Son üç yıla kadar bir yaz saati, bir de kış saati vardı.

Genelde ekim ayı sonlarına doğru kış saati uygulamasına geçilirdi.

2016’dan bu yana sürekli yaz saatindeyiz.

Uygulama il başladığında toplumun büyük kesimlerinden tepki gelmişti ama öyle de kalmıştı.

Sürekli yaz saatinde kalınmasının gerekçesi olarak gösterilen enerji tasarrufunun geçen süreçte pek de geçerli bir tasarruf olmadığı uzmanlar tarafından ortaya konuldu.

Hatta uzmanlar enerji tasarrufu olmadığını, daha çok enerji harcandığını söylüyor.

 

***

İlk uygulama başladıktan kısa bir süre sonra görüldü ki.

Başta ana okullarına giden bebe denecek yaştaki minikler sabahın kör karanlığında okula gitmek zorunda kalıyorlar, uykulu bir vaziyette araçlarda seyahat ediyorlar.

Karanlıkta yola çıkan araçların kaza yapması gibi bir sorun ortaya çıktı.

Bu durumda sorumlu kim olacak belli değildi.

O saatlerde çocukların uyum sorunu oluştu. yetişkinler bile güne uyum sağlamakta zorluk çekerken minikler ne yapsındı.

Sınıflarda uyuyan çocuklar görüldü.

 

***

Bütün bu olumsuz koşullara rağmen halen yaz saati uygulamasında ısrar ediliyor.

Giderek kışın ortasına geldiğimiz şu günlerde havanın aydınlanma süreci de gecikiyor.

Minikler olsun, çocuklar olsun ve hatta gençler olsun gecenin kör karanlığında okula gitmek zorunda kalıyorlar.

Karanlıkta okula gidip, karanlıkta evlerine dönen öğrenciler var.

 

***

Belki çok önemli değil ama futbolseverlerin de şikayeti var.

Özellikle Avrupa Kupası maçlarında Avrupa ülkeleri ile aramızdaki saat farkı 3 saate çıkınca, gece yarısı maç izlemek durumunda kalıyorlar.

Gece saat 23.00’lerde başlayan maçlar, gecenin ilerleyen saatlerinde sona eriyor.

Önümüzde milli takımın maçları var. Dışarıda oynanan karşılaşmalarda aynı sorun yine yaşanacak.

Tasarruf olup da öyle ahım-şahım tasarruf edilmediğini de uzmanlar söylüyor.

 

Peki bu ısrar niye, ülke yöneticileri vatandaşını niye bu kadar sıkıntıya sokuyor?