“Bir Rum belediye başkanının 1961’de dediği gibi ‘Türk’ler et içinde bir dikendir. Bunlar Ada’da var oldukça bu dikenin verdiği ıstıraptan, ancak onları tamamen temizlemekle kurtulabiliriz’ görüşündedirler. Böyle insanlığa aykırı zihniyetin hakim olduğu topraklarda, mukadderatımızı tekrar Rum’ların ellerine teslim etmek kadar yanlış ve hatalı bir hareket olabilir mi?” 1977 

 

                                                                                             Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

         Rum ve Yunanlı siyasetçiler güvenlik ve garantiler konusuna takılmış gidiyorlar. Bu konuları öne çıkaracaklarına öncelikle 15 Temmuz 1974 darbesini yapanlarla hesaplaşmalarının daha uygun bir yaklaşım olacağını düşünüyoruz. Kendi iç hesaplaşmalarını tamamlamadan güvenlik ve garantiler konusunu çözmeleri veya anlamaları olanaklı değildir. Bir de Ada’da yaşananların 20 Temmuz 1974 günü başlamadığını da öğrenmiş olacaklardır. Burada yalnız Türkiye’nin müdahale hakkının kaldırılmasını isterlerken İngiltere ve Yunanistan’ın konumundan hiç söz etmiyorlar.

 Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias, Crans Montana görüşmelerinin çökmüş olması söylemini doğru bulmadığını söylüyor. Bugüne değin sürdürülen müzakere süreçlerinden iyi hazırlık yapılmadığı için sonuç alınamadığını söylemeyi de ihmal etmiyor. Bu söylemi ile daha önceki görüşmecilere de haksızlık ettiğini unutuyor. Buna karşın gerekli hazırlıklar yapılmış olsa dahi “çabanın sonuç vereceğini garanti edemem ama mücadele edeceğimiz garantisini verebilirim” diyor. Avara kasnak gibi boş durmayıp boşuna zaman harcıyor görüntüsünü veriyor.

Bölgemizde son yıllarda yaşananlar ve sahte devletin ilan ettiği deniz alanlarını paylaştırdığı şirketlerin güvenliğini sağlayamayacağını geçtiğimiz günlerde de duyurmuştu. Adı geçen ülkenin İsrail – Mısır ve Yunanistan ile yaptığı toplantılardan sonuç alamadığı biliniyor. Bu nedenle deniz alanlarında çalışmaya başlayacak olan şirketlerin güvenliğini bizzat kendi ülkelerinin güvenlik birimlerinin sağlayacağı ortalıklara çıkıyor.

Amerika, Akdeniz ve Suriye’deki olaylar nedeniyle askeri gücünü arttırırken Fransa’nın da Larnaka civarında kalıcı bir üs kurmaya hazırlandığı ve Kasım ayında Cumhurbaşkanı Bay Macron’un Ada’yı ziyareti sırsında anlaşmanın imzalanacağı belirtiliyor.

Filelefteros gazetesi Rum Sözcü Bay Prodromos Prodromu’nun Fransa’da yaşayan Rum’lar tarafından düzenlenen etkinlikte “Fransa Kıbrıs ilişkilerinin dinamiği” konusundaki konuşmasında Crans Montana’daki görüşmeleri anlattıktan sonra garantiler ve müdahale hakkına son verilmesi gerektiğini söylüyordu. Bununla yetinmeyip hızını alamadığı anlaşılan Bay Sözcü, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk’leri üzerindeki “denetimin engellenmesinin önemine vurgu yapıyordu. Aynı hususu Yunanistan’ın da kendi ülkesine yapması gerektiğini anımsatmak istiyoruz. 

Karşımızdaki unsur olası müzakerelere daha iyi hazırlanmış olarak gitmeye hazırlanırken bizlerde boş durmadan kendilerine yardımcı olmak istiyoruz. Bu önerimizi içtenlikle yapıyoruz. Ada’da birlikte yaşayacağımıza göre yukarıda da kaydettiğimiz gibi 15 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen darbe ile hesaplaşmaları gerektiğini yineliyoruz. Anılan tarihte Makarios’çu ve Grivas’çı diyerek bir birlerini acımasızca öldürdükten sonra ölenleri Kayıp Kişiler olarak ortalıklara atarak Türkiye’yi neden suçluyorlar? Bu sorumuzun yanıtını versinler kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz.

Ada’da birlikte yaşamamızın birincil koşulunun iç hesaplaşmayı yapmaktan geçtiğinin bilinmesi gerekiyor mu ne…

 

SEVGİ ile kalınız…