Bir milletin bekası için kendine özgü değerleri vardır. Bu değerlerin başında milli ve manevi değerleri gelir. Milli ve manevi değerlerin en önemlilerinden biri de, milli ve dini bayramlarıdır.

            Bayramsız millet olur mu? Bayram duygusunu yaşamayı bilmeyenlerin vicdanlarında birlik, beraberlik, sevgi, saygı ve hoşgörü olur mu? Bayramlar, bir milletin sembolik günleridir. Bayramlar milletlerin bağımsızlıklarını, birlik, dirlik ve beraberliklerini diğer uluslara gösterdikleri günlerdir. Bayramlar milletlerin dinsel, kültürel ve ülküsel zenginlikleridir.

Milletlerin iki türlü bayramı olur. Biri milli bayramları ve diğeri de dini bayramları... Bayramlar, bir milletin egemenliğinin, özgürlük ve bağımsızlığının işarettir. Bayramlar, milletlerin kişilik ve kimlik göstergeleridir. Bayramlar, milletlerin karakter yapılarının aynasıdır. Esaret altında olan ulusların bayramı olur mu? Esir milletler, bayram kutlayabilir mi?

Bir milletin bayramlarının kaynağı, kutsal ve kahramanlık değerleridir. Kahramanlığı olmayan ulusların bayramı olur mu? Kahramanlığı olamayan ulusun bağımsızlığından söz edilebilir mi? Bağımsız olmayan milletlerin egemenliğinden, özgürlüğünden, çağdaşlığından, demokratlığından, milliyetçiliğinden ve dini yaşantısından sağlıklı söz edilebilir mi? Bağımsız olmayan bir ulusun huzur ve güvenliği olur mu? Esaret altında olan ulusların adalet ve hakkaniyet anlayışı ne denli sağlıklı işler?

Adına ister millet deyin, isterse ulus deyin ikisi de aynı şeyi ifade eder. Bir topluluğun ulus ya da millet kavramları ile anlamlandırılması için dil, kültür ve ülkü birliği olması esastır.  Dil, kültür ve ülkü birliği olmayan bir milletin geleceği hazindir. Milli ve manevi değerlerine sahip çıkmayan ulusların geleceği vahimdir. Bayramlarına önem vermeyen toplumların vay hâline! Kendi değerinin ürünü olan bayramlarını kutlamayanlar, kimin ve neyin bayramını kutlayacaklar?

Ecdadın eser olarak bıraktığı bayramları doyasıya kutlamayanlar ve yaşatmayanlar gelecek nesillerine hangi değerleri miras bırakabilirler? Dün, atalarının cephelerde kahramanlıkla kurdukları bayramları bugün kutlamayıp dudak bükenler, yarın için kendi sonlarını hazırlamaktan başka bir şey yapamazlar. Ulusların, ulusal ve dinsel bayramları asla vazgeçemeyecekleri değerleridir. Bayramların anlam ve önemini her akıl sahibinin izanına bırakmak lazım! İster milli bayramlar olsun, isterse dini bayramların değerleri olsun bu değerler kolay kazanılmazlar.

Bu mukaddes topraklarda milli varlığımızın tarihi yaklaşık bin yıla dayanır. Bin yılın sonunda beka, demokrasi, özgürlük, birlik ve beraberlik gibi kavramların varlığında endişe duyuluyorsa; bir şeylerde eksiklikler var demektir. Bu topraklar bin yıllık Türk yurdudur. Türkler, İslam’la müşerref olmadan önce Şamanist idiler. Türkler, evrensel ve ilahi bir din olan İslam’a gelişinden takribi dört yüz elli sene sonra buluşabildiler. Bir toplumun bir başka dinle öz deşmesi kolay olamaz. İlimsiz din olmaz. Bilimle uyuşmayan bir din, ilahi ve evrensel din olamaz.

Bir dinin esasını şu beş temel unsur oluşturur. Bu beş temel unsur kendinde bulunmayan hiçbir din evrensel ve ilahi din olamaz. Evrensel ve ilahi bir dinde bulunması gereken beş ana unsurun birincisi can güvenliğidir. İkincisi, aklın güvenliğidir. Üçüncüsü, mal güvenliğidir. Dördüncüsü, inanç güvenliğidir. Beşincisi, neslin güvenliğidir. Evrensel ve ilahi bir dinde can, mal, akıl, inanç ve nesil mukaddestir. İnanç güvencesi olmayan toplum hurafe ve batıl inançlarda boğulup yok olmaya mahkûmdur.

Kendine has değerleri, dili, kültürü ve ülküsü olmayan ulus kavram kargaşası ile şekilcilikte boğulur gider. Kahramanlığı olmayan milletin milli ve manevi değerleri kısır olur. Milli ve dini değerlerine bilinçli olarak bağlı olmayan toplum; fırsatçılar, talancılar ve haramiler tarafından sömürülmeye müsait toplumdur.

Bu necip millet, bayrağı ile bayramlarına hassasiyetinden vazgeçmez! Millet, bir bayrak altında toplanır. Birlik ile beraberliğini kendine has değerlerinden dil, kültür ve ülkü birliği ile sürdürür.

Fırsatçılar, talancılar ve haramiler toplumsal yaşamın suyunu bulandırmak isterler. Bu tipler, toplumsal yaşamın havasını bozmak için kavram kargaşası ile şekilciliği etkin kılarlar. Toplumsal kaosu severler. Sudan bahanelerle toplumu germeye gayret ederler.

Bir milletin hem iç ve hem de dış düşmanları olabilir. Bir millet için en tehlikeli düşman, iç düşmandır. Bir milletin iç düşmanları, toplumun yaşam suyunu bulandırmak isteyen çıkar gruplarıdır. Bu çıkar grupları bazen dinsel, bazen ulusal, bazen yerel ve bazen de etnik nedenlerle toplumun yaşam suyunu bulandırmak isterler. Türk milleti, bu zamana kadar çıkar çevrelerinin ağına düşmedi. Bundan sonra da düşmeyecektir. Basiret ve feraseti ile daim birliğini, beraberliğini bozmaz. Fırsatçılara, istedikleri fırsatı vermez. Talancılara toplumsal yaşam suyunu talan ettirmez. Haramilere toplum malını peşkeş çektirmez.

Dış düşmanın gayesi ve hedefi, öldürmek ve yok etmektir.

Türk milleti, devletine sadakati çok iyi bilir. Türk milletinin devleti, vatanı, milli ve dini değerleri azizdir. Her ferdi şereflidir. Yeri geldiğinde, kahramanlığı becerir.  Yeri geldiğinde vatanı için, milleti için, devleti için, kutsal değerleri için canını seve seve vermekten de çekinmez.

Türk ulusunun her ferdi, vatanperverdir. Devletine baba, vatanına ana gibi bağlıdır. Milletine kardeşlik duygusuyla bağlıdır. Türk ulusunun her bireyine göre dini ile milli bayramlarının her birisi mübarek ve azizdir. Her Türk genci vatanına bağlılığını “Vatan borcu, namus borcudur.” diyerek ifade der.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!