Vatan toprağına, toprak parçası değil mi deyip geçilemez. Bir vatan, o topraklar üzerinde bir milletin devletiyle varlığından doğar. Vatan toprağı mukaddestir. Vatan anadır. Bir çocuk için annesinin kucağı ne ise, bir vatandaş için de vatan toprağı odur.

Vatansız insan olur mu? Vatansız millet olur mu? Vatansız devlet kurulur mu? Önce vatan, sonra vatan ve hep vatan… Vatan, para ile pulla satılmaz. Vatanın bir tek bedeli vardır. O bedel de, şehit ve gazilerin kanıdır. Bir vatan toprağının harcı şehit ve gazilerin kanıyla sulanmadıkça o topraktan vatan olmaz! Vatan, ana gibi aziz ve kutsaldır.

Vatan toprağına basan her düşman ayağı, milletin kalbine saplanmış hançer gibidir. Bir düşman bir milletin topraklarına niye saldırır? Ya o milletin kalbine hançer saplamak ya da o milletin ciğerlerini sökmek için saldırır.

Bir düşmanın en büyük hedefi, hedef belirlediği milletin birlik ve beraberliğini bozmaktır. Hedef seçtiği milletin arasına nifak tohumları saçmaktır. Arasına nifak tohumları saçıldığını görmeyen milletler basireti ve feraseti kapanmış milletlerdir. Saçılan nifak tohumlarını görmeyen milletin gören gözleri kördür. Bir millet, vatan topraklarına ancak birlik ve beraberlikle sahip çıkabilir. Bir millet nifak, fitne, delalet, gaflet ve cehalete sapmadıkça o millet vatansız kalmaz. Hiçbir düşman da, o milletin vatanına göz dikemez.

Bu vatan topraklarının kurucusu Mehmetçikler ile Ayşeciklerdir. Yine bu memleketi Mehmetçikler ile Ayşecikler koruyacaktır. Mehmetçiklerin ve Ayşeciklerin birlik ve beraberlik ruhları sağ oldukça, bu vatana kimse göz koyamaz. Göz koyanın gözü oyulur.

Ben, vatanperverim diyen herkesin Sütçü İmam’ın yazdığı Maraş’ın kurtuluş destanını iyi bilmesi gerekir. Kurtuluş Savaşı sırasında, o zaman adı henüz kahraman olmayan Maraş, Fransız işgali altındadır. Günlerden bir cuma günü, halk Sütçü İmam’dan cuma namazını kıldırmasını ve cuma hutbesini okumasını ister. Sütçü İmam:

-Olmaz! Ben, bu şartlar altında ne cuma namazı kıldırırım. Ne de, cuma hutbesi okurum. Halk, hep birlikte:

-Ey Sütçü İmam! Niçin hutbe okumaz ve ne için cuma namazını kıldırmazsın! Dediklerinde, Sütçü İmam, işaret parmağı ile Maraş kalesinin burcunda çekili, Fransız bayrağını gösterir ve der:

-O Fransız bayrağı orada oldukça, ben size ne hutbe okurum ve ne de Cuma namazı kıldırırım. O bayrağı oradan indirin. Yanıma öyle gelin. Benden ne isteyecekseniz o zaman isteyin! Deyince, halk Allah! Allah nidaları ile kaleye hücum eder. O Fransız bayrağı surlardan indirilir.

 Bu vatanı, vatan yapan her fert değerlidir. Her vatansever kıymetlidir. Bu vatanda devleti kuran millet değerlidir. Milletin her bireyi şereflidir. Bu vatanın ve bu devletin simgesi olan Türk bayrağı bir değerdir. Bu milletin milli ve dini değerleri kutsaldır. Bu millet, milli ve dini değerlerini hiç kimseye çiğnetmez. Milletin kendine has kültürel zenginliği vardır.

Türk milleti vatanını canından aziz bilir. Vatan uğruna ölür yine de vatanını kimselere vermez. Türk milleti geçimli insanlardır. Saldırgan değildir. Kimsenin hakkına tecavüz etmediği gibi kendi hakkına da tecavüz ettirmez. Türk halkı daima mazlumdan, mağdurdan, mahzundan ve muhtaçtan yanadır. Türk halkı zalimin yanında yer almaz. Zulme göz yummaz.

Bu millet, kendisine yapılan iyiliği de, kötülüğü de unutmaz. İntikamcı da değildir. Babacan insanlardır. Yeri geldiğinde lokmasını kendisi yemez. Muhtaçlara yedirir. Bu erdemlik, onun misafirperverliği ile hakşinaslığından gelir. Bu millet, milli ve manevi değerlerini kutsar. Bu millet, kendi değerlerine bağlı ve saygındır. Bu sebepten başka milletlerin de, değerlerine saygılıdır.

Vatansızlar, çıplak insanlar gibidir. Vatansızlar, yuvasız kuşlar gibidir. Sığınacak hiçbir yeri olmayan kimsesiz çocuklardan farksızdır.

Bir vatan nehri, ırmağı ve çayı ile kıymetlidir. Bir vatan toprağı, dağı ve taşıyla değerlidir. Bir vatanın varlığı gölü ve çölüyle azizdir. Bir vatan, zengin ve fakiriyle kıymetlidir. Bir vatan, yaşlısı ve genciyle kıymetlidir. Bir vatan, erkeği ve kadınıyla değerlidir. Bir vatan, milletinin kültürel zenginliği ile kaimdir.

Bir millet, milli ve manevi değerlerine bağlılıkla daimdir. Bir vatanın kaimliği devletin bekasına bağlıdır. Bir devletin bekası, adaletin işleyişine bağlıdır. Beka, hak kapsamlı değerlere bağlıdır. Haklar zelil olmadıkça bir devletin varlığı zeval bulmaz. Bir milletin huzur ve güveni hukukun üstünlüğünde yatar. Hukuk yapısını sağlam temellere oturtamayan milletler çökmeye mahkûmdur. Ancak esaret altında olan milletler kendi hukuk sistemlerini kuramazlar.

Devletine güvenmeyen halklardan millet olur mu? Milletine güvenmeyen devletten devlet olur mu? Vatanına sahip çıkmayan devlet ve millet olur mu?

Vatanını sahiplenmeyen milletin vatanına başkaları sahip çıkar. Bir millet için yeni bir vatan tutmak kolay mı? Bir vatan, üç günde ya da beş günde kurulmaz.  Bir vatan, ancak savaş meydanlarında kurulur. Savaş meydanlarında kendini kabul ettiremeyen milletler barış masasında başarılı olamaz.

Semalarında kendi bayrağı dalgalanmayan, yönetiminde kendi yasaları hüküm sürmeyen bir milletin vatanından söz edilebilir mi?

Ecdadın zor şartlarda kurduğu bu vatanı, torunların kolay kaybetmeye hakları yoktur. Bu vatan bizimdir, elbet bizim kalacak! Vatana layık-ı veçhe sahip çıktığımız sürece…