Yeni neslin Türkçesi biraz farklı.

Bu da tarihi 2 bin yılı geçen güzel dilimizin giderek yozlaşmasına neden oluyor.

Bu konuda uzmanlar dikkat çekmeye çalışıyor, ancak bu da pek dikkate alınmıyor gibi görünüyor.

Yıllar önce başlayan yabancı kelimelerden oluşan mağaza isimleri, ürünlerdeki yabancı kelimeler almış başını gidiyor.

Nereye kadar gidecek kimse de bilmiyor.

Yeni neslin dilinin farklılaşmasında elbet internetin büyük payı var.

Başta kısaltılmış kelimeler Türkçeyi bozuyor.

 

***

Geçtiğimiz gün Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde bu konuya dikkat çeken bir toplantı vardı.

ESOGÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferruh Ağca, en eski dillerden biri olan Türk dilinin günümüzde sosyal medyanın da etkisiyle bozulma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Ağca "Türk dilinin miladın başlangıcında var olduğuna dair çeşitli tanıklarımız var, çeşitli ölçütlerimiz var. Dünyanın en zengin dili. Tarihin derinliklerinde oluşmuş bir kurallar bütünüdür Türk dili. Biz bu kuralları bugün koymadık, 6. yüzyılda da, 7. yüzyılda da bu kurallar vardı ve dolayısıyla Türk Dili kendisini koruyor bir anlamda” dedi ve devam etti.

 

***

Özellikle iş yeri adlarının, ticaret adlarının, tabeladaki isimlerin yabancı sözcüklerden oluşu, Türk dilinin tehdit eden konulardan biri. İkincisi gençlerimizin yoğunluklu olarak kullandıkları sosyal medya araçlarındaki dil bizim dilimizin geleceğini tehdit ediyor. Mesele dilimize gelen yabancı sözcükler meselesi değil, mesele bu sözcüklerin imlası meselesi. Bizim harflerimiz belli, nasıl yazacağımız belli ama bunları İngilizcenin, Fransızcanın imlasıyla yazdığımız takdirde çocuklarımıza okullarda Türkçeyi öğretirken izah etmekte güçlük çekeceğiz bir süre sonra. Dilimizin önündeki en önemli engellerden biri bu sosyal medya sitelerindeki Türkçenin kullanımı. Bir diğeri ise yabancı kelimelerin istilası. Biz bırakın ilköğretim ve orta öğretim okullarındaki öğrencilerin, bu özensizliklerini maalesef üniversite öğrencileri arasında da buna benzer tavırları görüyoruz. Bu oldukça tehlikeli bir durum. Bunun tehlikesi dilin yok olacağından değil, dilimizin yok olma gibi bir durumu mevzu dahi olamaz”

 

***

Bir önemli konu daha var.

Dünyadaki 70 ülke arasında 7 ile 15 yaş arasındaki çocuklar üzerindeki yapılan araştırmaya göre, Türkiye, Türkçe bir metni okuyup anlamada 50. sırada. Bu sosyal medyanın dili, kitap okumama ve dildeki erozyon öğrencilerde bir süre sonra dil bilincinin tümüyle kaybolmasına yol açacak.

O yüzden oldukça tehlikeli.

Tabelalar konusunda da bir uyarı.

Belediye meclislerinde alınacak kararlar doğrultusunda açılacak bir ticaret yerinin, ticaret merkezinin isminin Türkçeden başka bir dil ile olamayacağı şeklinde karar alınması.

Bu tür kararın Türkçenin bu şekildeki tehdit olan durumlarını bertaraf edecek.