18 Mayıs 2009 Türkiye’nin aydın ve kahraman kadınlarından Prof. Dr. Türkan Saylan’ı kaybettiğimiz gündü.

İki gün önce vefatının 10. Yılı dolayısıyla sevenleri tarafından mezarının başında anılırken, Türkiye’nin dört bir yanında da anma törenleri düzenlendi.

Başta “kardelenler” olmak üzere binlerce gençe eğitim imkanı veren, onların eğitim almalarını kolaylaştıran Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), kurucusu Prof. Türkan Saylan'ı bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.

 

***

Kendisini tanımaktan, aynı ortamda olmaktan ve kurduğu dernekte görev yapmaktan gurur duyan bir gazeteci olarak, onun aydınlanma ışığıyla nice gençlerin aydınlandığına bizzat tanık oldum

Anadolu’nun çeşitli yörelerinden Eskişehir’e okumaya gelen gençler ÇYDD Eskişehir Şubesi’nin çatısı altında, onun aydınlattığı yolda ilerlemenin mutluluğunu yaşarken, çeşitli etkinliklerle de hep ona layık olmaya çalıştılar.

Şimdi çoğunluğu Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış, avukat, doktor, mühendis, sanatçı gibi çeşitli görevleri sürdürüyorlar.

Bu tabi sadece Eskişehir’de değil her yerde böyleşdi.

 

***

19 Mayıs’tan bir gün önce kaybettiğimiz Türkan Saylan için düzenlenen anma töreninde konuşan ÇYDD’nin şimdiki Genel Başkanı Aysel Çelikel, Türkan Saylan’ın yine herkesi bir araya getirdiğini belirterek, “Bu nasıl bir sevgi, bu nasıl bir güçtür bunu açıklayamıyorum. Bizi tekrar sosyal, kültürel ve duygusal olarak bir araya getirmeyi başarıyor sevgili arkadaşımız. Zaman hızlı geçiyor ama insanların yaptığı eserler kalıyor. İşte Türkan Saylan. 10 sene geçmesine rağmen aynı günkü duygu ve heyecanla hissediyoruz” dedi.

 

***

 “Oysa ölüler hatırlandıkça yaşarlar,” diyor Türkan Saylan “Tek ve Tek Başına” adlı kitapta.

13 Nisan 2009 tarihinde Arnavutköy’deki evinin kapısını terörle mücadele ekipleri çaldı. Polis silah arayacaklarını söylemiş, Türkan Saylan avukatı gelene kadar görevli polisle sohbet etti. Vanlı olduğunu söyleyen polise ilk cüzzam çalışmalarını Van’da kendisinin başlattığını ve yaptıklarını anlatınca polis şaşırarak, “o zaman siz cennetliksiniz” demişti. Türkan, polisin bakışlarında şaşkınlığı, kendisini tanımadığını okumuştu. Onu tanısalar böyle olmayabilirdi, hep bilmemekten işte, onun yaptıklarını bilenler daha çok olsaydı belki de bunlar hiç yaşanmayacaktı…

Atatürk’ün kızı Türkan’ı, bir 19 Mayıs günü, Atatürk’ün Samsun’a çıktığı gün on binlerce insan gözyaşlarıyla uğurlamıştı. Kim bilir belki Ata ile birlikte bizi izliyorlardır ve Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımının 100. yılını kutladığımız bu günlerde bizlere bakıp “her şey çok güzel olacak çocuklar, mücadeleye devam” diyorlardır.