Bozüyük’ten Bursa’ya yol ayrıldıktan kısa bir süre sonra coğrafyanın yeşilliği de artıyor. İnegöl hudutlarına girildikçe çeşitli ağaçlar ile yeşilin farklı tonları ortaya çıkıyor.

Bahar gitti. Yaz bitti. Geldik, güzün ilk gününe… İnsan bu, ömür denilen şeye endeksli... Günler, çabucak gelip geçiyor. O gün gelince, can kafesten uçup gidiyor.

Küllüoğulları, Bursa’yı gezdi. Gezi hareketi, 01 Eylül 2018 Günü sabah saat 09.00’ sularında başladı. Otobüsle hareket, Yıldıztepe Mah. si Efeler parkından başlatıldı. Küllüoğulları, önceden planlandığı gibi bu gezi için bir yolcu otobüsü kiraladı.

Hemen Eskişehir çıkışında “Yunus köy” mevkiinde patlaklığı önceden tespit edilen otobüsün lastiği değiştirildi. Akabinde yola revan olundu.   Bozüyük ilçe merkezine uğrandı. Birkaç alışveriş yapıldı. Çevre yolundan Bursa’ya devam olundu.  Bozüyük çıkışı günün anlam ve önemine binaen tarafımca aşrı şerif tilavet edildi. Müteakiben besihane işletmecisi Seydi Ahmet Güllü ilahi okudu. Dr. Seydi Ahmet Güllü, günün anlam ve önemini belirtir bir konuşma yaptı. Sonra Hüdaver Güllü, gezi programıyla alakalı açıklamalarda bulundu. Bu esnada İnegöl ilçesinden geçmiş olduk.

Mezitlerde, ıstakozlar gibi sıralanmış karşılı arabaların gidiş gelişleri dünyanın dönüş dengesini sağlıyorlarmış gibi görüntü veriyor. Arabalardan çıkan sesler, kuş ötüşleri ile böcek bağırtılarını andırıyor. Yol mu? Refüjlü… Giden başka, gelen başka güzergâhtan işliyor. Gidenin gelene, gelenin gidene diyeceği hiçbir söz yok! Araba sayı mı, sormayın! Saymadım ama giden de, gelen de karınca sürüsü gibi. Sanki sayıca yarışıyorlar. Eski bir deyimle, dörtnal koşu vaziyetindeler. Her birinin çok acelesi var gibi gidiyor. Gittiği yerde burnundan soluyor.

Biz, Küllüoğlu neslindeniz dedik ama bizi taşıyan araç da Fındıkoğlularından Serkan’ın arabası idi. İşin doğrusu, Serkan’ın kaptanlığını beğendim. Ayrıca, Serkan’ın tur kültürünü de takdir ettim.

Yaklaşık üç saatlik zaman diliminden sonra Bursa Emir Sultan Külliyesine ulaştık.  Bizi orada, Bursa il Müftülüğünce görevlendirilen rehberimiz Sema Nur Hanım karşıladı. Öğle namazlarını külliyedeki restoreden dolayı Emir Sultan Camii’nin avlusunda eda ettik. Namazı müteakiben Emir Sultan Türbesinde Allah’a dua eyledik. Allah’tan dualarımızın kabulünü, başta Peygamber Efendimizin sonra Emir Sultan Hazretlerinin yüzleri suyu hürmetine istedik.  Mevla’m, ümmet-i Müslümanın dualarını kabul buyursun! Furkan suresinin son ayetinde buyrulan şekliyle Allah’ım bizlere de değer versin. Dualarımızı da acilen kabul etsin!

Yeşil cami ve türbesini ziyaret unutulur mu? Orayı ziyaretten unutan, Osmanlı İmparatorluğunun asaletini unutmuş demektir. Yeşil türbedeki çiniler kadar bir de; ses ekosu dizaynı da bir sanat harikası. Ses ekosundaki sanat gösterisini izlemek için Rehber Hanım’ın önerisiyle bir aşrı şerif ile bir de sesli dua okudum. Kuzenim Hüdaver,  bu etkinliği internette canlı yayın yapmış. Sonradan ben de izledim. Yeşilden hemen sonra Ulu Camii’ne geçiş yaptık. Geçiş yaptığımızda saatlerin akrep ile yelkovanları saat 15.00’i gösteriyordu. Grubun üç yaşlı bayanlarından ikisi, biz bir yerde oturalım siz etrafı dolaşın. İkindi namazını birlikte Ulu Camii de kılalım, dediler. O sırada, gençlerden birkaçı acıktıklarını bildirdiler. Rehber hanıma, sordular:

-Yemeklerden Bursa’nın hatırı sayılır meşhur yiyeceği nedir? O da, dedi:

-Bursa’ya gelinir de,ü İskender yemeden gidilir mi?

Tarihi bedestene gidildi. İskenderler sipariş edildi. Altına dilimlenmiş pide, üstüne serpilmiş yaprak dönere salçalı sos ile tereyağı dökülüp beraberinde birazcık pirinç pilavı ile garnitür olsun diye hafif közlenmiş yeşil bir biberle servis edilen dönerler yenildi. Peşinden kemal paşa tatlıları gelince aklıma şu deyim geldi. “Ye yağlıyı iç suyu donarsa donsun, ye tatlıyı içme suyu yanarsa yansın!” bu safhada hangisini yapmak doğrudur derseniz, bu sorunun cevabını yiyenler ile su içenlerin kendisi versin! Zaten, gün kendi sıcaklığını hissettiriyordu.

Bilahare Ulu Camii, Tophanedeki Osmangazi ile Orhangazi Türbeleri gezildi. Bir süre, Tophane’den aşağı kuş bakışı görülebildiği kadarıyla Bursa izlendi. Akşam vakti, kuzenimiz Hidayet’in kızı Rumeyza’nın düğününe katıldık.

Eskişehir’e dönüş için el birlikte, düğün salonundan ayrıldık. Otobüsteki yerlerimizi aldık. Bursa merkezden çevre yoluna açıldık. Gecenin saat 02.00’sinde ilk hareketin başladığı mahalle geldik. Bir başka etkinlikte buluşmak üzere diyerek, vedalaşıp ayrıldık. Bu gezinin değerlendirmesini okuyucuya bıraktık.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!