Coğrafyayı kirleten de, arıtan da insandır. İnsanda kirlenme iki türlüdür. Biri fikri ve diğeri de fizikidir. İnsanın “fikri” kirlenmeye görsün. Düşüncesi kirli insanın ıslahı güçtür.  Bu tür kirlenme,  ruhi bir hastalıktır. Kendisi kirli insan neyi arıtır ki?

.

Günümüz insanından bazıları kendi oluşturduğu “kir” deryasında boğulmak üzere. İnsanlık arınmaya muhtaç… Ne yazık ki, zihni kirli kişi nifak, tefrika, haset, gıybet, koğuculuk, gasp, dolandırıcılık vs. tüm kötülüklere meyillidir. Bu tipler başkalarına her zaman zarar verebilirler. Zararlı kişilerden, toplum rahatsız olur. Güven duyguları zedelenir. Endişeler hortlar. Kirli zihinler, etraf sürekli endişe ve panik saçarlar.

 

İnsan yaşadıkça nefes alıp verecektir. Nefes alıp verdikçe yaşayacaktır. Önemli olan yaşamın son nefes hâlinde kişinin nasıl bir durumla karşı karşıya kalacağıdır.   Kişinin kaygı ve ümitleri bu noktaya endekslidir. Aklıselim insan bu anın hesabına dikkat eder. Tevbe suresi ayet 109’da, Allah: “…Allah da tertemiz olanları sever.” buyuruyor. İnsan, doğası gereği temizdir. Yaradan, insandan temiz olmasını ister. Zihni temizlik, eğitim ve öğretimle olur. Zihinsel kirlilik, toplum gayretiyle bertaraf edilir. Fikri kirlenmenin yaygın olduğu toplumlarda; küslük, kinleşmek ve lüzumsuz sürtüşmeler sık görülür. Aydın, bilgili ve eğitimli toplumlarda zihinsel kirlilik oranı düşüktür. Dayanışma, yardımlaşma, eğitim ve öğretimin gelişkin olduğu toplumlarda zihni kirleten amiller pek yaşam ortamı bulamazlar.

 

İnsanın dünyaya geliş kapısı doğum kapısıdır. Bu dünyadan göç kapısı da ölüm kapısıdır. Bu kapılardan geçiş vizeleri önceden yapılmıştır. Hiç kimse, bir başkasının geçiş hakkını ihlâl edemez. Biri diğerinin sırasına geçemez. Her insanın dünyada kalacağı sürenin rezervasyonu evvelden yapılmıştır.  Bir başkası, diğerinin rezervasyonuna el koyamaz. Allah, kalbi hastalıklara yol açan haset, gıybet, hırsızlık, laf taşımacılığı gibi insana yakışmayan hareketlerden uzak durmasını ikaz ediyor. Bedeni temizlik kolaydır. Zor olan, fikri temizliktir. Fikri temizlik toplumsal mücadele ister. Aldatmanın hüner sayıldığı toplumlarda hakkaniyet itibar görmez. Öylesi toplumlarda hak denilince akarsular durmaz. Kirli fikirlerin hukuk tanımazlığı bir başka meseledir.

 

İnsan aklı ve bedeni temiz oldukça yaşam güzeldir. Sevgi, güven, hoşgörü, barış, huzur anlamını fiziki ve fikri temiz toplumlarda bulur.  Zihinsel kirlilikle alâkalı hastalıklar hoş görü, sevgi, saygı, paylaşım, dayanışma, kaynaşma ve adalet anlayışıyla tedavi edilirler. Haset, gıybet, yalan, iftira, gammaz, hırsızlık ve sömürü gibi toplumsal barışı bozan hastalıkların “panzehri” hoş görü, sevgi, saygı, paylaşım, dayanışma, kaynaşma, adil davranış, eğitim ve öğretimdir. Toplumların düştüğü sıkıntıların başında zihni kirli insanların ateşledikleri nifak, haset, gıybet, tefrika, dedikodu vs. fitne ateşleri gelir. Son nefes hâlini sağlıklı düşünebilen bir insan fitnelikle uğraşır mı? Dünya herkesin sığacağı kadar geniş… Herkesin yürüyeceği kadar yolları olan bir mekân… Hiç kimse edişe duymasın, bu dünya da kimse kalmaz.

 

Toplumda, zihni kirlenmeler olmadıkça hak gaspları yapılmaz. Adalet sarsılmaz. Adalet sarsılmayınca güven duygusu yara almaz. Güven duygusu yara almadıkça toplumsal huzur ifsat olmaz.  İnsani değerler güven duygusu ile ayakta kalır. Son nefesin huzur ve güveni insani değerlere bağlıdır. Enes bin Malik: - Peygamber’in hizmetine ilk girdiğim zaman sekiz yaşımda idim. Bana ilk öğrettiklerinden biri de şudur: “Ey Enes, kalbinde Müslüman birini aldatmanın duygusu ile ne bir gece yat. Ne de bir gündüz geçir. Bu benim sünnetimdir. O hâlde Müslüman kalbinde olan kibir, kin, hile ve haset gibi ne varsa çıkarıp atmalıdır. Amellerin en üstünü budur.” duyurdu. Ahnef b. Kays’a şöyle soruldu: -İnsanlık nedir?  Cevabında: -Devletli iken tevazu sahibi olmak… İntikam alacak gücü varken affı tercih etmek. İhtiyaç sahibine mihnet duyurmadan vermek…

 

Zihni ifsat eden pis ve zehirli düşüncelerin akla girmesi insan için görünmez en tehlikeli düşmandır.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!