Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan okuma yazma seferberliği, yurdun dört bir tarafında ilgiyle karşılandı. Eskişehir’de yaşayan 77 yaşındaki Nezahat Duruer isimli bir vatandaş da, seferberlik başlar başlamaz Ülkü İlkokuluna koştu. Henüz sınıf açılmamışken okul müdürü Hüseyin Çevik ile görüşerek tek kalsa bile kendisine sınıf açılmasını isteyen Duruer, şimdilerde 12 kişilik sınıfta özverisi ile kursun göz bebeği oldu. Üç kızı ve 6 torunu bulunan Nebahat Duruer, haftanın 3 günü 4 saat ders gördüğü okulda hırsı ile takdiri topluyor. 

“Sınıfta bir kişi bile olsam bu kursu başlatın” 
Okuma yazma seferberliğinin ardından kursların başlamasına adeta önayak olan Nezahat Duruer, okuma yazma bilmemesinin zorluklarını çok sık yaşadığını belirtti. Duruer, “Çocuklarım burada okudu, torunlarım burada okudu. Babam ile annem beni okutmadı. Şimdi sıra bana geldi. 77 yaşındayım okumak istiyorum. Müdürüme çıktım, o da hoşgörülü karşıladı. ‘Beni bir kişi olsam bile okutacaksın’ dedim. ‘Tamam, baş üstüne’ dedi. Allah razı olsun. Geldim, herkese de söyledim, ilan ettim. Arkadaşlarım da toplandı. Nasip kısmet olursa okuyacağız. Babam okutmadı beni, çok zengindi 'benim kızım okuyamaz, oğlanlara mektup yazar büyüyünce' deyip okutmadı beni. Bir tabela okuyamıyorum. Otobüs geçiyor acaba hangi numaraydı, acaba neydi şaşırıp kalıyorum. Birine soracak oluyorum, utanıyorum. Bu yaştan sonra merak ediyorum okuyacağım inşallah. Çok teşekkür ediyorum. Hocamız da, okulumuz da iyi” dedi. 

Kızı, annesini ‘okula gidiyor musun’ diye kontrol ediyor 
Son olarak babasına sitem eden ve üniversiteye kadar okumak istediğini söyleyen Duruer, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Torunum ve kızım yardım ediyor. ‘Aman anne oku’ diyor. İş yerinden telefon ediyor ‘anne dersine çalıştın mı, okula gidiyor musun’ diye. ‘Hay hay kızım tabi gidiyorum’ diyorum. Nereye kadar giderse okuyacağım. Üniversiteye kadar gideceğim. Okumaktan iyi hiçbir şey yokmuş aman herkes okusun. Bizim zamanımızda yoktu bunlar, babalarımız okutmadı bizi. Altı kardeşiz biz, kardeşlerimi okuttu beni okutmadı. Okul da evimizin bitişiğindeydi.” 

“Ülkemizde okur-yazar olmayan insanın bulunması bu çağda üzücü” 
Ülkü İlkokulu’ndaki okuma yazma seferberliği kapsamında açılan sınıfın öğretmenliğini yapan Banu Taşkıran ise kendisi için farklı bir ortamın olduğu halde projeyi çok önemsediğini ifade etti. Taşkıran, “Benim için farklı bir ortam oldu. Çocuklarla iletişim tabi daha farklı. Şu an muhatap olduğum kişilerin çoğu yaşça benden büyük. Biraz daha heyecanlı olduğunu söyleyebilirim. Bir de tabii ki en önemli kısmı buradaki azmi, gayreti görmek. Çünkü bu insanlar buraya gönüllü olarak geliyorlar. Ülkemizde okur-yazar olmayan insanın bulunması bu çağda üzücü bir durum. Kendilerinin de bana derste en çok sorun olarak aktardıkları şuydu, ‘hocam nereye gitsek okuma yazma bilmediğimiz için birilerine sormak zorunda kalıyoruz. Hiçbir şekilde kendi işimizi kendimiz halledemiyoruz.’ En basitinden bir otobüse binerken bile numaraları, sayıları bilmiyorlar. Okuyamadıkları için sürekli birilerinden yardım almak durumunda kaldıkları gibi bu tarz sorunlarının olduğunu söylediler. Bu yüzden bunun çok önemli bir proje olduğunu düşünüyorum ve önemsiyorum” şeklinde konuştu. 

“Nezahat Teyze ile beraber öğrenci topladık” 
Ülkü İlkokulu Müdürü Hüseyin Çevik ise, şunları aktardı: 
“Bu kursun başlamasında en büyük etkenlerden birisi de Nezahat Hanımdır. Gelip ‘bir kişi de olsa bu kursa katılmak istiyorum’ diye bize ısrarla belirtmesi ve bizim beraberce öğrenci toplamamız neticesinde kursu başlattık. Hala okuma yazma bilmeyen birileri var ise okulumuza bekleriz. Her zaman bu kursları açmaya hazırız. Biz onlara okuma yazma öğretmek için gerekli çalışmaları yaparız.”