Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’nın destekleri ile dijital dünya konusunda toplumu bilinçlendirmek üzere kurulan Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) Müdürü Doç. Dr. Levent Eraslan ve Bilim Kurulu, toplumu bilgilendirmeyi sürdürüyor, dijital medyadaki tehlikeler hakkında vatandaşları uyarıyor. Sosyal medyanın doğru kullanımı ve dijital dünyanın beraberinde getirdiği tehlikeler konusunda toplumu bilinçlendirmeyi hedefleyen SODİGEM, son olarak kısa süre içerisinde 1 milyona yakın insanın kullandığı yüz yaşlandırma programı hakkında çarpıcı gerçekleri ortaya çıkarttı. Uygulamanın, insanların eğlence amaçlı çektiği fotoğraflar ile biyolojik şifrelerini depoladığını ifade eden SODİGEM Müdürü Doç. Dr. Levent Eraslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamalar ile vatandaşları bu tip uygulamaları kullanırken dikkatli olunması gerektiğine dair uyardı. 

“Büyük veri havuzuna kendi resimlerimizi atıyoruz” 
Programın son 3 günde toplam 700 bini aşkın kişi tarafından kullanıldığını ifade eden Doç. Dr. Levent Eraslan, uygulamanın kullandığı yüzümüzün ve göz retinasının biyolojik şifrelerimiz olduğunu hatırlattı. Bu uygulamanın insanların biyolojik şifrelerini topladığını ve ilerleyen yıllarda kişisel verilere ulaşmak için kullanılabileceğini ifade eden Eraslan, 2017 yılında da ’10 years challange’ olarak benzer bir uygulama çıktığını belirtti. Eraslan, “Sosyal medya ve sosyal ağlar dünyamızın üçte ikisinin kullandığı alanlar. Çok hızlı bir şekilde anlık kampanyalar ve modalar hızlı bir şekilde yayılmakta. Dünden itibaren çok ilginç bir şekilde aslında 2014’te kurulan bir şirketin yaşlandırma programını, bütün herkesin kullandığını gördük. Ünlüsünde normal insanına herkes bu programı kullandı. Bu program 2014 yılında Yaroslav Goncharov diye Rus bir bilgisayar mühendisin kurduğu bir program. Son 3 günde 20 ülkede tam 700 bin kişi tarafından indirilmiş. Soru şu, neden yüz yaşlandırılıyor? Çünkü yüzümüz özellikle göz ve retinalarımız bizim biyolojik şifremiz. Çok önemlidir. Çünkü ilerleyen günlerde hatta günümüzde birçok telefon uygulamasında biliyorsunuz göz şifrelemesi var. Biz şu anda kendi yaşlandırma resimlerimizle aslında Big Data adı verilen büyük veri havuzuna kendi resimlerimizi atıyoruz. Bu ne demek? O havuzda yapay zekâ mesela benim surat ifadelerimi yıllara göre büyütebilir ve küçültebilir demek. Mimikleri ve hareketleri yıla göre yaşlandırabilir. Bu ileride benim kişisel verilerime ulaşma olanağı tanıyabilir. Silikon maskeleme adı verilen bir algı yönetimi vardır. Yani o fotoğraflarla beraber aynı bu ifademle maske yapılabilir ve bunun üzerinden de aklınıza gelebilen her türlü olumsuz durumlar ortaya çıkabilir. Bu anlamda biyolojik şifre burada çok önemlidir. Bizler birbirimize eğlence olsun amacıyla attığımız fotoğraflarla aslında kendi biyolojik kodlarımızı bir havuza atıyoruz. Bu havuz da bunu ilerleyen yıllarda kullanacak. Çünkü dikkat ederseniz 2017 yılında da böyle bir uygulama çıktı. ’10 years challange’ yani 10 yıl önceki ve sonraki hallerimiz. Bunların tamamı yapay zekâya, makine öğrenmesine pratik kazandıran ve ona veri sağlayan uygulamalar” şeklinde konuştu. 

“Dijital dünyada asla tesadüf yoktur” 
Uygulamanın kullanım şartlarında çekilen fotoğrafın tüm haklarının şirkete devredildiğini belirten bir madde olduğunu belirten Doç. Dr. Levent Eraslan, eğlence amaçlı yapılan yaşlandırma programlarının masum olmadığını vurguladı. Eraslan, “Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’nın lafıdır, dijital dünyayı iyi kullanmazsanız dijital dünya sizi kullanır. Şu anda o fotoğraflarımızla bunu yapıyoruz. Uygulamayı incelediğimiz zaman, bizden verilere ulaşma izni istiyor. Bizler buna tamam dediğimiz zaman telefondaki her şeyimize ulaşabilir. Şifrelerin, fotoğrafların, ses kayıtların gibi. Artı olarak kullanım şartlarında bir madde var. ‘Bu fotoğrafın tüm hakları şirkete devredilmiştir’ diyor. Biliyorsunuz kimse okumadan onaylıyor. Bir Rus’un geliştirdiği program benim yüzümü neden kendi mülkiyeti altına alsın? Az önce söylediklerimizin temeli bu. Sadece bu değil. Hangi telefondan bağlandığınız, hangi ülkeden bağlandığınıza kadar birçok dijital izi de eline alan bir uygulama. Böylesi uygulamalar elbette artacaktır. Ancak unutmayalım dijital dünyada asla tesadüf yoktur. Eğlence amaçlı yaptığımız bu yaşlandırma programı ya da gençleştirme programından bizim bütün şifrelerimiz ortaya dökülmektedir” ifadelerini kullandı. 

“Yarın da ses uygulamaları çıkacaktır” 
Kimliğimizin en önemli öznesini hiç bilmediğimiz bir şirkete devrettiğimizi söyleyen Doç. Dr. Levent Eraslan, yakında da ses uygulamalarının çıkacağına işaret etti. “Yüzümüzü ve sesimizi teslim ettikten sonra geri kalanı imar etmesi çok da zor olmasa gerek” diyen Eraslan, şu şekilde açıklamalarına son verdi: 
“Yapay zeka adını verdiğimiz ilerleyen yıllarda karşımıza çok çıkacak o müthiş uygulamaların verileridir. Kimliğimizi kaybettiğimiz zaman nasıl telaşlanıyoruz ama farkında olmadan o kimliğin en önemli öznesini hiç bilmediğimiz birine veriyoruz. Yoraslav Goncharov kim? Son 15 yıldır Rus bilişim sektörü genelde kriminal dijital dünyayla ilgilidir. Bunun en güzel örneğini Amerika seçimlerinde Trump’ta gördük. Oradaki tüm manipülasyonlar Rus menşeilidir. Bununla ilgili ileride çok farklı şeyler de görebiliriz. Yüz ifadenizden yarın size Twitter hesabı açabilirler. Yarın da ses uygulamaları çıkacaktır. Yüzümüzü ve sesimizi teslim ettikten sonra geri kalanı çok da zor olmasa gerek.”