İnsanlığın yaratılıştan günümüze, muhtaç olunan en önemli hususların başında barış ve sevgi gelir. Barış ve sevgi herkese lazım. Her zaman ve her ortamda gerekli… Her insanın barış ve sevgiye ihtiyacı var. İnsan, barışık yaşamakla mükellef… Sevmekle mesul.  Huzurlu yaşam için sevilmeye ve barışık yaşamaya mecbur.

Kötü hasletler, barış ve huzuru berbat eder. Bozgunculuk, hasetlik, fesatlık, nifak, kin, öfke, barış ve huzur ortamını bozar.  Allah, Kasas suresi ayet 77’de: “Allah’ın sana verdiklerinden ahiret yurdunu ara. Dünyada da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilikle davrandığı gibi sen de iyilik yap. Yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.” emrini veriyor. Allah, insanı bozgunculuktan, düşmanlıktan, öfke, kin ve nefretten men ediyor. Kin, öfke, nefret, haset, nifak, tefrika, bozgunculuk ve düşmanlığa sürükleyen nedenlerle behemehâl olmayı yasaklıyor.

            İnsan şöyle dursun, bütün canlılar huzuru sevgiyle bulur. Sevgisiz yaşamın tadı olur mu? Sevmekten ve sevilmekten mahrum olanın sermayesi nedir ki? İnsanlığın en büyük sermayesi sevmek, sevilmek ve sevindirmektir.  Sevmesini, sevilmesini ve sevindirmesini bilmeyen ne kadar varlıklı olsa da, o varlık ne işe yarar? Ne kadar kudretli olsa da, o kudret kötülükten başka niye yarar?

Sevginin sadece bu dünyalık olmadığını öbür âlem için de gerekli olduğunu önemserim. Sevmeyi, sevilmeyi ve sevindirmeyi kim önemsemez ki? Sevmek güzeldir. Sevilmek daha güzel… Sevindirmek, çok daha güzeldir. Sevmek, sevilmek ve sevindirmek herkese nasip olmaz! Sevmek, sevilmek ve sevindirmek meziyet ister.

Sevgi olmadan barış olur mu? Barış olmadan huzur olur mu? Kim neyi, niçin sevmesi gerektiğini bilmek mecburiyetinde... Sevmek, sevilmek ve sevindirmek barış ve huzurun olmazsa olmazıdır. İnsanı sevmeyen kimi sevebilir ki? Sevmesini bilmeyen barışık yaşayabilir mi? Babasını sevmeyen çocuğunu sever mi? Anasını sevmeyen evlâdını sever mi? Anasını sevmeyen bir başka kadını sever mi? Kendi çocuğunu sevmeyen başkasının çocuğunu sever mi? Allah’ın, gönlüne sevgi nasip etmediği insan, başkasını sever mi? İnsanı sevmeyen dostluğun, barışın, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin kıymetini ne bilir? 

            Duyarsız insan, izansızdır. Hoşgörüsü olmayan insan sevgiden mahrumdur. Anlayışı kıt olan barış ve sevginin değerini ne bilir? Hoşgörüden nasipsiz, anlayıştan kısmetsiz ve duygu fukarası için barışın anlamını ne bilir?

            Barış ve sevgi, başarı ve mutluluk getirir. Sevgi ile barışın olmadığı ortamda huzur ve mutluluk olur mu? Barış ve sevginin olmadığı toplumda uyum olur mu? Ahenk olmayan toplumlarda güven duygusu olur mu?  Güvenin olmadığı yerde her türlü kötülükler olabilir.

            Barış ortamını bozmak isteyenler, sevgisiz ve sevimsiz insanlardır. Barışın bozulduğu yerde kin ve nefret başlar. Düşmanlık oluşur. Çağlar boyu insanlar ne çekti ise hasetlik ve fesatlıktan çekmiştir. Haset ve fesadın ürünü ihanettir. Allah, Hac suresi ayet 38’de: “…Doğrusu Allah, hiçbir haini ve nankörü sevmez.” buyuruyor. Hasetlik ve fesatlık sadece günümüzün ruhi hastalığı değil. Bu tür manevi hastalıklar çağlar boyu olmuştur. Bu hastalıkların mutlak tedavisi gerekir. Hasetliğin diğer adı kıskançlıktır. Fesatlığın ise bozgunculuk...

            Hz. Âdem’in oğullarından Kabil, kardeşi Habil’i hasetliğinden ve fesatlığından öldürdü. Yakup Peygamber’in oğulları, kardeşleri Yusuf’u hasetlik ve fesatlıklarından dolayı kuyuya attılar. Tarihin sayfaları, hasetlik ile fesatlığın yol açtığı felaketlerle doludur. Allah, Kur’an’ın Felak ve Bakara suresinde: “De ki: ...Haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden sabah aydınlığının Rabbine sığınırım… Allah’ın rızkından yiyin ve için yalınız bozgunculuk yapmayın, demiştik.” buyuruyor.

            Allah, Kur’an’ın Yunus suresinde Hz. Musa ile Firavun kıssasından bir fasıl anlatırken: “Sihirbazlar atacaklarını atınca, Musa dedi ki: “Sizin bu yaptığınız sihirdir. Allah, elbet bu yaptığınızı boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah, bozguncuların işini düzeltmez.” buyuruyor.

            Erdemli insan, toplumda nifak çıkarmaz. Halk arasına nifak sokmaz. Başkalarının iyi ahvaline haset etmez. Ancak gıpta eder.

Akıllı insan, insanı sever. Vatanını, milletini, bayrağını, devletini ve dinini sever. Barışın mücadelesini verir.