Doğru zamanda doğru yolda yürüyen elbet hedefe varır. Maziye yanmanın yerine yaşanan vakti doğru değerlendirmeli. Geçen zamanın peşinden dövünmek, yere dökülen sütün arkasından ağlamak gibi faydasızdır. Pişman olup ders çıkarmak başka… İnsan, kıymet bilmeli. Her zamanın bir değeri vardır. Bazı zamanların değeri daha çoktur. İnsanların birbirine olan değer farkları gibi zamanlarında birbirlerine göre değerleri farklıdır. Bu zamanların bir kısmı da üç aylar denilen Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır.  Değerlerin idrakinde kula kul olmadan yaşamak isteyen Allah ile arasındaki sevgi bağını doğru örmeli.

 

İnsan, kendisini yenilemeye mecbur. Her yeni gelen zamanda insan, ilkbaharda bitkilerin yeniden hayat bulduğu gibi kendini yenilemeli. Kula kul olmamak için gidişatını kontrol etmeli.  Değerini bilen, kula kul olmaz. İnsanın değeri, insana değil Rabbine kul olmakla artar. İnsan davranışlarıyla değer kazanır. İbadet, kula kul olmamanın göstergesidir.  Recep rüzgâr, Şaban bulut ve Ramazan ayı yağmur gibidir. Bu aylardaki iyi hâller diğer aylara göre daha faziletlidir. Bu aylarda işlenen iyi ve güzel hallerin mükâfatı daha çoktur. İbadette maksat kötülüklerden arınmaktır. Kimin ibadeti sahibini yalan, iftira, gammaz, hile, haset, gıybet, fesat, adaletsizlik, mazlumu mağdur etmek, haram yiyip içmek ve ortalık karıştırmaktan alı koymuyorsa vay o kişini haline!  

 

Dinsel tarihi kayıtlarda, Hz. Peygamber: “Allah, Cebrail’e: “Ey Cebrail, derhâl yeryüzüne in! Falan yerleşkenin altını üstüne getir.” emrini verdi. Allah’ın bu emri üzerine Cebrail, yere indi. O beldede dört bin kişinin ibadet ettiğini gördü ve: “Ya Rab! Bu beldenin altını üstüne nasıl getireyim orada sana ibadet edenler var?” dediğinde, Allah: “Sen, onların namazlarına bakma! Aralarında iyiliği emredip birbirinin kötülüğüne mani olmazlar. Birbirinin kötü tutumlarına göz yumarlar. O nedenle amellerini suratlarına çarp ve orayı batır.” buyurdu. Hz. Resul: “Âdem’in yediği yasaklı meyvenin zararı otuz gün midesinde kaldığı için Allah, ümmetime otuz günlük Ramazan orucunu farz kılmıştır.” buyurdu.  Allah, iftar ile imsak vakitleri arası yiyip içmeyi kerem ve rahmetinden serbest bırakmıştır.

 

Cebrail (a.s.) yaratıldığında kendisine baktı: “Ya Rab, benden daha güzel birisini yarattın mı?” diye, sordu. Allah: “Hayır, senden daha güzelini yaratmadım.” buyurdu. Bunun üzerine Cebrail (a.s.) yüz yirmi bin sene süren iki rekât namaz kıldı. Namazı bittiğinde Allah: “Ey Cebrail, güzel bir ibadet yaptın. Senin gibi bugüne kadar hiç kimse böyle ibadet yapmadı. Fakat ahir zamanda dünyaya gelecek Muhammed ümmetinin kusur ve eksiklerle kılacakları iki rekât namazları benim katımda daha sevimlidir.” buyurdu. Sen, namazı kendiliğinden onlar ise benim emrim gereği kılarlar. Kula kul olmadığını belgelemek isteyen Rabbi ile ilişkilerini sevgi bağını sağlam bağlamalı. Sevmeli ve sevilmeli. Allah’ın, kendisini ne kadar sevdiğini bilmek isteyen Allah’ı ne kadar sevdiğine bakmalı.

 

Peygamberlerden biri rızık azlığından Allah’a şikâyette bulundu. Allah, ona, şu denize gir. Denizin dibinden bir taş çıkar. Taşı ikiye böl.” buyurdu. Peygamber, çıkardığı taşı ikiye böldü. Taşın içinden ağzında yeşil yaprakla bir böcek çıktı. Allah: “Görüyorsun, denizin dibinde bulunan taşın içindeki böceğin bile rızkını veriyorum. Açlığından öldürmüyorum. Durum böyle iken peygamberimi açlıktan öldürür müyüm? Bu vaziyetine üzülürsen seni peygamberlik defterinden silerim.” buyurdu.

 

Recep ayı tamam olduğunda Allah, Recep ayına: “Söyle, kullarım gereği kadar sana saygılı oldular mı?” diye sorar. Recep ayı, bir süre sükût eder ve: “Ya Rab, onların ibadetlerini bilirim. Kusurlarını ifşadan sana sığınırım.” der. Allah: “Recep, benim ayım. Kullarım benim kulum. Rahmet benim rahmetim. Cennette onlara, benim mükâfatımdır.” buyurur.   Recep ayının son gecesi Allah: “Var mı, tövbe eden kabul edeyim? Var mı, dua eden icabet edeyim? Var mı, af dileyen onu mağfiret edeyim?” buyurur.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!