Eski bakan Avcı, yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturmalar kapsamında mahkemelerde görülen davaları takip ettiğini söyledi.FETÖ'nün darbe girişiminden yargılananların savunmalarının dikkati çektiğini anlatan Avcı, şöyle konuştu:

"Davalarda belli ki bir merkezden empoze edilen, yönlendirilen, biçimlendirilen ve o yüzden yazılı metne dayalı savunma yöntemlerini kullanmaya çalışıyorlar. Hiçbir soruya irticalen, kendiliğinden cevap vermiyorlar. Bir merkezden kendilerine servis edilmiş, yazılı metinler üzerinden bir algı oluşturmaya gayret ediyorlar. Silivri'deki bir davada yaşanan bir olay bunun çok çarpıcı bir örneğidir. Sorgusu sırasında hakim sanığa, bu melanete birlikte katıldıkları isimleri tek tek sayarak tanıyıp tanımadığını soruyordu. Sanık, otomatiğe bağlanmış bir biçimde, hepsine 'tanımıyorum' diye cevap veriyordu. Bu arada hakim kısa bir an durakladıktan sonra bir isim daha söyledi, sanık onu da tanımadığını söyledi. Bunun üzerine hakim, 'Nasıl tanımıyorsun? Bu söylediğim isim senin eşin değil mi?' dedi. Araya eşinin ismini koyarak nasıl otomatik bir şekilde cevap verdiklerini gösteren bir örnekti."

 

"KİMSE BU OYUNA GELMİYOR"

 

Avcı, medyanın ve vatandaşların davalara daha yakın ilgi göstermesinin faydalı olacağını vurguladı.

Söz konusu davaların aynı zamanda bir demokrasi eğitimi olduğunu anlatan Avcı, şöyle devam etti:

"Duruşmalardaki sözde savunmalarını, bunların dayandığı mantığı ve o gece yaşananları kamuoyuna iyi anlatabilirsek, gençlerimiz askere gittiğinde, bir görev aldığında, kamuda bir görev üstlendiğinde, 'kanunsuz emir nedir; kanunsuz emirler karşısında nasıl davranmak gerekir?' konularında biraz daha bilinçlenmiş olur. Herkes fırsat buldukça duruşmaları izlemelidir. Özellikle Hukuk Fakültesi öğrencilerinin bunları izlemelerinde büyük fayda var. Nasıl bir dezenformasyon kampanyasının yürütüldüğünü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde kullanılmak üzere araya nasıl 'Adil yargılanma hakkımız kısıtlandı' bahanesinin sıkıştırılmaya çalışıldığını çok net görüyorsunuz. Şu anda FETÖ'nün bütün savunma stratejisi, önceden hazırlanmış yazılı metinler üzerinden hakimler heyetinin, şehit yakınlarının, gazilerin sabrını zorlayıp, bunun üzerinden orada çıkabilecek birtakım farklı sesleri daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde 'Adil yargılanmadık, savunma hakkımız kısıtlandı.' söylemleriyle bu davaların iptaline gerekçe olarak kullanmak gibi bir niyet içinde oldukları görülüyor. Ama çok şükür kimse bu oyuna gelmiyor. Sağlam adımlarla, herhangi bir şekil ve usul hatasına yer vermeden, bu davaları suhuletle, sükunetle, hukukun özüne uygun olarak tamamlayıp, gereken cezalar ve müeyyideler yerini bulmaya başladı."