Çanakkale Savaşları,  Dünya tarihinin en kanlı savaşı bilinen 1914 yılında çıkan Birinci Dünya Harbinin önemli bir parçasıydı. Ortaçağ’da parçalanan Avrupa emperyalist devletlerinin sömürü dengeleri bozuldu. Yeniden sömürü alanları oluşturmak için yeni devletler kurmayı hedeflediler. Emperyalistlerin, Dünyayı yeniden şekillendirme girişmişleri Dünya düzenini alt üst etti. Dünya hükümranlığı onların idealiydi.   1. Cihan Harbini çıkarıp dünyada iktisadi, kimyasal ve madensel kaynakları ele geçirip siyasal hükümranlık sağlamaktı.

 

  1. Yüzyılın başlarında ekonomik çıkarlar, sömürgecilik ve milliyetçilik akımları Avrupa’yı ikiye böldü. Coğrafi keşifler sonrası İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Hollanda ve Belçika dünyayı paylaştılar. Dünyanın iktisadi, siyasi ve coğrafi dengesi bozuldu. Bozulan bu denge, siyasal ve iktisadi buhranlara neden oldu. Emperyalist devletler sınırlarına sığmaz oldular. Yeni güçler oluştu. Almanya-Fransa ve Rusya ile Avusturya arasındaki ilişkiler gerildi. Gerginlik, bu ülkeleri savaşa sürükledi. 28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahdı, bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürüldü. Bu olay, bardağı taşıran son damla oldu. 28 Temmuz 1914’te Avusturya, Sırbistan’a seferberlik ilan etti. Çıkan bu savaş, Birinci Dünya Savaşına neden oldu. Almanlar, İngiltere ile Fransa’nın menfaatlerine ters düştü. Balkan savaşları da İngiliz-Alman çekişmesinden kaynaklandı.

 

1914’de çıkan Birinci Dünya Savaşının taraflarından bir yanda Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya’dan oluşan üçlü İttifak devletleri bloğu. Diğer tarafta İngiltere, Fransa ve Rusya İtilaf devletleri grubu...  Avrupa ikiye bölündü. Osmanlı İmparatorluğu o tarihte, Dünya coğrafyasının en geniş sınırlı ülkesi olmuştu. Bu durum sömürgeci ülkelerin çıkarlarına ket vuruyordu. Emperyalizmin sömürü alanları daralmıştı. Osmanlının coğrafi konumu, emperyalist güçlerin iştahını kabartıyordu. Emperyalistler, insanlığa 1. Dünya Savaşı gibi bir vahşet yaşattılar. Balkanlarda, Kafkaslarda ve Trablusgarp’ta acılar yaşayan Türkiye, yaklaşık 12 yıl süren savaşlar sonucu bitap düşmüş. 12 Yıla yakın ülkede ekim ve dikim yapılamamış. Ekonomik hâl acının bir başka türü olmuş. Osmanlı İmparatorluğu çökmüş.

 

Kurtuluş Savaşı gibi musibet yaşayan Türkiye, İkinci Dünya Harbine fiilen katılmamış. Katılacak hâli de kalmamıştı. Türkiye’yi iç düşmanlar içeriden, dış düşmanlar dışarıdan bölüp parçalamaya kalkışmışlar. Yokluklar, kıtlıklar, zorluklar yaşamış bu millet her hâlde “milli irade” sini ayakta tutmayı başarmış. Almanların, Fransa ile İngiltere’nin menfaatlerine ters düşmesi ortamı germiş. Gerginlikle İngiltere, Almanlara karşı Rusya’ya gereken desteği vermek istemiş. Osmanlı, bu çekişmelerin dışında tarafsız kalmayı yeğlemiş. Balkan savaşlarıyla, Avusturya-Macaristan ve Rusya arasındaki zıtlaşma epeyce kızışır. Osmanlı, Avrupa’dan dışlanır. Türk’ün kanıyla kendi çıkarlarını koruma hesabı yapan Almanlar, bir oldubittiyle Osmanlı’yı savaşa sürükler. Savaş başlayınca Almanların iki savaş gemisi Akdeniz’de; Fransız-İngiliz donanmasından kaçıp Osmanlı Devleti’ne sığınırlar.

 

Tarafsız olan Osmanlı Devleti bu gemileri ya kabul edecek ya da etmeyecekti. Osmanlı Hükümeti Alman kışkırtmasıyla bu gemileri satın aldığını bildirir. Bu gemiler, 28-29 Ekim 1914 gecesi Enver Paşa’nın emriyle Karadeniz’de Rus limanlarını bombardumana tutunca İtilaf (Anlaşma) devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’na artarda savaş açtılar. Böylece Türk Ulusu, bir hiç uğruna dört yıl sürecek kanlı savaşa sokuldu. İtilaf devletlerince, Rusya’ya yardım Çanakkale ve İstanbul boğazları üzerinden sağlanacaktı. Bu vesile ile Boğazlar ele geçirilip İstanbul düşecek ve Osmanlı tarihe karışacaktı. Almanların hareket alanı daraltılacak ve savaş son bulacaktı. İngilizler ve Fransızlar, Çanakkale Boğazını çökertmek için güçlü bir donanma oluşturdular. 19 Şubat 1915'ten itibaren bu donanma Kumkale ve Seddülbahir mevkilerini topa tuttu. Türk mevzilerini çökerttiğini sanan düşman güçler, 18 Mart 1915’ten itibaren rahatça Boğazdan geçeceklerini düşündüler. Gelibolu Yarımadasını işgale yeltendiler. Ne var ki, Nusret’in döşediği mayınlar ile Türk topçusunun amansız ateşini hesaba katamadılar.

 

15 Nisan günü, on binlerce İngiliz ve Anzak askeri karaya çıkarma yaparken, Fransızlar da Kumkale’yi işgale başlar. Mustafa Kemal Paşa’nın Anafartalar’da yerinde müdahalesi savaşın şeklini değiştirir. İngilizler, büyük umut bağladıkları Çanakkale hevesinden vazgeçerler. Almanlar, deniz ekonomisinden istifade edemeyince iktisadi sıkıntıya düşer. İngiliz ve Fransız gemileri ağır darbeler alırlar. Bağdaşma devletleri için savaşı sürdürme imkânı kalmaz. Türk, yenilmezliğini ve Çanakkale’nin geçilmezliğini dünyaya bir kez daha gösterir.

 

Emperyalistler, Osmanlı’yı haritadan kaldırıp toprakları aralarında paylaşmak istiyorlardı. Ruslar, boğazları ele geçirip sıcak denizlere inmeyi hayal ediyordu. İngiltere’de, boğazları ele geçirmenin derdindeydi. Süveyş Kanalına, Hint yoluna ve Filistin’e hâkim olmayı planlıyordu. Bu nedenle İngilizler, 28 Ocak 1915’te Osmanlı’ya savaş açtı.  Fransa Suriye, Lübnan ve Kilikya’yı kontrolü altına almayı düşlüyordu. Almanlar, doğuya açılmayı arzuluyordu. İtalyanlar, Antalya yöresini sahiplenmek istiyordu. Çanakkale Zaferini Mustafa Kemal’in önderliğinde kazanan Türk ordusu 252 bin aziz evlâdını şehit verdi. Düşman birlikleri ise geride 150 bin ölü bıraktılar.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!