Alpu’ya kurulması düşünülen termik santral ile ilgili Eskişehirliler tehlikenin farkına varmaya başladı.

Daha doğrusu tehlikenin burnumuzun dibine geldiğini fark etti.

Eskişehir’in eski milletvekillerinden Murat Mercan’ın yıllar önce “Alpu’da büyük bir kömür rezervi bulundu” açıklamasıyla böyle bir durumla karşılaşılacağı belki o zamanlardan belliydi.

Buna ilk karşı çıkanlardan TEMA Vakfı, yıllardır bunu anlatmaya çalışıyor ama bizde durum tehlike tapıyı çaldığında anlaşılabiliyor.

Termik santralin iyi bir şey olmadığı artık biliniyor.

Dünya bu işi çoktan bırakmış, yeni yeni enerji alternatifleri üretiyor.

Ne kadar ileri teknoloji olursa olsun, termik santralın getireceği zararların artık farkına varılması gerekir.

 

***

Çok değil bundan 10 gün kadar önce Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy ve konseyin Çevre Sağlık Çalışma Grubu Başkanı Selma Güder yaptıkları açıklamayla Alpu Ovasındaki tehlikeyi haber verdiler.

Önceki gün de TMMOB İl Koordinasyon Sekreteri, beraberinde Oda temsilcileriyle tehlikeyi gündeme getirdi.

Burada sivil toplum kuruluşlarına da büyük görev düşüyor.

“Tehlikenin farkında mısınız” ve “Termik santral iyi bir şey değil” başlıklı yazılarımda Eskişehir’in ve birinci sınıf tarım arazisine sahip Alpu Ovası’nın tehlike altında olduğunu duyurmaya çalıştığım yazılarımla dikkat çekmek istemiştim.

Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına, biz gazetecilere, milletvekillerine hatta öncelikle muhalif milletvekillerine görev düştüğünü ifade ettim.

 

***

Buna ilk tepki de her zaman olduğu gibi, şehir sorunlarına duyarlı olan CHP Milletvekili Utku Çakırözer’den geldi.

Konuyu hemen TBMM gündemine taşıdı.

Çakırözer, “Anadolumuzun buğday deposu Alpu Ovamız üzerine kurulması planlanan bu termik santral verimli ovamızı yok edecek, sağlığımızı tehlike altına sokacaktır” dedi. Çakırözer, “Alpu Ovamıza kıymayın. Yüzbinlerin sağlığıyla oynamayın” çağrısında da bulundu.

 

***

Geçtiğimiz günlerde Beyazaltın köyünde yapılan ÇED raporu görüşmelerinde özellikle Beyazaltın köyünün bu işe yatkın olduğu, ancak çevredeki diğer köylerde yaşayan yani, Gündüzler, Kızılcaören, Kozlubel, Yakakayı, Gökdere Ahılarlılar bu işe pek sıcak bakmıyorlar.

Tabi sorun sadece köylüleri ilgilendirmiyor.

Saydığımız köyler burnumuzun dibi, 20-25 kilometre.

Termik santraların zararının 100 kilometre çevresine olduğunu düşünürsek, şehir merkezi de tehlike altında.

Porsuk çayı, lületaşı ocakları tehlikenin göbeğinde.

Ama iyi olan bir şey var, Eskişehirliler tehlikenin farkına vardı.