Aklı el verdikçe insan, kârı ile zararını hesap eder durur. Her hesabın sonunda ya kâr ya da zarar söz konusudur. İnsanın gayreti kâr odaklıdır.  Zarardan kaçıp kâra kavuşmaktır. Evrenin bütün oluşumları insanın yararına sunulmuştur. Yeter ki insan yararlanmasını bilsin. İnsan akıl gözünü açıp etrafa baktığında neyin zarar ve neyin de yarar sağlayacağını tahmin edebilir. Aksi insanı hüsrana sürükler.

Kur’an’ın Enam suresi ayet 32’de: “Dünya hayatı bir oyun ve bir eğlenceden ibarettir. Ahiret yurdu ise Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?” sorusunu insana Allah, dünya ve ahiret ahvalini bildirdikten sonra soruyor.  Allah’ın rahmet kapıları kulları için her zaman açıktır ama üç aylar denilen Recep, Şaban ve Ramazan aylarında daha çok açıktır. Bu aylar, Allah’ın rahmet deryasının coştuğu aylardır. Dinsel kitaplara göre bu aylar, şeytan taifesinin bağlandığı aylardır.

Üç aylar insanın kârını artıracağı günlerdir. Ulemadan bazıları Receb kelimesi üç harften ibarettir: “R-C-B” Receb ismindeki “Ra” Allah’ın rahmetine, “CİM” Allah’ın cömertliğine ve yardım edici olduğuna, “Ba” ise; Allah’ın ihsanına işarettir. Bu ayın evvelinden sonuna kadar kullar için üç lütuf ikram edilir. Zahmetsiz rahmet, bol rızık ve iyiliklerle beraber güzelliklerdir, demişler. 

Uzun zaman oluyor. Bir Kazak filmi izlemiştim. Kazakistan coğrafyası şartlarında çekimi yapılmış bir filimdi. Filimin konusu; kırsalda bir aile küçükbaş hayvancılıkla uğraşır. Aile, toplum yerleşkesinden uzak bir ağılda sürü yetiştiriciliği yapar. Mevsimlerden kış gelir kapıya dayanır. Kış şartları çetinleşir. Bir yandan kar ile fırtına hayatı ağırlaştırırken diğer yandan da sürü için yabani hayvan tehlikesi hüküm sürer. Bir gece vakti ağıla beş kurt dalar. İptidai yapılı ağıla kurtlar ağılın çatısından girerler.

Çan ve koyunların ses tonları olağanın dışında yükselince sürü sahibi bir elinde denizci feneri ve diğer elinde silahı ile ağıla girdi. Ağılda kızılca kıyametin koptuğunu gördü. Olayın vahameti büyüktü. Manzara adamın maddi zararını yansıtmaya yetiyordu. Ağıl kan gölüne dönmüştü. Onlarca telef edilmiş hayvanı gören adam çılgına döndü. Maddi zararını önlemek için canını ortaya koymayı göze aldı. Hemen silahını ateşleyip kurttun birisini vurdu. Silahta mermi tekmiş.  Daha önceden hazırlayıp bir kenara koyduğu meşaleyi fenerden gaz döküp yaktı. Adam meşaleyi yaktığında diğer kurtlar farklı saldırıya geçtiler. Kurtlar, adamın elindeki meşaleyi hedef aldılar. Dört kurt birlikte önce adamın elindeki meşaleyi söndürmeye çalıştırlar. Adam, meşale ile dört kurdu da ateşe verdi.

Kurtlar, sürü ve adamdan önce adamın elindeki etrafa ışık veren meşaleyi söndürmeye çalıştılar. Zararı büyük olan adamın başta üzüntüsü ağılın iptidai yapısına ve sonra silahta yedek mermi bulunmayışı idi. Daha doğrusu adamcağız kurt saldırısına hazırlıksız yakalandığını anlamıştı. Anlamıştı ama geç kalmıştı. Son pişmanlık fayda vermez diye boşa dememişler. Kurtlar sofrasından zararsız kurtulmak her babayiğidin kârı değildir.

Günlerin, ayların ve yılların oluşumu da insanlığın hizmeti içindir. İnsanların haksızlığa uğramamaları için adalet mefhumu çok önemli bir amildir. Allah, adildir. Adil olanları sever. İnsanın sadece adının adil olması Allah’ın sevgisini kazanmaya yetmez. Allah’ın sevgisini kazanmak isteyenin adil davranışlar sergilenmesi gerekir.

Allah’ın adaletine dikkat şarttır. Allah, üç ayların bereket ve şerefini yılın üç yüz altmış beş gününe yıllar itibariyle yaymıştır. Her gün, üç ayların faziletinden zaman içerisinde nasibini alacaktır. Allah, yeryüzü ile semaları yaratılalı beri Levh-i Mahfuz’da ayların adedi on ikidir. Bir dönem Arap aleminde kameri ayların dördü haram aylardır. Araplar arasında bu dört ayda savaş, kavga ve öldürmek yasaktır. Bu aylar Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır. Bu ayların haram aylar olarak ilanı, Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’den adet ola gelmiştir.

İslam öncesi Araplar putperestti. Cahiliye devri Arapları çapulculuk ve yol kesme gibi kötü hâllerle geçim temin ediyorlardı.  Irza tecavüz, mal gaspı, cinayetler hat safhada idi. Araplar birbiriyle her zaman çarpışırlardı. Recep ayının hilâlini görününce hemen silah bırakırlardı.

Akıllı adam, kurt saldırısından korunmak için akıl meşalesini doğru yerde ve doğru zamanda yakmalı. Aksi halde kurda, kuşa yem olmak hiçten değildir.

Ey ben akıllıyım diyen Müslüman! Sen mi daha cömertsin yoksa seni yoktan var eden Rabbin mi? Sen ki, yarının ve hatta yarınlardan ötesinin rızkını düşünüp durursun. Rabin’in, senden yarının ibadetini istediğine hiç tanık oldun mu? Olmadın ise, yarınlarda kendine lazım olacak hazırlığını yeterince yap. Meşalen iyi yansın ki, mezar âleminde önüne gelene yem olmayasın!

Allah’ım bizlere Recep ile Şaban’ı hayırlı eyle ve Ramazan’a ulaştır, diyelim.