Fransız İhtilali ne kadar büyük ve ne kadar yenilikçi kabul edilirse edilsin netice itibariyle; barış ve uzlaşı adına koskocaman bir “HİÇ” tir. Fransız İhtilalinin temelindeki ana düşünce, vicdanları askıya almaktan ve insan aklını cılk yumurtaya çevirmekten başka bir işe yaramamıştır. İnsanlığı yok etmeye ve canları öldürmeye yönelik hangi bilim, hangi teknik, hangi yenilik ve hangi etkinlik mutlak büyüklük olarak görülebilir?       

Bilim, teknik, etkinlik ve yenilik sağlıklı vicdanlar ile tam akılların elinde oldukça yenilik ve büyüklük olur. Belki de Fransız İhtilalinin büyüklük ve yenilik olarak görülmek istenen yanı, kucağında emperyalizmi ve faşizmi büyütmekten öteye geçememesidir. Fransız İhtilali insan aklını ırkçılık fıçısına itmekten, mezhep çatışmaları çıkarmaktan, çıkar çatışmalarını körüklemekten, halklar arasında sınıf farkları doğurmaktan, aç kurtlar gibi insan emeği ile iktisadi kaynakları sömürmekten başka ne getirmiştir ki? O dönemin Fransa Kral’ı bir gün ipekler içerisinde maiyetiyle yolda giderken bir tabutun götürüldüğünü görür ve sorar:

-Bu da, neyin nesi?

-Efendimiz, o bir ölü!

-Peki, o ölü erkem mi yoksa kadın mı?

-O ölü, bir erkek ölüsü efendimiz.

-O, neden ölmüş olabilir?

-Efendimiz o, açlıktan öldü.

Bazı Fransız tarihçilerine göre, tabutun içerisinde götürülen adam aslında eski Fransız halkıdır. O tabut da, Fransa Krallığın temsili sandukasıdır. Kral ve yetkililer, bu olaydan sonra halkın hazin durumunu görmemek için Kral ve avenelerinin gidiş gelişleri için yapılan yollar, halkın yollarından ayrı yapılmış. Halk da, seçkinler yolu olan bu yola “İsyan yolu” adını vermiştir. Fransız İhtilalini hazırlayan ruh hâli fikri, idari, iktisadi ve siyasi olarak insanların birbirlerini boğazlamaları için kin ve öfkeden başka ne üretmiştir ki?

Batılı düşünceyi hangi cenahtan ele alırsanız alın, düşünce plan ve projelerinin bütün çıkış ve varış yerlerinin esasında savaş vardır. Kan ve kin vardır. Batılının kendi çıkarlarının dışında hiçbir şekilde barış ve uzlaşıyı sağlamaya yönelik iyimserliği yoktur. İyimser olan bir akıl, kendisine iki dünya saadeti için sunulan ilahi dini elinin tersiyle itmeye kalkışarak yerine sömürü ve savaş sistemini monta etmeye kalkışır mı?

İnsanlığa son dinin hazırlayıcıları olarak gelen Yahudilik ile Hristiyanlık dinlerinin ilahi özelliklerinde hiçbir zaman evrensel değerlere aykırılık yoktur. Bizatihi evrensel değerin her birinin menşei ilahi din esaslıdır. Bugün, güncelliğini koruyan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ilanından bin yılı aşkın bir zaman önce nazil olan İslam esaslarının temelini teşkil eden son dinin son Peygamberinin buyruğuyla duyurduğu Veda Hutbesi hükümlerin ta kendisidir. İnsan eli ve aklı, ilahi dinlerden olan Hristiyanlık ile Yahudilik dinin ayarlarıyla oynamaya kalkıştığında Allah, o iki dinin ilahi din olma özelliklerini yürürlükten kaldırdı.  Bu iki dinin ilahi değerlerini de kapsamına alan kıyamete kadar varlığı yeryüzünde hüküm sürecek olan İslam dinini insanlığın barış ve uzlaşısı için göndermiştir.

Tarihin derinliğine bakıldığında hiçbir zümre, gelen ilahi dinin Allah tarafından geldiğine karşı çıkmamıştır. İlahi dinlere karşı çıkanlar, mevcut çıkar düzenlerinin bozulacağı endişesinden dolayı karşı çıkmışlardır.  Fransız İhtilalinin hazırlanış gerekçelerinden birisi de, hakikat dini İslam’ın emperyalist ve faşist sitemlere yaşam hakkı tanımayışıdır.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!