında vatandaşların korunması etkinliği de insanı merkeze alan dijital bir inşa etme hedefimizin güçlü bir yansımasıdır. Dijital çağın getirdiği bu büyük değişim içinde, vatandaşların korunması artık sadece bir hak değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. Her birimiz bu dönüşümün hem kullanıcısı hem de sorumlusuyuz.” şeklinde konuştu.
VERİ GÜVENLİĞİYLE İLGİLİ HUSUSLARDA MUTLAKA ÜLKELERİN İŞ BİRLİĞİ YAPMASI GEREKİYOR
Hukuk ve yargı sistemleri de dijital çağın gereklilerine uyum sağlama çabası içinde olduğunu belirten Bakan Tunç, Türkiye’nin son yıllarda bu alanda önemli adımlar attığını belirtti. 2005 yılında bilişim suçlarıyla ilgili düzenlemelerin Türk Ceza Kanunu’nda yapıldığını anlatan Bakan Tunç, bilişim suçlarının artması ve çeşitlenmesiyle beraber yeni ihtiyaçların doğduğunu ve bu konudaki kanun teklifi de Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde olduğunu anlattı. Bakan Tunç, sözlerine şöyle devam etti: “Yasal mevzuatlarımızı, iç hukuk düzenlemelerimizi, teknolojinin getirdiği tehditlerden vatandaşlarımızı koruyabilmek için gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Tabii, sınır aşan suçlar bakımından özellikle tedbir alınması gerekiyor. Ülkelerin tek başına bu suçlarla mücadele etmesi söz konusu olamıyor; başarılı olamıyor. İş birliği gerekiyor. Gerek çocukların korunması, çocuk istismarının önlenmesi gerek insan ticareti gerekse uyuşturucu ticareti gibi suçlar, özellikle ekonomik suçlar, veri güvenliğiyle ilgili hususlarda mutlaka ülkelerin iş birliği yapması gerekiyor. Ülkelerin tek başına kendi yasal düzenlemeleri bu suçları önlemeye yetmez. Zaten yetmediği için de bugün Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler olarak Hanoi'de beraberiz. Birlikte mücadele için buradayız.”
TEKNOLOJİK VE BİLİMSEL GELİŞMELERİ TÜRK YARGISININ HİZMETİNE SUNDUK
Konuşmasında Türkiye’nin adli alanda gerçekleştirilmiş birçok başarılı projesi bulunduğunu anlatan Bakan Tunç, bu projelerden biri olan UYAP bilişim sisteminin 24’ü uluslararası olmak üzere toplamda 47 ödüle layık görüldüğünü belirtti. Bakan Tunç, “Bu sistem, ilk derece mahkemelerinden yüksek mahkemelere kadar tüm adli birimlerle Adalet Bakanlığının merkez ve taşla birimlerini birbirine bağlayan, kullanıcıların elektronik imza veya şifreleriyle giriş yaparak işlem yapabildikleri, dış entegrasyonlarla birlikte diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla veri alışverişinde bulunulan bütünleşik bir bilişim sistemidir.” dedi. UYAP hakkında detaylı bilgiler paylaşan Bakan Tunç, UYAP entegrasyon çalışmaları kapsamında 57 kurumla 186 farklı entegrasyonu tamamlandığını belirtti. UYAP bilişim sisteminin başta yargı çalışanları olmak üzere, avukatlara ve vatandaşlara sağladığı imkanları anlatan Bakan Tunç, “Adaletin zamanında tecellisi için teknolojik ve bilimsel gelişmeleri Türk yargısının hizmetine sunduk.” ifadelerini kullandı.
YAPAY ZEKA DESTEKLİ SİSTEMLER GELİŞTİRİYORUZ
Bakan Tunç, son yıllarda yapay zeka teknolojilerinin hukuk alanında kullanımının gündeme geldiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye'de bu konuda büyük veri analizleri, dava yoğunluk haritaları ve yargı süreçlerinin iyileştirilmesine yönelik çeşitli yazılımlar geliştirmektedir. Özellikle dava tasnifi, benzer içtihatların tespiti ve karar taslakları oluşturma gibi alanlarda yapay zeka destekli sistemler geliştiriyoruz. Bu alanda çalışmalarımız devam ediyor ve bu çalışmalarda etik, hukuki ve teknik boyutları dikkatle ele alıyoruz. Teknolojik dönüşüm süreci, sadece fırsatlarla değil, aynı zamanda bazı zorluklarla da birlikte gelmektedir. Özellikle veri güvenliği ve kişisel verilerin korunması bu süreçte en çok tartışılan konulardan biridir. Hassas yargı verilerinin dijital ortamda saklanması güçlü bir siber güvenlik altyapısı gerektirmektedir. Bu kapsamda Türkiye olarak, siber güvenliği sağlayan önemli adımları hayata geçirdik ve Siber Güvenlik Başkanlığını da kurduk.”