Bir vatanın her karış toprağı azizidir. Vatan, bir millet için vazgeçilemez en değerli hazinedir. Hiç bir millet, vatan toprağından hiç bir şekilde ödün vermez. Veremez de… Vatansız millet olur mu? Vatansız devlet olur mu? Vatansız şan ve şeref olur mu? Vatansızın namus ve dininden söz edilebilir mi?
Bir milletin vatanındaki teknolojik, iktisadi, tarihi, siyasi, hukuki, askeri, sportif, kültürel, turistik, sosyal ve eğitimle alakalı her değeri milli bir servettir. Bu servetlerin varlığı o ülkenin bağımsızlık ve kalkınmışlığının en önemli göstergeleridir.
Bir ülke insanı, vatan topraklarında verimli, güvenli, huzurlu, barış halinde yaşamak istiyorsa dinamik, birlik ve beraberlik içerisinde olmak zorundadır.
Bir millet, bir ülkü etrafında ve bir bayrak altında toplanmaya mecburdur. Aksi halde, o milletin varlığında zafiyetler oluşur.
Bir milletin her ferdi, vatan topraklarını korumak için elinde silah cephede nöbet tutan askerin hassasiyet ve şuuruyla işini yaparsa; o milletin bileğini hangi düşman bükebilir?
Bir devletin sanayicisi, tüccarı, medyası, işçisi, çiftçisi, öğretmeni, askeri, siyasetçisi, bürokratı, teknokratı ile hukuk adamı işini milli şuur ve milli mücadele azmiyle yaparsa o devletin bekasında sorun olur mu?
Bir devletin sağlık, tarım, hayvancılık, sanayi, madencilik, kimya sektörleri ile ticareti gelişkin olursa o millet egemen olur. İstiklal ve istikbali parlak milletin vatan toprağında ölü alan olmaz.
Vatan coğrafyasında meralar, tarım alanları, ormanlık bölgeler, maden sahaları, göl ve akarsuların her biri israf edilmeden yaşam için canlı tutulmalı. Coğrafi değerlerin israfı millet ve devlet için büyük kayıptır. Ekonomi ile adaleti canlı tutmak milli mücadelenin vazgeçilmezidir.
Vatanseverlik, her vatandaşın boynunun borcudur. Vatanını en çok seven işini doğru, zamanında ve hakkaniyete uygun yapan kişidir. Her vatanperver, işini realist bir şekilde hamasi duyarlılıkla yapmalı.
Vatan toprağı; devlet ve millet varlığının devamını sağlayan milli egemenliğin hüküm sürdüğü mukaddes topraklardır. Vatan topraklarında yaşam, her zaman çağın koşullarına uygun olmalı. Dünyanın gelişimine ayak uydurulmadığında milli mücadele zayıf demektir.
Vatan, millet ve devlet bütünlüğünde cehalet, gaflet ve dalalet olamaz. Cehalet, gaflet ve dalâlet zincirleri kırılmadan geleceğe emin adımlarla yürünmez. Cehalet, gaflet ve dalalet oldukça sorunlar çözülmez.
Her bir vatandaş milletine, vatanına ve devletine karşı ahde vefa duygusu beslemeye mecburdur. Vatanın toprağı gibi suyu da azizdir. Vatanperverlik; bilim ve tekniğin ön gördüğü şartlarda olmalı. Eskiyle avunmak yetmez. Geleceğe atılımlar gerekir.
Vatan uğruna bu milletin erkeklerinin cephelerde, kadınlarının köy ve kentlerde nasıl mücadele ile neleri kazanıldıkları ortada… Bu durumu doğru ve iyi anlamak için o günü, o olayların şartlarında değerlendirmek lazım!
Harp zamanında birlik, beraberlik ve fedakârlıkla kahramanlık öncüsü olan bu millet, sulh zamanında da barışın nasıl olması gerektiğini tüm dünyaya göstermiştir.
İslâm’ın öngördüğü şekilde Müslümanım ve vatanseverim diyen kişi; vatanına, milletine ve devletine ihanet edemez! Hain olamaz! Bölücülük ve terör yapamaz! Anarşist ve terörist olamaz! Batıl ve hurafeye inanmaz! Toplum arasına fitne ve nifak sokamaz! Vatan, millet ve devlet aleyhine entrika çeviremez!
Millet, devlet ve vatan için en büyük tehlike tefrikadır. Vatanperverim ve İslam’ın istediği Müslümanım diyen, millet ve memleket menfaatini her şeyin üstünde tutar. Yıkıcı değil yapıcı olur.
İslam’ın tarif ve tasvir ettiği Müslümanım ve milliyetçiyim diyenler gaspçılık, kapkaççılık, fırsatçılık, vurgun, soygun ve hırsızlık gibi toplum huzurunu kaçıran halleri yapabilir mi? Bu kötü fiilleri kendisine yakıştırabilir mi? Atalet ve ihanet vatansever şahsiyetlerde bulunmaz!
Vatanperverler ile Müslümanlar başkasının canını, malını, aklını, namusunu ve inancını kutsal bilirler. Bir vatanperver, başkasının kutsal değerlerine meşru müdafaa hakkı olmadıkça zarar veremez.
Ömrünüz uzun! Kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!
