Bu gibi durumlarda insanlar uzmanlardan gelecek rahatlatıcı bilgi ve görüşlere ihtiyaç duyarlar.

Şu anda dünyanın başına bela olan korona virüs ile yatıp, koronavirüs ile kalkıyoruz.

Her akşam haberlerde yetkililerden gelen açıklamaları dikkatle izliyor ve bizleri rahatlatabilecek haberler var mı diye bakıyoruz.

1999 depreminde Kandilli Rasathanesi Müdürü rahmetli Ahmet Mete Işıkara’nın, bir başka deyimle “Deprem dede” nin açıklamalarını nasıl can kulağıyla dinliyor ve umut arıyorsaydık, şimdi de o haldeyiz.

 

***

Televizyonlara her gün, hemen her saat tıp uzmanları çıkıyor.

Çeşitli konularda bilgiler veriyorlar.

Sosyal medyada da bir çok bilgi dolaşıyor.

Bunların ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış pek bilemiyoruz.

Ancak unvanı, yeri, yurdu belli uzmanların, yetkililerin açıklamalarından başkalarına da rağmen etmemek gerekiyor.

 

***

Bunlardan biri de Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim dalından Prof. Dr. Ateş Kara.

Korona virüs ile ilgili bazı bilgileri paylaşmış.

Virüs insan yapımı değil, doğal olarak mutasyona uğramış bir virüs.

Virüsün dokunmayla geçmesi için tutma süresi ve nem oranı olarak iki parametre var.

Virüsün geçebilmesi için normal şartlar altında 10 saniye geçmesi gerekiyor. Eğer yüzeylerden birisi nemliyse bu süre 5 saniyeye, her iki yüzey de nemliyse 3 saniyeye kadar düşebiliyor. Yani bir yere dokunup elinizi çektiğinizde veya bir kapıyı açtığınızda virüs bulaşma riski yok.

Virüs daha çok kişiden kişiye geçiyor. Hastalıklı bir kişiyle 1 metrelik mesafe içinde temas etmeden yaklaşık 10 dakika geçirdiğinizde virüs bulaşma riske oluşabiliyor. Bu sürenin altında yapılan görüşmelerde, (Örneğin; nasılsınız, iyiyiz siz nasılsınız. Hoşçakalın) türünden yapılan görüşmelerde risk yok.

Virüsün yüzeylerin üzerinde yaşama süresi pek anlam ifade etmiyor. Önemli olan hastalandıran miktarda virüstür. Örneğin; çelik yüzeyde 72 saat yaşar deniliyor ama başlangıçta milyon olan virüs sayısı 72 saat sonunda 1’e düşüyor ki bu da hastalandıran miktarda virüs değil. Plastik veya çelik olsun en ideal şartlarda bile virüs sayısı 1 saat sonra yarıya düşüyor. Yaklaşık 2-2,5 saat sonra ise bulaşabilecek virüs miktarı artık kalmıyor. Yani dışardan aldığımız şeyleri eve geldiğimizde kapının arkasında 2-2,5 saat bekletirsek sorun yaşamıyoruz.

Virüs güneşin altında en fazla yaklaşık yarım saat dayanabiliyor. Bu nedenle güneşin altında daha fazla vakit geçirmeliyiz.

Virüsün yemek ve içecekle geçtiğini dair şimdiye kadar bir kayıt yok.

60 derecenin üstünde pişirilen yemeklerde virüs bulunma riski sıfır.