Tepebaşı Belediyesi yetkililerinin çöp çıkarma saatlerini belirlediğini ve bu saatlerde çıkarılan çöpleri yılın her günü istisnasız topladığını belirten Dalgıç,‘‘ Belde halkının da, bu saatlere uyması, çağdaş bir toplumun gereğidir. Yetkili birimlerin kararlarına uyulmaması ve halkın sağlığının tehlikeye atılması halinde, uyarmak hatta gerekirse ceza uygulamak idarenin görevidir. Ancak, ekonomik durum halkın geçimini o derece zorlaştırmıştır ki, kirasını, elektrik, doğalgaz, su parasını ödeyemeyen, çocuğunun karnını doyuramayan halka bir de ceza uygulanması ağır bir yük getireceğinden bugüne kadar ceza en son noktada düşünülmüştür. AKP İlçe Başkanı sosyal devletten bahsetmektedir. Vatandaşın çok ağır ekonomik sıkıntıda olmasını düşünerek ek yük getirmemek için cezayı en son çare olarak gören bir belediye mi sosyal devlet anlayışı ile hareket etmektedir yoksa, ekonomi yönetiminin beceriksizliği sebebi ile oluşan açığı trafik cezaları ile kapatmak için her viraja, her sokağa tuzak kurup, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş kadar trafik cezası uygulayan AKP hükümeti mi sosyal devlet anlayışı ile hareket etmektedir. Tepebaşı Belediye Başkanı ve Meclisi, ilçeyi yönetmek için halktan yetki almış ve bu yetkiye göre yönetmektedir. Bu kapsamda nerede kaç kişiyi çalıştıracağı, ilgili birimin bileceği iştir. Bu yetkinin idareye ait olduğunu bilecek seviyede olmayan bir ilçe başkanın, belediye uygulamasından “cahilce uygulama” diye bahsetmesi, kendi sıfatını ikrardan başka bir şey değildir. AK Parti İlçe Başkanının iddiasının aksine, Tepebaşı Belediyesinde sürgün cezası diye bir uygulaması yoktur. Böyle bir ceza, liyakati kaldırıp biatı esas alan ve gerekirse mevzuatı bir kenara bırakın diyen AKP tarzı çağdışı yönetim anlayışlarında söz konusu olabilir’’ ifadelerini kullandı.