İslam dini, cemaatle namaz kılmaya değer veriyor. Cemaat hâlinde kılınan namaza ferdi kılınan namazdan 27 derece daha fazla fazilet veriyor. Cemaatle kılınan namazın sosyolojik, psikolojik, kültürel ve dinsel faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Başta kaynaşma, dayanışma ve yardımlaşmaya sebeptir. İnsanlar arasında güven duyguları artar. Sınıf farkı ortadan kalkar. Dostluklar gelişir. İnsanlar birbirinden haberdar olur. Hz. Peygamber, “Cemaatle kılınan namazın sevabı yalınız kılınan namazdan yirmi yedi kat daha fazladır.” buyurmuştur. Farz namazları cemaat halinde kılmanın hükmü, sünneti müekkeddir. Sünnet ve nafile namazlar ferdi kılınır. Teravih namazları cemaatle veya yalınız kılınabilir.

Vitir namazı, vaciptir. Sadece Ramazan ayında cemaatle kılınır. Cuma ve bayram namazları ferdi kılınmaz. Cemaatle kılınır.  Hz. Resul: “Cuma ve cemaate devam edin, bu durum günahları yok eder. Bereketi artırır. Cehennemden korur. Cennette yüksek mertebeye erişmeye vesiledir…” buyurmuştur.

Cami ve cemaat adabı: Yeryüzünde camilere “Allah’ın evi” denilir. Camiye namaz için giden Allah’ın misafiri sayılır. Ev sahibinin misafirine ikramda bulunduğu gibi yüce Mevla’da camiye ibadet kastı ile gelenlere mükâfatta bulunur.  Camiye saygı gösterisi her Müslümanın vazifesidir.

Camiye abdestli, düzgün ve temiz elbise ile gidilir. Önce sağ ayakla salavatı şerife okunarak girilir. Camiden sol ayakla çıkılır. Başkalarına sıkıntı verecek tutum ve davranışlardan kaçınmalı. Camiye gelenler boş buldukları yerlere oturmalı. Ön safa geçmek için başkalarını rahatsız etmemeli. Önde boş yerler varken arkaya oturup başkalarının ön tarafa geçmelerine mani olmak mekruhtur. Öne geçmek için başkalarını rahatsız ederek geçmek de mekruhtur.

Namazda iken sütre olmadan önden geçilecek şekilde namaza durmakta mekruhtur. Namaz sonrası çıkacak olanlara mani olacak şekilde namaza durmakta mekruhtur. İbadet yapılırken bir başkasının şartlarını zorlaştırmamak esastır. Dinde zorlaştırmak yoktur. Kolaylaştırmak vardır.

İmamlığın hükmü: Müezzinlik çok faziletli bir görevdir. İmamlık, müezzinlikten daha faziletlidir. Cemaat hâlinde namaz kılmak mazereti olmayan erkeler için sünneti müekkettir. İmamlık için bazı şartlar lazımdır. Kâmil iman sahibi bir Müslüman olmak... Buluğa ermiş diğer bir ifade ile ergenlik çağına gelmiş olmak. Akıllı olmak, deli ve sarhoştan imam olmaz... Erkek olmak... Kadının erkeklere imamlığı caiz değildir. Kadınlar, kendi aralarında kılıyorlarsa imam olacak kadın öne geçmeden kadınların arasında durarak namazlarını kılarlar.

Namazı geçerli olacak kadar ezbere kuran okuyabilmek. Pelteklik ve kekemelik hâli bulunmamak. Özürlü olmamak. Özürlünün namazı kendisine sahihtir. Uyanlar için geçersizdir. Ancak kendisi gibi özürlü olanlara imamlık yapabilir.

Bir yerde imam görevli yoksa aralarında namaz kıldıracaklar birden fazla olduğunda namazla ilgili hükümleri kim iyi biliyorsa o kişi imamlık yapar. Burada eşitlik olursa kuranı iyi okuyan daha sonra haramlardan kaçınan kıldırır. Sırası ile ahlakı düzgün olan, sesi güzel olan, daha temiz ve düzgün giyinen. Şartların eşitliği neticesinde aralarında kura çekilir.

İmam isterse ehil birine imamlık yaptırabilir. Körün imamlığı görenlere tenzihen mekruhtur. İmamın kötü hâlinden dolayı cemaat o kişinin imamlığını istemediğinde o kişinin imamlığı mekruh olur. İmamın cemaati bıktıracak derecede namazı uzatması mekruhtur. Hz. Peygamber: “Kim imamlık yaparsa namazı hafif kıldırsın. Çünkü içlerinde zayıf olanlar vardır. Hasta ve yaşlılar vardır. Kim kendi başına kılarsa istediği kadar uzatsın.” buyurmuştur. Cahil ve fasıkların imamlığı mekruhtur.

Namazda imama uymak için şu şartlar gerekir:

1-İmama uyanın iftitah tekbirinden hemen önce imama uymak için niyet etmesi esastır. İmama uymak için niyet etmeyenin namazı geçerli olmaz.

2-İmamın erkek olması hasbiyle kadınlarında kendisine uyabilmeleri için kadınlara da imamlık yapmaya niyet etmesi gerrekir. Aksi halde kadınların namazı olmaz.

3-İmamın topuklarının cemaatin topuklarından daha ileride olması…

4-İmam ile uyanın farklı namaza niyet etmiş olmamaları esastır. Namazların niyeti farklı namazlar olduğunda uyanın namazı geçerli olmaz.

5-Cemaatle imamın aynı namazı kılıyor olması şarttır. İmam farz namaz, uyan sünnet kılmak için niyet etmişse uyanın o namazı olmaz.

6-Mukim birisinin vakti çıkan dört rekâtlı bir farzda yolcu imama olmaması... Yolcu olan birisi vaktin içinde dört rekât kılınan bir farzda mukim imama uyarsa iki rekâtlı seferi mecburiyeti dört rekâtlı mukim namazına yükselir.

Yolcu ilk iki rekâtlı bölümde imama uydu ise birinci Ettehıyyatü yolcuya farz, imama vaciptir.  Seferi, imama son iki rekâtlı bölümde yetişmiş ise üçüncü, dördüncü rekâtlarda okumak yolcuya farz imama sünnettir. İmama uymanın şartlarından biri de,   imamın namazının derecesinin uyanın namazının derecesinden aşağı olmaması idi. Bu hüküm, imamın nafile namaz kılıyor uyanın ise farz namazı kılıyor olması gibi olur.

7-İmamla kendisine uyan arasından bir kayık geçecek kadar genişlikte nehir veya bir araba geçecek genişlikte yol olmaması lazım.

8-İmamın hareketlerini cemaatin bilmeyecek kadar engellerden duvar, çit vs. nin olmaması. Uyanın, imamın sesini duyuyor veya hareketlerini seçebiliyorsa bir mahzur yoktur.

9-İmam ya da uyandan birisinin binekli diğerinin yaya olmaması lazım.

           10-Hanefi mezhebine mensup birisinin Şafi olan imamda kendi mezhebine göre namaz bozucu bir hâl görmemesi.  Bir mezhepten olan kişi bir başka hak mezhepten olan imama uyar.

Örneğin sabah namazında şafi mezhebine mensup bir imama uyan Hanefi kişi, şafiler sabah namazının ikinci rekâtının rükûundan sonra kunut okurlar.  O zaman, Şafi imama uyan Hanefi kişi sukut halinde ellerini aşağı salar ve bekler.

Cemaatle namaz hâlinde bir kişinin geride tek başına namaza durması mekruh olur. Günümüz şartlarında ön saftan birisini geriye çekmekten ise tek başına durması evlâdır. Buradaki inceliği bilmeyenler sıkıntı çıkarabilirler. Çünkü bu durumu bilmeyen cahillerin hareketi namazı ifsata kadar götürür.   Gelip geçenin yolu üzerine namaz durmak da mekruhtur.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!