Köylü şehirli artık meskeneti bırak! Dün tehlike kapılarımızı çalıyordu. Bugün içeriye girmek için açılmayan kapılarımız zorlanıyor. Tekmeleniyor. Eğer biz bütün bu gürültüler karşısında hala mukavemet etmesini bilmeyecek olursak o derin uykularımız bu defa kalplerimize saplanacak paslı hançerlerle sonsuza kadar devam edecektir”. 1947

 

                                                                                            Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

         Son dönemde özellikle EAST MED (Doğu Akdeniz Doğalgaz boru hattı) projesinin nasıl uygulanacağına ilişkin tartışmalarına ivme kazandırılıyor. Mendil büyüklüğündeki ülkenin yedeğine takılan İsrail ve Yunanistan Doğu Akdeniz’de bulunan doğalgazın Avrupa’ya taşınabilmesine ilişkin ön anlaşmayı imzaladıkları biliniyor. 1900 kilometrelik boru hattı projesinin maliyeti imzacı tarafları korkutuyor. Bu nedenle konuya ilişkin tartışmalara devam edilirken projenin şimdilik kağıt üzerinde kalacağına ilişkin kaygılar da artıyor.

Nedenine gelince bu projeye imza atanların birbirlerine güvenlerinin olmadığı olgusu öne çıkıyor. Maliyetin eşit bölüşülmesinin zorluğu bundan kaynaklanıyor. Buna karşın yaptıkları anlaşmanın Türkiye’ye karşı da tehdit olarak kullanma olgusunu öne çıkarıyor. Öne çıkarılan bu olguya karşın Türkiye ise sondaj gemilerini bölgeye göndererek duruşunu gösteriyor. Rusya’nın AKEL ile olan ilgisi nedeniyle göz ardı edilmemesini gerekli kılıyor. Bu nedenle Rusya’nın bölgedeki çalışmalarının da dikkatle izlenmesi gerekiyor.

Sıklıkla yineliyoruz. Akdeniz’de en uzun sınıra sahip olması Türkiye’nin elini güçlendiriyor. Bu nedenle uluslararası alanda ön almasını da zorluyor. Libya ile imzalanmış olan anlaşma gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile de imzalaması elinin daha da güçlenmesi için gereklidir diye düşünüyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmıyor olması böyle bir anlaşma yapmak için engel değildir.

Bu yönlü bir anlaşmanın imzalanması sonrasında Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunanistan tepki gösterecektir. Onlar kendi aralarında benzer anlaşma yapmayı hak olarak görüyorlar. Buna koşut imzaladıkları anlaşmalarla Ege ve Doğu Akdeniz’de hukuksuz uygulamaları için de fırsat sağlıyorlar. AB ise Türkiye’ye yaptırım uygulayacağı kararı ve kuşkusunun da çekinme nedeni olmaması gerekiyor.

İngiltere’nin AB’den boşanma işlemlerinde sona yaklaşılıyor. İngiliz Parlamentosu’nun aldığı kararı onaylayan Bay Boris Johnson, “boşanma anlaşmasının imzalanması harika bir an. 2016 referandumunun sonuçlarını sonunda yaşama geçirecek yıllar süren tartışmalar ve bölünmeleri bitirecek” diye konuşuyor.   AB bir yandan boşanma işlemleri ile uğraşırken diğer yandan yeni evlilik hazırlıklarını Kuzey Makedonya ve Arnavutluk ile sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl Fransa’nın vetosu nedeniyle bu yönlü çalışmalar yapılamıyordu.

AP geçtiğimiz günlerde yeni Türkiye Raportörü olarak Nacko Sancehez Amor’u atadı. Bay Amor, AB’nin yaklaşımının Türkiye’nin üyeliğine katkı sağlamadığı görüşünü savunuyor. Bunun nedeni olarak da karşılıklı güven eksikliğinin olduğunun altını çiziyor. Bay Amor, Türkiye’nin egemenliğine olası AB üyeliğinde neler beklediğinin kararını vermesini istiyor. Türkiye’nin egemenliğinin paylaşılmasından yana olmayacağının bilinmesini istiyoruz.

Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilirken adayların olası çözümde egemenliğimizin nasıl kullanılacağı konusunda açıklama yapmaları gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…