Geçtiğimiz günlerde Kadına Şiddetle Mücadele gününde çeşitli kurum ve kuruluşlar, siyasiler görüşlerini belirtti, açıklamalar yapıldı.

Her günün kadına şiddetle mücadele günü olmasından falan söz edildi.

Ama kadına şiddetle mücadele gününde bile kadınlar öldürüldü.

Türkiye’de kadına şiddetin son yıllarda yüzde 1400 arttığından söz edildi.

Bu sözler daha kulaklarımızdan silinmedi.

 

***

Türkiye’ye şöyle bir baktığımızda sadece kadına şiddet mi var?

Hayır, çocuğa, hayvana, insanlar birbirine şiddet uyguluyor.

Anne çocuğuna, baba çocuğunu, baba eşine, çocuk annesine-babasına, neredeyse şiddet uygulamayan kalmadı.

Toplum gerile gerile bu noktalara geldi.

Sokakta yürürken bile insanlar her an birbirlerine girebiliyor.

Tramvaylarda, otobüslerde toplu taşım araçlarında her gün kavgalar çıkıyor.

İnsanlar en ufak bir nedenle birbirlerine girebiliyor.

Bunların çoğu da yaralamayla, ölümle sonuçlanabiliyor.

 

***

Yani şiddet her yerde.

Ve sadece kadına değil.

İşte önceki günkü Türkiye Büyük millet Meclisi’nin hali.

Milletvekillerinin kavga etmek için birbirlerine koşturması.

Hiç yakışıyor mu koca koca insanlara.

Erzurum Palandöken’de milli takım seçmelerinde iki kayakçı birbirine bıçak çekiyor. Bir sporcunun başka bir sporcuyu engellediği iddiasıyla çıkan tartışma kavgaya dönüşüyor, iki kişi yaralanıyor, 5 kişi gözaltına alınıyor.

Zonguldak’ta bir annenin kızına karşı uyguladığı şiddet. Kocası evin salonuna yerleştirdiği gizli kamerayla bunu tespit ediyor.

Spor sahalarındaki şiddet ayrı bir konu.

 

***

Bu ülkede milletin asayişinden ve güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanı, bir parti kongresinde oldukça gaza gelmiş olacak ki, ana muhalefet liderine “sen bittin” diyebiliyor.

Bakan’ın bu sözleri gerek siyasilerden, gerekse toplumun çeşitli kesimlerinden tepki aldı, tepkiler artarak da devam ediyor.

CHP’de zaten İçişleri Bakanı hakkında gensoru önergesi vermiş.

Gensoru’dan ne çıkar, hiçbir şey.

Ama yine de bir tepkidir.

Üsluplar değişmedikçe bu işler düzelmeyecek gibi görünüyor.