Geçtiğimiz gün Avukatlar Günü kutlandı ama eski yıllardaki gibi coşku yoktu.

Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz, “hukuk”un sorunlarını çök güzel bir dille anlattı.

Elagöz’ün yaptığı konuşmayı ve görüşlerini aktarmaya çalışacağım.

“Geçmiş yıllarda coşkuyla kutladığımız Avukatlar gününü, artık bir coşkuyla kutlayamıyoruz. Çünkü her geçen gün tüketiliyoruz.

İstanbul Barosuna kayıtlı meslektaşımız Av. Ersin Arslan görevi başında katledildi. Birkaç gün önce Manisa Barosuna kayıtlı meslektaşımız Av.Muhammed Halil Yavuz intihar etti. Bu insanlar henüz 27 yaşındaydı. Büyük hayallerle başladıkları meslek yaşamlarına ve hayatlarına uzanan kirli eller ve başta ekonomik sebepler olmak üzere, meslek icrasında karşılaştıkları sorunlar, meslektaşlarımızı bizden kopardı. Öncelikle hayatını kaybeden meslektaşlarıma bir kez daha Allah’tan rahmet, tüm avukat camiasına başsağlığı diliyorum.”

 

***

Sayısı yüzotuzbeşleri  geçen Hukuk fakülteleri ve buradan yeterli eğitim verilmeden mezun edilen binlerce hukukçu hakim, savcı ve avukat olarak meslek icrasına başlarken Türk yargısı da her geçen gün kan kaybetmektedir. Marifet hukuk fakültesi açmak değil, nitelikli hukukçular yetiştirmek olmalıdır.

Her yıl tekrar ettiğimiz ve artık tekrar etmekten yorulduğumuz meslek sorunları maalesef çözülmediği gibi, her geçen günde bu sorunlara yenileri eklenmektedir.

Bunun temel nedeni, fiili gerçeklikten uzak yürütme erkinin ve yargı bürokrasisinin, baroların görüş ve önerilerini dikkate almayan ve ısrarla almak istemeyen bir anlayışı sürdürmesidir. Her gün sahada olan ve tüm yargısal sorunları yaşayan avukatların ve onların meslek örgütü baroların görüşleri sorulmadan yapılan her yeni düzenleme amacına hizmet etmemektedir. Etmesi de mümkün değildir. Avukatlar ve onların meslek örgütleri olan barolar her zaman hukukun ve adaletin yanında olmuşlardır.

 

***

Devletin üç ana kurucu unsuru olan Yasama, yürütme ve yargı erklerinin tamamının yürütme organının tekeline sokulmak istenmesi ve bu anlayışın hukuk tanımaz bir biçimde devam ettirilmesi, ülkemizde yaşanan sorunların ana sebebidir. Türkiye Cumhuriyeti maalesef kanunlarla değil, genelgelerle yönetilen bir ülke olmuştur. Bu yapıda TBMM baypas edilmiş, Türk yargısı yürütmeye bağlı bir kurum olarak görülmeye başlanmıştır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ünde dediği gibi “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet halinde varlığı kabul edilemez”  Adaleti ortadan kaldırırsanız devleti de ortadan kaldırırsınız.

 

***

Elagöz, yetkililere bazı sorular da soruyor.

Ülkemizde bir süredir yargı reformları adı altında çalışmalar yapılmaktadır.

Bu çalışmalarda, sorunu her gün yaşayan avukatlar ve onların meslek örgütü olan barolar neden yer almadı?

Neden bizleri de bu çalışmalara dahil etmediniz?

Yapılan bunca hukuk reformundan bugüne kadar nasıl bir sonuç aldınız?

Bu reformlarla yargılamaları mı kısalttınız?

Adalete erişimi mi kolaylaştırdınız?

Yargıyı mı bağımsızlaştırdınız?

Hakimler üzerindeki baskınızı mı kaldırdınız?

Herkes için Adalet, Adalet için Avukat