O kara kedi, sözlerini şöyle sürdürdü:

-Bu beyaz kedi ile bizim kavga nedenimiz belli. Benim hakkım olan yerleri o sahiplenmeye kalkışınca aramızda kavga çıktı. Yaşam alanımız olarak bazı sınırları çizmeye kalkıştığımızda başka kediler ile aramızda kavgalar çıkıyor. Haklara, karşılıklı olarak saygılı olunmadıkça kavgalar kaçınılmaz oluyor. Ya insanların arasındaki kavgalar neden çıkıyor?

-İnsanların arasındaki kavga üç nedenden ötürü çıkar. Birincisi servet paylaşımından, ikincisi şöhret kapışmasından ve üçüncüsü de şehvetin hararetinden çıkar. Hakkına razı olmayan saldırganlaşır. Hakkına razı olanlar anlaşıp uzlaşır.

İnsanların konuşurken sözlerine dikkat edip etmedikleri önemlidir. İnsanlar arasındaki kavgaların pek çoğu dengesiz konuşmalardan çıkar. İnsanlar konuşurken küfürleşme ve hakaret olmadığı sürece kolay kolay kavga çıkmaz. İşin içine küfür ve hakaret girince kavga kaçınılmaz olur. Genelde saygısız ve sorumsuz insanlar küfür ederler.

Allah’ın verdiği ağıza küfür yakışır mı?  Ağızın görevi, olur olmaz sözleri sarf etmek değildir. Ağızın işi gücü olur olmaz şeyleri mideye indirmek de değildir? Ağızın görevi güzel ve hoş sözler söylemektir. Ağızın vazifesi helal lokma yemektir. Ağızın bir diğer görevi burundan alınan temiz havayı geri atmosfere vermektir. Bedenin sağlıklı yaşamasına katkı yapmaktır.

İnsanlar, abdest alırken ağızlarını yıkarlar. İnsanların ağızlarını yıkamada iki neden vardır. Birincisi ağıza giren maddi pislikleri temizlemektir. Vücuda girmekte olan zararlı mikropları yıkamaktır. İkincisi manevi olarak ağızdan çıkan zararlı sözlerin bıraktığı kirlerden ağızı arındırmaktır.

Beyaz kedi dedi:

-İnsanlar, sık sık teknolojik çağın öneminden bahsediyorlar. İnternet, telefon, whatsApp,  facebook gibi iletişim ağlarıyla diyaloglarını sürdürüyorlar.  Bu iletişim ağlarını kullanırken birbiriyle neden tartışıyorlar? Hatta küfürleşiyorlar. Kavga ediyorlar. Peki, insanların bu yaptıkları doğru mu?

-Bakın, siz insanların işine ayak uyduramazsınız. İnsanlar ile hayvanlar arasında pek çok farklar vardır. İnsanlar, diğer varlıklardan akıllarıyla üstündür. İnsanların akli yetenekleri farklı farklıdır. İnsanlar, hayatı dinamik yaşarlar. İnsanlar, sadece kendileri için yaşamazlar. İnsanlar, hayatı toplumsal olarak ortak yaşarlar. O nedenle insanlar, ortak yaşam alanları oluştururlar.

İnsanlar sosyal varlıklardır. İnsanların en önemli görevi yaşamak ve yaşatmaktır. Öldürmek değildir. İnsanlar bulundukları ortamı imar etmekle mükelleftirler. İnsanların her günü bir öncekinden daha ileri seviyede olması gerekir. Aksi halde geri kalmışlık başlar.

İnsanlar, gelişen dünya koşullarına ayak uydurmaya mecburdur. Bundan ötürü günümüzde iletişim teknolojisi çok hızlı ilerliyor. İnsanlar da bu cihaz ve sistemlerle işlem yapıyorlar. İletişim kuruyorlar. Ne yazık ki insanların bazıları söz, akıl ve parmaklarına hâkim olamıyorlar. Teknolojik iletişim cihazları yerinde ve yeterince kullanıldığında doğru kullanılmış olur. Gereken fayda sağlanır. Yeterli verim elde edilmiş olur. Yersiz, izansız, insafsız ve saygısız kullanıldığında insanın başına bela açar. Telefon ve internet ürünlerini kullananlar parmaklarına, akıllarına ve sözlerine sahip olsunlar!

Ey kedi, senin bu sorunla insanlara da bazı şeyler söylemiş olduk. Sözlerimizi isteyen boş ver deyip dikkate almadan geçer gider. İsteyen, düşünürde kendince gerektiği şekilde hareket eder.

 Amacımız hiç kimseyi kırmak ya da incitmek değildir. Düşüncemiz, hiç kimseye kötülük olmasın. Düşmanlıklar oluşmasın. Barış olsun. Dostluklar kurulsun.

Neticede bu konuşmalar uzadı. Onlar, beni dinlerken sinirleri yatışmış olmalı. Her ikisi de yalana yalana ters istikamete gittiler. Ben de, gideceğim yere gitmek üzere oradan ayrıldım. Sürecek!

Ömrünüz uzun, Kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!