1960’lı yılların ilk yarısında Anadolu’nun bozkırındaki bir köyde, iki komşu arasında gurk tavuktan ötürü kavga çıkar. Kavgaya, sonradan ailelerin diğer bireyleri de katılır. Kavgaya ailelerin diğer fertleri de karışınca kavga büyür de büyür. İki aile arasındaki kavga büyüyünce; kavga iki sülale arası kavgaya dönüşür. Bu kavga, Anadolu’nun kırsalındaki yaklaşık iki yüz elli hanelik bir köyde olur.

Kavgaya neden olan Korsan Avni’nin köyü kent merkezlerinden uzak kırsalda bir köydür. Köye en yakın iller Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar’dır. Köyün üç öğretmeni ve yüz on öğrencisi olan bir ilkokulu vardır. Dokuz bakkalı, iki berberi, bir haşhaş yağı üreten yağhanesi, üç kahvehanesi, dizelle çalışan bir un değirmeni, iki terzisi, iki soğuk demircisi, bir kara kiremit üreten kiremit ocağı ile bir de takoz tuğla imal eden tuğla ocağı işletmesi olan bir köydür.

Ayrıca köyde sosyal tesis olarak muhtar odası hariç misafirlerin, yolcuların ve yoksulların barına bileceği yedi adette köy odası vardır. Ayrıca, kış geceleri köyün erkekleri, köy odalarında toplaşıp hâlleşirler ve söyleşirler.

Köyün içerisinde biri alt yakada ve biri de üst yakada olmak üzere iki çeşmesi vardır. Köylüler, bu çeşmelerin sularını bulaşık, çamaşır vs. temizlikler için kullanırlar. İçme ve çay suyu olarak köyün alt yakasındaki çayırlıkta ki kuyudan aldıkları suyu değerlendirirler. Hayvanlarını sulamak içinde köyün içerisinde farklı yerlerdeki beş kuyudan faydalanırlar. O dönemde köylü için bir civciv de olsa hayvan çok değerlidir. Onlar için hayvan banka gibi bir değerdir.

Bu iki ailenin ev yerleşkeleri köyün üst yakasında üçgen şeklinde bir adacık konumundadır. O adacıkta sadece bu iki ailenin avlu ile çevrili evleri vardır. Gurk tavuk nedeniyle kavgaya tutuşan bu komşu ailelerin avlu çıkış kapıları yan yanadır. Her ikisinin sokağa çıkış için hem kuzeye ve hem de güneye açılan kapıları vardır.

Korsan Avni’nin ailesi köyün ekonomik yapısına göre yoksul bir ailedir. Ailenin geçimini temin için ekonomik olarak bir çift öküzleri, ayak işleri için bir eşekleri, sekiz on tavukları, on kadar hindileri ile otuz dekar da tarlası olan bir ailedir. Bir de, mahallelinin ekmeklerini pişirmek için fırınları vardır. Onlar için kendi fırınları, başkasının fabrikasından daha muteberedir.

Korsan Avni’nin ailesi için bir tavuğun ekonomik değeri büyüktür. O dönemlerde, o aileler gibi pek çok aile için bir tavuk paramatik gibi bir şeydir. Eskiler arasında söylenen güzel sözlerden birisi de “Altın yumurtlayan tavuk” demeleri olsa gerek. Korsan Avni’nin ailesi için de yumurtlayan bir tavuğun olması altın yumurtlayan tavuk gibidir.  Gül Ali köyün sempatik adamlarından birisidir.

Kavganın diğer tarafı olan Kazım Ağa ailesinin ekonomik yapısı köyün genel durumuna göre orta halli sayılır. Kazım Ağa’nın bir çift kısrağı, bir çift öküzü, üç yüz kadar küçükbaş hayvanı, üç çoban köpeği, bir çoban eşeği, birkaç tane de tavukları, hindileri, kazları ile seksen dönüm de tarlası olan bir ailedir. Kazım Ağa’nın ailesi, Korsan Avni’nin ailesine göre ekonomik olarak güçlü olduğu gibi nüfus olarak da bir hayli kalabalıktır. Kazım Ağa’da köyün hatırlı kişilerindendir.

Korsan Avni’nin babası Gül Ali oldukça sert mizaçlı bir insandır. Babasının sert davranışlarından yılan Korsan Avni, kendisiyle alakalı olgulardan babasını bilgilendirmeye korkar. Babasının yersiz sertliklerinden korkan Korsan Avni’nin korkuları ailede ciddi iletişim kopukluklarına neden olur. Bu sıkıntılardan birisi de komşuları ile ailesinin yaşadığı bu gurk tavuk kavgasıdır. Komşular arası gurk tavuk kavgası da olsa kavga kavgadır. Kavganın tehlikesi büyüktür. Açacağı zararların boyutu önceden tahmin dahi edilemez. O nedenle insanların öfkelerine sahip olmaları gerekir.

Yeri gelmişken size bir hikaye anlatayım. Bu Hikaye “Tembih-ul Gafilin” adlı kitapta geçer. Erenlerden biri, bir gece uykusunda bir rüya görür. Devam edecek!

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!