Tepebaşı Belediyesi İki Elin Sesi Var Çocuk Senfoni Orkestrası artık rüştünü ispat etmiş durumda.

Kuruluş günlerini hatırlıyorum da, “yaa bu iş tutar mı” diyenlerin sayısı o kadar çoktu ki.

Nedeni ise, bu işe giren çocukların hemen tümü daha önce hiçbir enstrümanla tanışmamış, müzik bilgileri olmayan çocuklardı.

Çoğunluğu kenar mahallelerden geliyordu.

Ama işin özü de buydu zaten.

Venezüella’nım “El Sistema”sı örnek alınmıştı.

 

***

Eskişehir’deki ve Eskişehir dışındaki iki konserlerini izleme olanağı bulduğum için şanslıyım.

Eskişehir dışındaki konserlerde nasıl ilgi gördüklerini, dinleyenlerin hayretlerini gizleyemediğinin canlı tanığıyım.

Eskişehir7deki konserlerinden sonra yurt içinde ve yurt dışında da kendilerine hayran bırakan bu çocukların sayısı giderek artıyor ve giderek de ustalaşıyorlar.

Yaşları 10-15 aralığında olan bu çocuklar inanıyorum ki geleceğin iyi birer müzisyenleri olacak.

 

***

Geçtiğimiz gün İki Elin Sesi Var Orkestrasının bir yılı değerlendirildi.

Müthiş bir performans.

Burada saymaya kalksak yerimiz almaz.

Ve bu başarı sadece 3 yılda geldi.

Burada çocukların azmi, eğitimcilerin özverili çalışmaları ve en önemlisi Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın kararlılığı ve ısrarı.

Belediyeciliğin sadece asfalt dökmek olmadığı inancıyla bu işe başlayan Ataç, bu başarının geleceğini daha kurulduğu ilk günlerde görmüştü.

“Bakın, bu orkestra çok ses getirecek” diyordu.

 

***

Bakalım şimdi ne demiş.   

“Çocuklarımızın gösterdiği başarı o kadar büyük ki, ne kadar alkışlasak az. Tabi bunda emeği geçen eğitmenlerinizi ayrıca tebrik ediyorum. Ülkenin zor şartlarında böyle bir iş başarmak, bu başarıyı yakalamak her şehre nasip olmaz.”

Çocuklara olan katkısı, şehre olan katkısı anlatmakla bitirilemez.

40 keman ve 40 öğrenciyle başlanan bu organizasyonda şimdi 550 öğrenci enstrüman çalıyor.

Bu gerçekten olağanüstü bir şey.

Belediye velilerine, veliler belediyesine güveniyor.

Zaten karşılıklı güven olmasa böyle bir iş ortaya çıkmazdı.

Sadece konser vermekle de kalmadılar.

Gençlik Tiyatrosu’ndan 16 tiyatrocu ve 30 koro elemanının uzun soluklu, yoğun bir tempo ile hazırlandıkları oyunda, bu topraklarda yetişmiş en büyük tasavvuf ozanı, Eskişehir’in yetiştirdiği hoşgörü üstadı Yunus Emre; yine bu topraklarda yetişen torunları tarafından canlandırıldı.

Ve en önemli sonuç.

Sadece enstrüman çalmayı öğrenmiyorlar, kötü alışkanlıklardan da uzak duruyorlar. Müzik yapan çocukların derslerinde de başarı oranları artıyor.

Gerçekten de bu çocuklar müthiş.

Teşekkürler Ahmet Ataç ve tüm emeği geçenler.