Sevgi, barış ve huzur varken kavga niye? Saygı, hoşgörü ve uzlaşı dururken niçin kavga? Kavga, kavga, kavga… Kim, kiminle niçin kavga eder? Bütün bu soruların cevabını birlikte değerlendirelim! Aklıselim olarak düşünelim! Başkalarını yargılamadan önce kendimizi yargılayalım!

            Kavga, öfkenin eseridir. Kavga, kin duygusunun ürünüdür. Kavgadan amaç öç almaktır. Kavga, karşıdaki rakibi düşman görmektir. Kavga, karşı tarafa zarar vermeye çalışmaktır.

            Kavga, öç almak için yapılır. Kavga, öfkeden kaynaklanır. Öfkeli insan kendisine kendini sorabilir mi? Öfkeli iken insan kendisine ah bir bakabilse; öfke anında kendisinde kendisinin olmadığını görecektir. Öfke, insanda kişilik değişikliği yapar. Sakin insan ile öfke anındaki insan farklı iki tip gibidir.

            Öfkeye yol açan nedenlere dikkat etmek lazım! Öfkeye yol açan pek çok ruhi hastalıklar vardır. Sözünü ettiğimiz öfke, gereksiz ve gereğinden fazla olan öfkedir. Öfke, baldan tatlıdır dedikleri doğrudur. Kendini ökeye kaptıran insan öfkenin tadını kolay kolay kesemez. Öfkeye yol açan nedenlerin başında kıskançlık, hasetlik, yalan, iftira, dedikodu, gıybet, laf taşımak, hakka razı olmamak, tahammülsüzlük, saygısızlık, sevgisizlik, diyalogsuzluk vs. gibi pek çok olumsuz etkeni saymak mümkündür.  Bu olumsuzluklar, insanın yüreğinde alevlendikçe kavga başlar.

Başta insan kendisiyle kavga eder. Kendisiyle kavga etmeden bir insan asla başkasıyla kavga etmez. İnsanda iki hâl duyguları vardır. Birincisi iyi hâl duyguları diğeri ise kötü hâl duygularıdır. İnsana iyi hâl duyguları hükmettiğinde o insan ne kendisiyle ve ne de başkasıyla kavga eder. Kötü hâl duyguları galeyana gelen bir insan, önce kendisindeki iyi hâl duygularını yener. Kötü hâl duyguları galip gelir. Bir insanın kendisiyle kavgası, kendisinde olan iyi hâl duyguları ile kötü hâl duygularının kavgasıdır.

Ailesini seven insan ailesi ile kavga eder mi? Atasını seven insan atası ile kavga eder mi? Evlâdını seven insan evlâdı ile kavga eder mi?

Hayvanı seven insan hayvan ile kavga eder mi? İnsanı seven insan, insanla kavga eder mi? Kendisini seven insan kendisiyle kavga eder mi? Kendini yaradan Rabbi ile insan kavga eder mi? Kendisini sorgulamasını bilen insan kendisiyle kavga eder mi?

Toplumsal barış isteyen insan toplumla kavga eder mi? Sosyal paylaşımı ve yardımlaşmayı seven insan başkasıyla kavağa eder mi? Görüldüğü gibi sorular soru içerisinde gelişiyor? Sorunlar, tedavi edilmedikçe artıyor. Artan her sorun bir kavga nedeni olarak insanın karşısına çıkıyor.

            İnsanlık tarihindeki ilk kavga, ilk ailenin iki oğlu arasında çıktı. Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın oğulları Kabil ile Habil meselini unutmayalım. Mesel, masal demek değildir. Mesel, örnek alınacak ibretlik durum demektir. Kabil ile Habil meselenin temelinde kadın mevzuu vardı. Diğer yandan Hz. Yakup peygamberin oğulları arasındaki hadisenin özünde kıskançlık vardır. Kıskançlıktan ötürü diğer kardeşler, Hz. Yusuf’u kuyuya atmışlardı. Şeytan ile Hz. İsmail arasında çıktı. Şeytan, İsmail’i aldatmak istemişti. Kavganın taraftarı Şeytan idi.

            Kavga demek; taraflara sıkıntı veren hadise demektir. Barış demek; taraflara huzur sağlayan ortam demektir. Barış ortamında bütün taraflar kârlı çıkar. Kavga ortamında ise bir taraf karlı çıkıyormuş gibi görünse de neticede o tarafta mutlak zarar görecektir.

            Ey öfkeli insan! Ne kadar öfkelenirsen öfkelen senden daha öfkeli birisi mutlaka vardır. Öfke insana insani duyguları, merhameti, insafı, izanı, sevgiyi, şefkati, hoşgörüyü kaybettirir. Öfkeli insanlar kavgacı insanlardır. Kavgacı insanlar mutlu olamazlar. Kavgacı insanlar huzurlu olamazlar. Kavgacı insanlar barışçıl olamazlar. Allah, insandan kavga değil barış istiyor.

            Ey kavgacı insan! Allah’ın öfkesini unutma! Allah’ın öfkesinin senden daha kabarık olduğunu aklından çıkarma! Kavgacı insan, bir gün Allah’ın öfkesini karşısında bulacaktır.

            Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!