Geçtiğimiz Cuma günkü yazımın devamında; İslam ve cumhuriyetin nüvesinde temel haklar söz konusudur. İslam ve cumhuriyet ikisi de kutsal kavram. İkisinde de, insanlığın huzur, güven ve mutluluğu için toplumsal uyuma hassasiyet var. İkisi arasındaki ayrıntılı yollar şu beş ana artere çıkar. Can güvenliğini sağlamak, akıl sağlığını korumak, mal güvenliğini teminat altına almak,  inanç güvenliğini temin etmek ve nesillerin itibarını üst düzeyde tutmak.

Bir insanın devletinden ve inanç sisteminden beklentisi temel haklarının korunmasıdır. Her ikisi de, tefrikaya ve ayrışmaya hoş bakmaz. İkisi de, halkından birini diğerine örseletmez.  İkisinin de varlığı birlik, beraberlik ve sadakat duygularına bağlıdır.

Elli, elli beş yıl öncesi bizim çocukluğumuzda derlerdi. Camisinde cemaati olmayan köyün birine bir imam gelmiş. Bakmış ki, cami bomboş. Köy halkını namaz için camiye davet etmiş. Halk, imama demiş:

-İmam kardeş, iyi dersin de camiye varınca ayakkabıları çıkarmak zor geliyor. Biz, camiye gelip ayakkabı ile namaz kılsak olmaz mı? İmam Efendi:

-Yeter ki, siz camiye gelin. Camiye gelirken temiz ayakkabı ile gelin. Ayakkabılarınız necis olmasın. Namaz kılacak nitelikte olsun. Neticede, o imam, köylüyü camiye namaz için alıştırmış. Bilahare bu imam görevini tamamlayıp köyden gidince yerine gelen imam bu durumu görünce demiş:

-Ya hu, ayakkabı ile camiye girmek nereden çıktı? Ayakkabı ile hiç camiye girilir mi? Cemaat:

-Bizim eski hocamız, bize böyle öğretti. Bunun üzerine yeni imam eski imamı arayıp demiş:

-Hoca Efendi, sen ne yaptın? Eski imam, yeni imamın bu sorusu üzerine:

-Ben, ne yapmışım? Yeni imam:

-Daha ne yapacaksın? Halkı camiye ayakkabıları ile tıkmışsın! Dediğinde yeni imam; eski imam, ona şöyle cevap vermiş:

-Ben, onları camiye ayakkabı ile sokmayı başardım. Sen de, ayakkabısız sokmayı başar.  

Benim bilgimce, ister yalın ayak olsun isterse ayakkabı ile olsun önemli olan temiz olmasıdır. Namaz kılacak vasıflara haiz olsun. Namaza mani olacak bir durumun olmaması esas olandır.

Konuşmanın bu safhasından sonrasına çorapsız camiye girme diyen adam; öbürüne sırtını döndü. Hiç cevap vermedi. O cevap vermeyince, muhatap kişi de orayı terk edip gitti.

Bu minvalde hangisi haklı dersiniz. Hangisinin dediği doğru? Bunun cevabını aklıselim olanlara bırakalım. Önemli olan ibadette temizliktir. Allah’a itaattir. Namazın şart ve rükünlerine riayettir. Resülullah’ın sünnetine uyumdur.

Hz. Peygamber. “Ennezafetü minel iman” buyurmuş. Bu hadisin meali, temizlik imandandır. İbadetin temeli temizlik esaslarına bağlılıktır. Önemli olan kişinin camiye temiz, abdest ve namazın kurallarınca girmesidir.  Kişinin ayakları sağlıklı ve temiz olursa camiye çorapsız girmesi niye yasak olsun? Çoraplar hijyenik olmadıktan sonra camiye çorapla girmenin anlamı nerede kalır?

Diyanetin fetva kurulu bu gibi konulara açıklık getirip halkın kafasındaki bilgi kirliliğini gidermeli. Camilerde yersiz olgulara ve yapılara müdahil olmalı. Cami derneği yetkilileri de olsa Allah ve resulünün hükümlerine tezat teşkil edecek eylem ve söylemlere karşı tavır konmalı. Halkı doğru bilgilendirmeli. “Yalınayaklar camiye giremez” safsatası mutlak kaynağını “Çıplak ayakla camiye girilmemesi rica olunur” gibi ibareler çıkış kaynağı olabilir. Mukaddes değerler mizahtan uzak tutulmalı.

Cami dernekleri de, devletimizin halka hizmet amaçlı müsaadeli hizmet unsurlarıdır. Dernek üyeleri cemaate hizmet için vardır. Faal olan camiler elbette temizlik ister. Hizmet ister. Cami derneklerinin görevi caminin ihtiyaçlarını karşılamaktır. Cemaate hizmette bir ibadettir.

            Bakara suresi ayet 114’de: “Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir… Bunlar için dünyada rezillik, ahirette büyük bir azap vardır.” ve Araf suresi ayet 31’de: “Ey Ademoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının…” bu ayetteki ziynetinizi takının anlamı avret mahallini kapalı tutun ve temiz olun uyarısıdır. Kur’an hitabına dikkat kesilenler için insan ziyneti başka ne olabilir?

Müslüman, ne yapması gerektiğini bilen kişidir. Allah’ın huzurunda riyasız kıyamda duran ayaklar çıplak da, ayakkabılı da olsa kutsaldır, kutsal… Temiz ve Allah’ın şanına yakışır olmak kaydı ile o ayakların değdiği yere baş koyabilmek şereftir, şeref.

            Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!