Kaçak alkol ülkenin büyük bir sorunu olmayı sürdürüyor. Son 1 haftada kaçak alkolden 51 kişi yaşamını yitirdi. Bunun üstüne Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı ekipleri denetimlerini ve operasyonlarını sıklaştırdı. Birçok ilde yüksek sayıda kaçak ve sahte alkol ele geçirildi. Gel gelelim alkol fiyatları bu şekilde yüksek oldukça özellikle pandemi döneminde kaçak alkolün üretimi ve tüketimi maalesef devam edecek gibi gözüküyor. Vergi uzmanı ve Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ozan Bingöl,‘‘ Son 10 yılda alkollü içeceklerden alınan ÖTV rakıda yüzde 443, birada ise yüzde 365 arttı. 1 litre rakıda 2010'da 51.48 lira olan ÖTV tutarı 3 Temmuz'da yüzde 6.89 artırılarak 279.29 liraya çıktı. Böylece son 10 yılda vergi artışındaki oran yüzde 443 oldu” diyerek durumun vahametini gözler önüne sermiş. Bence bunun önüne geçmek için alkolün vergilendirmesinde yeni bir düzenlemeye gidilmesi gerekir. Fiyatlar düşmedikçe insanlar kaçak alkole yönelmeyi sürdürecek. Bu ölümler de maalesef yaşanmayı sürdürecek.

4 GENÇTEN 1’İ İŞSİZ

Temmuz ayında işsizlik oranı yüzde 13,4 seviyesinde gerçekleşti. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,2 puanlık azalışla yüzde 25,9 oldu. Bu da demek oluyor ki 4 gençten 1’i işsiz. Bu durum ne yazık ki yeni bir gelişme değil. Yıllardır ülkede 4 gençten 1’i işsiz. Hepimizin çevresinde vardır böyle bir tanıdığı. Avrupa’da Amerika’da gençler 20-25 yaşları arasında çalışıp kazandıkları ile arabasını alıyor, tatile çıkıyor hem de yurt dışına tatile gidiyorlar. Bizim gençlerimizin birçoğu ise iş bulamıyor. Bulanlar asgari ücret ile geçinme kaygısı yaşıyor. Gelecek planlamaktan tatil planlamaya vakitleri kalmıyor. Vakitleri kalsa paraları kalmıyor. Birçok Türk gencinin hayali yurt dışında yaşamak, çalışmak. Nasıl olmasın. Kendisinden çok daha az nitelikli insanların Avrupa’da yaşadığı hayatları görünce ‘‘ Ben niye burada sürünüyorum’’ diyor. İmkanı olan da gidiyor zaten. Böyle böyle ülkenin nitelikli gençlerini maalesef kaybediyoruz. Ülkemizin yetiştirdiği değerler, yeterli şartları kendilerine sağlayamadığımız için yurt dışında yabancı ülkelere hizmet ediyor, onların ekonomilerine katkı sağlıyor. Bu durum pandemiden de kaynaklanmıyor. Yıllardır bu durum böyle. 4 yıl okuyarak mühendis olan bir genç asgari ücretin biraz üzerinde bir maaşla işe başlatılıyor. Öğretmenler atanamıyor, özel okullarda yine asgari ücret civarı maaşla çalışmak zorunda kalıyor.

‘GENÇLER İŞ BEĞENMİYORSA HAKLILAR’

Bir de gençler iş beğenmiyorcular var. İş varmış ama gençler beğenmiyormuş. Bilader sizin yaşadığınız dönem geride kaldı. Artık ‘Ne iş olsa yaparım’ diyen gençler yok. Üniversitede 4-5 yıl okumuş, yabancı dilini geliştirmiş, hayalinde mesleği yapabilmek için senelerini vermiş genç, niye her işi yapsın. Madem bu gençlere hayallerindeki iş imkanı sağlanamayacak, Türkiye’nin her iline üniversite açmanın, var olan üniversitelerin kontenjanlarını arttırmanın da bir mantığı yok. Okumuş işsizler ordusu yaratmaktan başka bir işe yaramıyor maalesef. Gençler sadece iş istemiyor. İnsanca yaşayabilecekleri, emeklerinin karşılıklarını alabilecekleri iş istiyor. Eh bu gençleri de yurt dışına kaybetmeyi sürdürdüğümüz sürece ne ülke ekonomisi gelişir, ne de refah seviyesi artar. Bunda hem devletin hem de patronların yapabileceği şeyler var. Devlet maaşlardan alınan vergiyi azaltabilir. Patronlarda azaltılan vergi nedeniyle üzerlerindeki azalan baskıyı biraz daha ben kazanayım demeyerek çalışanlarına yansıtabilir. İlk adım bu olabilir. Gençler de üretmeye, çalışmaya hevesli olur bu sayede zaten gerisi kendiliğinden hallolur.