Prof. Dr. Aleksandr Dugin, konuşmasının başında Türk-Rus anlaşmazlığından daima üçüncü tarafların çıkar sağlayacağını, bu nedenle iki ülke arasındaki dostluğun çok önemli olduğunu vurguladı. İki ülke arasındaki ilişkilerin liderler seviyesinde çok iyi olduğunu, Türk ve Rus halklarının da iyi ve gittikçe gelişen ilişkiler içerisinde olduklarını belirten Prof. Dr. Aleksandr Dugin, entelektüel iletişim alanında ise bazı eksiklerin bulunduğunu, kendisinin de bu eksiklerin ilişkilerimizdeki en önemli zaaf olduğunu düşündüğü için bir üniversiteden yani ESOGÜ’den gelen daveti kabul ettiğini kaydetti. Tek kutuplu dünyanın sonunun geldiğini ve çok kutuplu dünyaya doğru bir geçiş döneminde bulunduğumuzu belirten Prof. Dr. Aleksandr Dugin, bu dönemde Rusya, Çin ve İslam Medeniyeti gibi yeni egemenlik merkezlerinin oluşmakta olduğunu söyledi. Türkiye ve Rusya olarak ilişkilerimizi çok kutuplu dünya düzeni ve çok kültürlülük modeli üzerinden geliştirmemiz gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Dugin, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yaklaşımını da kolonyalizm olarak tanımlarken, Türk ya da Rus medeniyetinin kendi değerlerine sahip olmasının gereğine işaret etti ve farklı olmanın geri olmak anlamında gelmediğinin altını çizdi.