Geçtiğimiz cumartesi günü Eskişehir’de toprağa verilen Eti’nin kurucusu Firuz Kanatlı, 85 başında hakka yürüdü. Merhum Firuz Kanatlı, Eskişehir’in ve ülkemizin ender yetiştirdiği önemli değerlerden bir şahsiyetti. Hemen yazımın başında kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Allah, ona ve tüm inananlara rahmetiyle muamele etsin!

Firuz Bey, Türk ticaret ve sanayisinin sayfalarına adını altın harflerle yazdırmasını bilen bir iş adamıdır. Firuz Bey, yerelden genele açılımlarla Eti bisküvilerinin marka değerini uluslararası piyasalara taşımakla Türk ekonomisinin dünya piyasalarında önünü açan ticari bir kabiliyetti. Sektörel bazlı Eti Şirketler Grubunun faaliyet alanlarına bakıldığında, uluslararası dev kuruluşların arasında yer alması Türk ekonomisi adına hiç de küçümsenemeyecek önemli gelişimlerdir. Firuz Bey, Eti’nin kuruluşuyla dünyada dikili ağacın nasıl bırakılıp gidileceğinin en güzel örneğini vererek ebedi yolculuğuna çıkmıştır. Artık onu, dünya gözü ile görmek kabil değildir.

İnanıyorum, kendisini sevenler ve icraatlarını benimseyenler onu, hep hayırla yâd edeceklerdir. O, kendisini sevenlere ve faaliyetlerini benimseyenlere nasıl merhamet kucağını açmış ise bundan böyle onun sevenleri ve faaliyetlerini benimseyenler de merhametliler merhametlisinden ona şefkat kucağını açması için duacı olacaklardır. Rahmetli Firuz Kanatlı bazılarının Firuz Ağası, bazılarının Firuz patronu, bazılarının Firuz Amcası ve bazılarının da ekmek kapısı olmuş kentine ve insanlığa vefalı bir insandı. O, kendine has hayatı mutlu ya da meşakkatiyle yaşadı. O yaşarken, işi olmayanların iş kapısı ve ümitsizlerin ümit kapısı olmayı örnek hamleleriyle başarmış patron ve ağadır. Kırk yıla yakın zaman önce kendisini birkaç kez yakından gördüm.  Gördüğüm o zamanlar da, merhabalaşma ve selamlaşmalarımız oldu. O zaman, O’nun mütevazı ve hoşgörülü biri olduğunun kanaati ben de hâsıl oldu. Sadece ben değil, aynı minibüse bindiğimiz on iki ya da on üç kişide de aynı kanaat hâsıl oldu.

Bizler, Organize Sanayi Bölgesinde bir KİT kuruluşu olan Eskişehir Süt ve Süt Mamulleri Fabrikasında çalışıyorduk. Organize sanayiinde onun, o zamanlar bir de Eti makine fabrikası vardı.    Sanırım 1979 yılı kış ayları idi. Cuma günleri, Cuma namazını eda için yakındaki Sultandere köyü camine minibüsle gidip geliyorduk. Firuz Bey’de, o minibüste Cuma namazı için bizimle beraber birkaç kez gidip geldi. Hiç kimse, bu sözlerimi yadırgamasın veya başka türlü yorumlamasın. Firuz Bey’in bu erdemli davranışı namazda birlikte saf tutacağı ya da kısa süreli de olsa hayatı paylaşacağı insanlarla beraber olabilmekti. O bu tutumuyla, insanlarla kaynaşmanın ve birlikte olunabilecek sosyal etkinliklerin nasıl olması gerektiğinin yolunu gösteriyordu. O’nun bu tutumu, ekonomik değerlerle izahı mümkün değil. Çünkü onun, ekonomik değerlerin âlâsına sahip olduğu herkesçe malum!

Firuz Bey’in vefat haberi ile Eskişehir halkı değerli bir evlâdını daha kaybettiğini öğrendi. Yeri dolar mı, bilemem? Ben, onun ve onun gibilerin yerlerinin pek dolacağına inananlardan değilim! Çünkü o bir dünya değeri idi. Bazı değerlerin kıymeti parayla pulla ölçülecek gibi değildir. Onun için onlar, birer değer olmuşlardır.

O’nun ticaret erbabı olmasından dolayı ben, tüketici kimliğimle hakkım geçmiş ise, tüm hakkımı ona kat kat helâl ediyorum. Umarım O’da, kendisini sevenlere ve ilgililere hakkını helâl etmiştir. Firuz Ağa, mekânın Cennet olsun! Merhum Firuz Kanatlı’ ya Allah’tan rahmet, tüm seven ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Değerli Okurlarım! Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!