İnsan yaşamında sefalet, acı, keder, hüzün, ıstırap ve sıkıntılar görülebilir. Pek çok insan bu tür hâllerle karşı karşıya kalır. Bazıları hafif atlatır. Bazıları da ağır travmalar geçirir. Kimilerinde derin etkiler bırakır. Bu tür durumlarla karşı karşıya kalan her bir insanın mücadelesi farklı olabilir.

İnsanların yaşadıkları sefalet, acı, keder, hüzün, ıstırap ve sıkıntılar ya kişinin kendi tavrından ya da toplumsa etkilerden kaynaklanır. Kimi insanlar bu olumsuzluklarla tek başına kendi gayretleriyle başa çıkar. Kimisi de çevresel desteklerle atlatır.

 Bir kısım insanlar da doğuşta kendisini büyük bir hengâmenin içinde bulur. Bir kısmı da bu tür menfiliklerle sonradan karşı karşıya kalır. Yunusçanın gönül dilinden dökülenlere kulak verelim:

Bir sinek istedim sinekli bakkaldan

Dedi haber ver sen paradan

Şimdi yok versem ben sonradan

Vermem sinek asla para olmadan

            ***

Bir sinek aldım sinekli bakkaldan

Dedi kaçmasın sıkı tut kanadından

Sineği öptü verdi iki yanağından

Şimdi senindir dedi lafın kenarından

            ***

Sinek duymaz sağır iki kulağından

Uçtu sinek gider boşluğun ortasından

Dönüp bakmaz asla geriye korkusundan

Bedelsiz erzak ister helâl çanağından

            ***

Uçtu sinek gider kendi rotasından

Durmaz eş arar kendi cenahından

Hiç medet beklemez yalanın vefasından

Arayan elbet bulur Mevla’nın semasından

            ***

Sinek dedi gölgesine gelme peşimden

Sual ederler bana senin geçmişinden

Dedi gölge sineğe çekil güneşimden

Ne oluyor sana? Benim gidişimden

            ***

Derler dünya bir kişiye geniştir

İki kişiye dar, bu nasıl iştir

Sinek senden aman ister yetiştir

Bil, yalan dünyada sonu bitiştir

            İnsan yaşamı sadece sefalet, acı, keder, hüzün, ıstırap ve sıkıntıdan ibaret değildir. İnsan yaşamında sevgi, saadet,  hoşgörü ve refah gibi olgular da mevcuttur. Bazı insanlar gönül dünyasındaki olguları usta bir şekilde dile getirip dışa vururlar. Kelimelerle hadiseleri tasvir ve tarif ederler.

Gönüldeki tarif veya tasvirler bazılarında şiir ya da şiirlerin dizeleri olarak ortaya çıkar. Bazılarında ise düz yazı şeklinde dile gelir. Dilden dökülen sözler bazen nazım, bazen de nesir olur.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!