Usluer, Çevre mühendisleri ile yaptığı toplantıdan sonra elde ettikleri bilgileri paylaştı. Usluer, ÇED sürecini ve yapılan hataları şöyle anlattı. Usluer şunları söyledi: “Çevre mühendisi arkadaşlara yaptığımız çalışmada gördük ki bu termik santral daha ilk adımından itibaren hatalı. Eksiksiz ve sorunsuz bir ÇED süreci yaklaşık 10 adımda işlendiğini öğrendim ben de mühendis arkadaşlarımızdan. Sürecin ilk adımı ÇED başvuru dosyasında; ÇED genel formatı doğrultusunda projenin tanımı, genel özellikleri ve duyarlı yöreler dikkate alınarak projenin yerine ilişkin bilgiler verilmesi gerekli. Eskişehir’imizde planlanan, Alpu Termik Santrali projesinin daha ilk adımında mevzuat açısından uygunsuzluklar olduğunu gördük.”  Usluer ÇED yönetmeliğine uyulmadığını, formata aykırı dosya hazırlandığını ifade ederek, “Söz konusu ÇED başvuru dosyasında; ‘Proje kapsamında; yapımı planlanan termik santralin kavramsal tasarımı ve buna bağlı olarak da ön fizibilite raporu hazırlık çalışmaları halen devam etmekte olduğundan santral teknolojisi henüz belirlenmemiştir. Nihai karar ÇED aşamasında netlik kazanmış olacaktır.’ denilmiştir. ÇED Başvuru Dosyası aşamasında uygulanacak teknoloji belirlenmeden projenin genel özellikleri; yani yakılacak kömür, kullanılacak kireç taşı, soğutma sistemi, kullanılacak su miktarı, oluşacak kül miktarı, gerekli depolama alanları vs. hakkında bilgi verilmesi mümkün değildir ki dosyada da santral teknolojisine göre ÇED aşamasında verilecektir diyerek geçilmiştir” dedi.

‘KASTEN KARARTMA YAPILMIŞ’

Dosyada proje yerine ilişkin; Bakanlar Kurulu Kararı ile koruma altına alınan Alpu Ovası içerisinde kaldığının belirtilmediğini söyleyen Usluer, “Eskişehir İline ait yürürlükte bir Çevre Düzeni Planı olmasına rağmen, proje yeri bu planda yine korunması gereken “Orman Alanları”, “Tarımsal Niteliği Korunacak Alanlar” ve “Mera Alanları”nda yer aldığı için kasten karartma amacıyla değerlendirilmemiştir. ÇED Genel Formatı gereği değerlendirilmesi gereken bu bölümlerde, “bulunmamaktadır” ifadesi yer almaktadır” ifadelerine yer verdi. Usluer konuyu şöyle özetledi: “Günümüze kadar olan süreci daha basit ve özet bir şekilde açıklayacak olursak; Tarım ve hayvancılık yapılarak uzun yıllar boyunca ülke ekonomisine önemli ölçüde katkısı olan, sahip olduğu orman yapısı ile temiz hava solumamızı sağlayan, çevresel kirlilikleri ve toprak kayıplarını önleyen bir alan Alpu Ovası. Sahip olduğu yeraltı suyu potansiyeli ile bu ülkenin ender sağlıklı kalplerinden biri olarak gösterebileceğimiz ova ve orman yapısındaki bir arazinin, "Verimsizdir" diye gösterilmeye çalışılıp yetkili organlarca da mevcut mevzuata aykırı olmasına rağmen göz yumulması ile yerinden sökülüp atılması isteniyor. Alpu Ovası verimlidir ve öyle kalacak! ”