“Barış diyerek ilmeği boynumuza takmanın manası yoktur. Rum göçmenlerin geri dönmesi iki toplumlu, iki bölgeli federasyonu sıfırla çarpan Bizans entrikasıdır. Böyle bir şey olamaz. 60 – 70 bin güneyli Türk 11 yılın baskısından tedhişinden zor kurtulabilmiştir. 1975’te nüfus mübadelesi yapılmıştır. Geri dönüş yoktur.

Aklı başında her Türk durumu böyle değerlendirmektedir. Rum’ların barış teklifleri kayıtsız şartsız teslim olmamızı öngören tekliflerdir. Böyle bir barış olamaz”. 1979

 

                                                                                   Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Düzenlenen Kitap Fuarlarının güzel özelliklerinden birisi de yazar ile okuru arasında kurduğu köprü olduğu yadsınamaz. Bir gün ara ile açılan 13. Ankara ve 5. Samsun kitap fuarlarında öğrencilerin yoğun ilgisinin yanında okurların da soruları ile yazarlarla kurdukları iletişimi her türlü takdirin üstünde gördüğümüzü belirtmek istiyoruz. Her iki fuarın da katılım açısından daha farklı günlerde açılmaları gerektiğini yöneticilerle paylaşmış bulunuyoruz. Önümüzdeki dönemlerde uyarılarımızı dikkate alacaklarını belirttiler.

Samsun Yazarlar Derneği’nin çağrılısı olarak katıldığımız fuara Samsun’un dışında çevre illerin yöneticilerinin de katkısı ile katılımcı öğrenci sayısı yukarıda da değindiğimiz gibi yoğundu. Bu arada yakın ilgisini gördüğümüz “Derneğin Başkanı Ahmet Seven Beyin şahsında bütün yöneticilerine ve özellikle Bafra’lı yazar arkadaşımız Ali Ak’ın gösterdiği ilgiyi her türlü takdirin üstünde gördüğümüzü kaydetmek istiyorum”.

Ankara’da Mehmet Emin Resulzade’nin kim olduğunu sorduğumuz okulun bazı öğrencilerinden olumlu bir yanıt alamadığımız gibi Samsun’daki fuara katılan Cengiz Topel’in ismini taşıyan bazı okul öğretmelerinin de yeterli bilgiye sahip olmadıklarını üzüntü ile karşıladığımızı belirtmek istiyorum. Her iki olayın eğitim sistemimizin bir eksikliği olduğunu kabul etmek durumundayız. Bu nedenle yöneticilerin isimler konusunda gerekli duyarlığı göstereceklerini de ummak istiyoruz.

Bu güne değin konuşulmamış hiçbir konusu kalmamış olan Kıbrıs uyuşmazlığının yeniden ele alınıyor olmasını kaplumbağanın midesi ile devenin işkembesi konusunu çağrıştırıyor. Tarafların görüşmeye başlamalarını istemek ise bu algıyı çağrıştırıyor. Aslında bu konuların biyologların görev alanına girdiği de biliniyor. Son günlerde yaptığı açıklamalarla Bay Nikos Anastasiyadis, “Mülkiyet hakkı güçlü bir silahtır” sözünün dikkate alınması gerekiyor.

Mülkiyet hakkının kutsal bir hak olduğunu söylüyor olması ve bu hakkın ülkenin yeniden birleşmesi ve bağımsızlığını kazanması için güçlü bir silah olduğunu söylüyor olmasını anlaşılır olmanın ötesinde gördüğümüzü Bay Anastasiyadis’e anımsatmak istiyoruz. Yakın dönem tarih bilgisi olduğuna inandığımız adı geçen kişinin BM diplomatı A. Ortega’nın Mayıs – Haziran 1964 döneminde hazırladığı rapordan mutlaka haberdar olduğunu düşünüyoruz. Bu rapora işlerlik kazandırılması sonrasında develerle kaplumbağalarla uğraşmaya gerek olmadığını kaydetmek istiyoruz. Çözüme giden yolun kapısı da aralanmış olacaktır. Bay Anastasiyadis’e bu raporda yer alan bazı bilgileri paylaşılmanın da yararlı olacağına inanıyoruz.

Anılan Rapor’da, “…yakılıp yıkılan köylerin Türk köyleri ve evleri olduğu… Hasar görmüş Türk emlaki için Kıbrıs Türk’lerinin Rum’lardan tazminat isteğinde bulunabilecekleri konulardan yalnızca bir tanesidir… Gasp edilmiş Vakıf malları, silah zoru ile 103 köydeki ev ve emlak ile ilgili kullanım kaybından söz ediliyor” değerlendirmesi yapılıyor.

Kıbrıs Türk’lerinin mülkiyet hakkı bu kadar net olarak kayıt altına alınırken Türk’lerin hakları yok sayılarak AİHM kararlarının arkasına saklanmaya çalışmayı bir insanlık ayıbı olarak görüyoruz. Uluslararası Hukukta zaman aşımının söz konusu olmadığını bir kez daha yinelemek istiyoruz. Bu konuyu yazmış olduğum “Bir Demet Yaşam 4” ile “Bitmeyen Senfoni Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” kitaplarımda ayrıntılı olarak yer verdiğimi bu nedenle paylaşmak istiyorum.

Anılan Rapora işlerlik kazandırmak için konunun görüşme masasına taşınması gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…