Hikâyenin devamında iki komşu kadın aralarında “Gurk tavuk sizin değil, bizim!” gibi laflar ederlerken tartışma çıkar. Öfkeler kabarınca komşuluk ilişkilerini unuturlar. Söze de, küfür ve hakaret karışınca kavga başlar. Daha sonra kavga, sülale kavgasına dönüşür. Kavgada karşılıklı atışmalar, restleşmeler, taşlı sopalı saldırılar ve vuruşmalar olur. Derken kavga alevlendikçe alevlenir. Alevlenen kavga,  savaş alanına döner. Ahali, kavga mahalline toplanır. Kavga mahalline gelenlerden halkın bir kısmı kavgayı seyretmeye başlar. Kalabalıktan aklı eren insanlar çıkar ve kavgaya aracı olurlar. Aracı olan bu erdemli insanlar kavgayı yatıştırmaya çalışırlar. Ateşli silahlar ile bıçak, nacak, kazma, kürek vs. kesici, delici ya da parçalayıcı aletler kavgada devreye sokulmadan Korsan Avni kavga meydanına çıkar gelir. Kavga, sonuçları önceden bilinemeyen bir vahamettir.

Kavganın taraflarından birisi Korsan Avni’nin ailesidir. Korsan Avni, kavganın taraflarından Gül Ali’nin dört oğlundan en küçüğüdür. Korsan Avni, köyün öbür yakasında öküzlerini merada otlatırken köyde Kör Hüseyin olarak bilinen biri eşeğiyle yolda köyden kırsala gitmektedir. Köyden kırsala eşeğiyle giden Kör Hüseyin’i gören Korsan Avni, Kör Hüseyin’e seslenir:

            -Hüseyin Ağa, yolculuk ne tarafa?

            Kör Hüseyin, merkebin üzerinde sesin geldiği tarafa dönerek seslenir:

            -Avni, kuzum sen misin?

            Korsan Avni, cevap verir:

            -He, Hüseyin Ağa benim!

            Kör Hüseyin, bu kez Korsan Avni’ye diyeceğini der:

            -Avni, köyün üst yakasında bir grup arasında kavga var. Şamata yapıyorlar. Kavga edenlerin kim olduğunu pek göremedim ama bazı sesler sizinkilerin seslerine benziyordu. Gidip baksan iyi olur.

            Kör Hüseyin’den bu sözleri duyan Korsan Avni, durduğu yerde durur mu? Öküzleri otlakta bırakıp koşarak evlerine doğru hareket eder. Korsan Avni, kavga meydanına geldiğinde kadınların birbiriyle saç saça-baş başa didiştiklerini ve erkeklerin yerde birbiriyle boğuştuklarını görünce deliye döner. Birbirinin saçını başını yolanları,  tekme tokat birbirlerine girenleri, yerlerde sürünenleri ve yumruklaştıklarını görünce yüksek sesle aniden bağırır:

            -DURUNNN! Ne oluyorsunuz? Niçin kavga ediyorsunuz?

            Kavgayı ilk başlatan komşu Kazım Ağa’nın karısı Kezban Kadın bağırarak der:

            -Kava, gurk tavuktan dolayı çıktı.

            Korsan Avni, avazınca haykırır:

            -Kava gurk tavuktan nasıl çıktı? Gurk tavuktan dolayı neden kavga ediyorsunuz?

            Korsan Avni’nin narası üzerine kavgacılar, kavgayı bırakıp Korsan Avni’nin ne dediğini dinlerler ve ona derler:  

            -Aramızdaki bu kavga bir gurk tavuktan dolayı çıktı.

            Kavganın tarafları olan iki taraf da gurk tavuğun kendilerine ait olduğunu söylerler. Olayın esasını bilen Korsan Avni meseleye parmak basar. Korsan Avni, taraflara yüksek sesle şöyle söylenir:

-Durun, kavga etmeyin! Ben, sorunu çözeceğim. Onun için beni iyi dinleyin! Konuyu hemen aydınlatıyorum. Herkes bana kulak versin! Beni iyi dinlesin! Söylediklerimi iyi anlasın! Kavga bitsin!

Bizim aile, karatavuğumuzu civciv çıkartması için gurk yatırdı. Bir gün, ben hariç ailemiz topluca çapa için tarlaya gittiler. Beni de, evde gurk yatan tavuğu beklemek için görevlendirdiler. Bizim aile, tarlaya gidince gurk tavuğun altındaki yumurtalardan bir tanesini alıp bakkala satmak için götürmek istedim. Yumurta almak için gurk tavuğun yanına vardım. Devam edecek!

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!