2013 yılında yapılan kanun değişikliğiyle yüzde 40'ın üzerinde engeli bulanan yurttaşlar ile ağır engelli yurttaşlara bir refakatçisiyle birlikte her türlü ulaştırma hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaları uygulaması başlatıldığını hatırlatan Çakırözer, “Pandemi öncesi tüm engelliler için YHT seferleri ücretsizdi, ağır engellilerde yanlarındaki refakatçiyle birlikte ücretsiz sefer edebiliyorlardı. Pandemi nedeniyle tren seferleri durana kadar bu uygulama devam etti. Haziran başında engellilerin kamuda ve özel sektörde izinli olma hâli sona erdi. 28 Mayısta tren seferleri tüm vatandaşlar için yeniden başladı. Ancak engelli vatandaşlara ücretsiz ulaşım hakkı TCDD tarafından Ulaştırma Bakanlığı tarafından sessiz sedasız fiili bir durum yaratılarak askıya alındı, kaldırıldı” dedi.  Engelli derneklerinin bu hukuksuzluğun giderilmesi için kampanyalar başlattığını söyleyen Çakırözer, “ Konu basına aksedince bu kez Ulaştırma Bakanlığı 8 Temmuzda sosyal medyadan bir yazılı açıklama yaparak, pandemi nedeniyle engelli yurttaşların seyahat hakkının kısıtlandığını duyurdu. Oysa haziran başı itibarıyla engelliler kamuda ve özel sektörde çalışmaya başlamış durumda” dedi.

‘ENGELLİLERE BÜYÜK AYRIMCILIK’

Sadece engelli oldukları için yurttaşlara seyahat kısıtlaması getirilmesi Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirten Çakırözer, Bakanlık yetkililerinin de bulunduğu komisyonda şu değerlendirmelerde bulundu:“Engellilerimize yönelik büyük bir ayrımcılık uygulanmakta. Ayrıca yapılan Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme'nin de birçok maddesine aykırıdır. Engellilere eşit uygulama yapılması ve ayrımcılığın yasak olması ilkesinin, engellilerin güvenli ve sağlıklı biçimde seyahat etme hakkının, engellilerin seyahat özgürlüğü ilkesinin, engellilerin bağımsız yaşama ve topluma dâhil olma hakkının, kamu hizmetlerinin erişilebilir olması ilkelerinin tümünün ihlali anlamını taşımaktadır. Seyahat kısıtlaması, sayıları yüz binleri değil milyonları bulan engelli yurttaşlarımızın tedavilerine erişimine de kısıtlama getirmektedir. Birçok engelli yurttaşımız, tedavileri için şehirlerarası seyahat yapmak zorunda, bu seyahatlerin tümü şu anda askıya alınmış durumda. Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin bir hükmü de, tüm kararlara engellilerin ve onları temsil eden sivil toplum örgütlerinin katılımı ilkesidir. Oysa Ulaştırma Bakanlığının, demir yollarının aldığı kararlara tamamen keyfî kararlar, kimseye, hiçbir örgüte danışılmadan alınmış kararlardır.”

‘VİCDANSIZLIĞA SON VERİN’

Çakırözer, engellilere getirilen kısıtlama ile engellilerin yüksek hızlı trenlerde ücretsiz ulaşım hakkının kullanımının engellenmek istenmesi ve böylece YHT'nin daha fazla kâr etmesi amaçlandığı yönündeki tartışmaları da Bakanlık yetkililerinin gündemine getirerek, “Biz bunu daha önce gördük.  Öğrencilerin ve özellikle kamu çalışanlarının YHT'lerdeki şehirlerarası seyahatlerde kullandığı aylık abonman biletleri de astronomik bir biçimde arttırılmak suretiyle fiili olarak uygulamadan kaldırılmıştı. Şu anda belediyelerde şehir içinde verilen ulaşım hizmetinde ücretsiz ulaşım hakkı sürerken, her gün yine binlerce engelli yurttaşın kullandığı YHT ana hat ve bölgesel hatlarda seyahat hakkının kısıtlanması hem de ücretsiz ulaşım hakkının ellerinden alınmış olması vicdansızlıktır, kabul edilemez. Yarından tezi yok bu uygulamanın bu yasaklamanın sona ermesi gerekir” diye konuştu.