İlmihal bilgilerinden kadınlara has üç türlü hâller vardır. Birincisi hayız zamanı denilen âdet hâli… Ergenlik çağına giren sağlıklı kadınlar “Hayız”  hâli görürler. Bu duruma ayhali de denir. Bazı kadınlar, dokuz yaşından itibaren ayhâli görebilir. Âdet kanı, her hangi bir hastalık ya da lohusalık durumu dışında rahimden gelen kandır. Âdet hâli genelde elli beş yaşında sona erer. Elli beş yaşından sonra gelen kan, âdet kanı sayılmaz.

Âdet kanamalarının en az süresi, geceler dâhil üç gündür. Saat dilimi olarak yetmiş iki saatlik bir süreçtir. En fazla, geceler dâhil on gündür.  Saat olarak 240 saatlik zaman dilimidir. On günden sonraki kanamalar istihaza kanıdır.  Bu kan bir başka hastalıktan kaynaklanıyor olabilir. Ayhâli kanı addedilmez. Bu durumlarda hekime müracaat gerekir. Adet kanamaları kadından kadına değişebilir. Bazen aynı kadın ayhâlini farklı sürelerde de görebilir. Ayhâli kanının sürekli gelmesi şart değildir. Kesintili vaziyette de gelebilir.

Aybaşı dönemlerinde gelen kırmızı, sarı ya da bulanık akıntılar. Ayhâli kanı olarak kabul edilir. Akıntı beyaz hâle gelince aybaşı dönemi bitmiş demektir. İki ayhâli arasındaki en kısa gün on beş gündür. Temizlik süresinde her hangi bir sınır yoktur.

Sağlıklı bir kadın ilk ayhâlini görmekle ergenlik (buluğ) çağına girmiş sayılır. Üç günden az ve on günden fazla da olmamak şartıyla kanın görüldüğü o süreler kadının ayhâlidir. Bu süreler ilerleyen yaş ve şartlara göre değişiklik gösterebilir. Kaç gün kan gelmiş ise ayhâli o kadardır.

Örneğin ilk defa kan gören bir kızın kanı beş gün devam etse; o kızın temiz hâli yirmi beş gün kabul edilir. Kendisinde ayhâlini gören bir kadın ayhâli döneminde namaz kılmaz. Bu durum, bir ceza değil Allah’ın, kadına anneliğin öneminden dolayı bir lütfudur. Bu kanamalar nedeniyle kadınlar pek çok hastalıktan bertaraf olmaktadırlar.

Ayhâli gören bir kadın o dönemde oruç tutmaz. Ayhâli gören bir kadın iki aylık kefaret orucu tutuyor olsa bile o dönem için orucuna ara verir. Ayhâlinde ve lohusalık durumunda oruç tutamayan kadın şartlar elverişli olunca eksik oruçlarını tamamlar. Kılınmayan namazların kazası gerekmez. O zamana ait namaz hükmü kadından kaldırılmıştır. Bir kadın o dönemde kılamadığı namazlardan mesul değildir. Şayet bir kadının ayhâli kesildiğinde gusül abdesti alıp namaz kılacağı kadar vakti varsa o kadın o vaktin namazından sorumludur.

Oruçlu bir kadın ayhâli gördüğü andan itibaren orucunu bozar. Yeme ve içmekle alâkalı her hangi bir yasak yoktur. Hatta o dönem de kadın kan kaybettiği için vücudu zayıf düşebilir. Bu nedenle ayhali gören kadın oruçlu iken günün hangi saati olursa olsun ayhâlini gördüğü andan itibaren orucunu bozar.

Ayhâli ve lohusalık döneminde kadın cinsel ilişkiye giremez. Kadın o dönemlerde özür sahibidir. Ayhâli biten kadın gusül abdesti alır. Ayhâli olan kadınların oruçlu zamanlarda gizli ortamda yiyip içmeleri uygundur.

Ayhâli döneminde gelen akıntıdan dolayı oluşabilecek kötü kokuyu bastırmak için kadınların güzel koku sürünmesi sünnettir. Bir kadının kanı tutacak, sağlığa uygun beze benzer bir parça kullanması da sünnettir.

Hz. Âdem ile Hz. Havva, cennete mukim iken Allah, kendilerine bir ağaçtan meyve yemelerini yasakladı. Arzusuna yenik düşen Havva, o yasaklı ağaçtan meyveyi kopardığında ağacın meyve kopan dalından su akmaya başladı. Allah:

-Siz, benim sözümü dinlemediniz. Bu nedenle Ben de, sizi ceza olarak cennet mekânından dünya mekânına atıyorum. Sen ve senin soyundan gelecek tüm kadınların da bundan böyle her ayın belirli günlerinde ceza olarak akıntıları olsun, buyurmuştur. İşte kadında ayhâli durumu böyle başlamıştır.

Nifas; lohusalık durumu: kadının doğum yapması hâlidir. Lohusalık hâlinde kadının rahminden kan gelir. Doğum yapan kadına lohusa denir. Hamile olan bir kadın ayhâli görmez.

Lohusalık hâli çocuğun doğumunu müteakip en fazla kırk gündür. Kırk günden fazla görülen kan, istihaza kanıdır. Lohusalık durumu kırk günden öncede bitebilir. Uzuvlarından bazıları belli olan bir çocuğu düşük yapan kadın da lohusadır. Çocuğun doğumundan sonra kan kesilen kadın gusül abdestini alır. İbadetlerine devam eder.

Lohusa ile ayhali gören kadınlara yasaklı olanlar: Lohusa ile ayhâlinde olan kadınlar, namaz kılamaz. Oruç tutamaz. Kur’an okuyamaz. İbadet maksadı ile camiye giremez. Kâbe’yi tavaf edemez. Cinsel ilişkide bulunamaz.  Bu durumdaki kadınlar, dua ayetlerini okuyabilirler. Kur’an öğreten ise harfleri söyleyerek öğretebilir. Kur’an’ı okumaksızın. Zikir ve tesbihat yapabilir. Besmele ve şükür kastı ile elhamdülillah diyebilir. Kur’an’a el süremez. Bu durumdaki kadınların süreleri tamamlanıp gusül yapmadıkça bu görevleri yapamazlar. Kadının kocası, ayhali veya lohusa durumundaki hanımı ile yatabilir. Diz kapağı ile göbek arasına dokunamaz. Sair yerlerinden dokunmasında, öpme ve okşamasında sakınca yoktur.

Özür sahibi ne demektir: Abdesti bozan şeylerin bir namaz vakti kesintisiz devam etmesi özür hâlidir. İdrarın devamlı akması… Bir yara ya da burundan gelmesi… Bir hastalıktan dolayı kulak, göz ve memeden gelen akıntı...  İstihaza kanı da özürlülük hâlidir. Özür sahibi hemen namaz vaktinin evvelinde abdest alır. Namazını beklemeksizin kılar. Namaz vakti çıktığında özür sahibinin abdesti bozulur.

Gusül abdesti gereken bir durumda ki kişi en geç içinde bulunduğu namaz vakti çıkmadan gusül abdestini almak durumunda. Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz: “Kirlenince çabuk gusül abdesti alın. Cünüp gezen kimseden kirâmen kâtibin melekleri incinir. Kiramen kâtibin melekleri kişinin sağ ve sol omuzundaki yazıcı kâtip meleklerdir. O melekler her kişinin omuzlarında olur. Birisi sağ omuz da, diğeri ise sol omuzda bulunur. Bu meleklerin vazifesi omzunda bulunduğu kişinin bütün iyi ve kötü düşünce, eylem ve söylemlerini kayıt ederler. Bu kayıtlarını kişinin amel defteri denilen deftere kayıt ederler. O meleklerin tuttuğu kayıtları Allah’tan gayri kimse silemez. O kayıtlarda hiçbir hata, silinti, kazıntı vesaire olmaz. Hiçbir hilede yoktur. O kayıtlara torpil ve iltimas işlemez. Kişinin işi ne ise, hâli nasılsa öyle kayıt olur.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli, olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!