Eskişehir’in havacılığın merkezi haline geldiğini yazmıştım önceki gün. Havacılıkla ilgili kat ettiği mesafeler biliniyor. Sadece havacılık mı? Eskişehir demiryolculuğun da merkezidir. Yüksek Hızlı Tren uygulaması neden ilk olarak Eskişehir’den başladı. Neden tören Eskişehir’de yapıldı. Çünkü geçmiş yıllarda her evde bir demiryolcu vardı mutlaka. Yüksek Hızlı Tren seferlerinin artmasıyla Eskişehir7in önemi de artacak, bir kavşak noktası haline gelecek. Demiryolculuk konusunda Eskişehir’in bir önemli avantajı daha gündemde. Anadolu Üniversitesi’nin bu önemli projesi artık son aşamaya gelmek üzere. Anadolu Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, rektörlüğü döneminde büyük bir heyecanla açıklamıştı bu projeyi. Rektör Prof. Dr. Naci Gündoğan da aynı heyecanla sürdürüyor. Eskişehir Valiliği, Almanya Ekonomik Konseyi, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Sanayi Odası ve Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansının (BEBKA) işbirliği ile “Eskişehir’de Geleceğin Sektörleri; Havacılık ve Raylı Sistemlerde Türkiye Almanya İşbirliği” konulu sempozyumda bu konu ele alındı. Prof. Dr. Naci Gündoğan, Eskişehir’in hem havacılığın hem de demiryollarının kalbi olduğunu anlattı. Anadolu Üniversitesi’nin hem havacılık hem de raylı sistemler konusunda eğitim veren bir üniversite konumunda olduğunu anlattı. “Türkiye’nin en eski ve en gelişmiş Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Anadolu Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteriyor. Bunun yanında çok gelişmiş bir mühendislik fakültemiz var. Tüm bunların yanında Anadolu Üniversitesi sadece havacılık ve raylı sistemler alanında eğitim vermekle yetinmiyor ve Ar-Ge faaliyetlerini de hızla sürdürüyor. Bunun en güzel örneği bundan yaklaşık 4 yıl önce Kalkınma Bakanlığı’ndan aldığımız iki tane mükkemmeliyet projesi. Şu anda projeler yürüyor. En kısa zamanda ihalelerine çıkarak gerekli cihazları alacağız” Alpu yakınlarında kurulacak test merkezi işte bu önemli projelerden dolayı Eskişehir’e büyük prestij kazandıracak. *** Sevinelim ama abartmayalım Eskişehirspor 10 hafta sonra yeniden galibiyetle tanıştı. Bu gerçekten de önemli bir galibiyetti, 6 puan gibi, 9 puan gibi… Gol atan futbolcuların, yüreğini sahaya koyan futbolcuların sevinmek elbetti ki hakları. Sevinsinler, çünkü bu maç Eskişehirspor için çok önemliydi. Küllerinden doğmanın başlangıcıydı belki. Ama hane nerede profesyonellik? Emre Güral’ın golü attıktan sonra formasını çıkarmasının ne anlamı var, hadi formayı çıkardın bayrak direğini niye tekmeliyorsun? Bir kere şunu anlamıyorum, forma çıkarmak niye. Sarı kartı göreceğini bile bile niye çıkartıyorsun. Spor yorumcuları bir noktada birleşti. Kurallara göre, Emre Güral formayı çıkardı sarı kart. Bayrak direğini tekmeledi bir sarı kart daha. Ve sonrası kırmızı kart. Dakika 43 ve gol umutlarımız sen, hiç yoktan takımını 10 kişi bırakıyorsun. Bu olabilirdi, Cüneyt Çakır’ın bunu bir kez yapmıştı. Bu maçta da yapabilirdi. Emre Güral, senin böyle bir şey yapmaya hakkın var mı? Bir düşün bakalım. Ve bu tüm futbolcuların kulağına küpe olsun.