Dua, insanın Allah’a isteklerini ilettiği müracaat kapısıdır. İnsan, duada Allah’ı ulular. Yüceltir ve Allah’ın hükümranlık haklarını tanır. Hayır ve şerrin Allah’tan olduğunu bilerek Allah’tan meşru isteklerini ister. Neticeyi korku ve ümitle bekler. Duanın kabul olunmayacağından korkar. Duanın kabul olunacağını ümit eder. Duada korku ve ümit yana yana olur.

Allah’ın haşmetini, azametini, kudretini, adaletini, merhametini, rahmetini, şefkatini, lütfunu ve bereketini tanımak insanı en doğru duaya yöneltir. Allah, İhlas suresinde de kendisini şöyle tanıtıyor: “De ki: O Allah tek bir (ehad)tir. Allah, o eksizsiz Samet’tir. Doğurmadı ve doğrulmadı. Onun bir dengi de yoktur.” buyuruyor.

İnsan, duası nispetinde Allah’ın yanında değerlidir. Allah, Furkan suresinin son ayeti olan 77 inci ayetinde: “De ki: Sizin duanız olmasa Allah, size ne diye değer versin?…” buyuruyor. 

İnsan, dua ile Allah’ın öfkesinden kurtulmaya çalışır. Allah’ın gazabından merhametine sığınır. Allah’ın şefkatini diler. Allah’ın lütfunu ister. Allah’ın bereketini umar. Allah’tan hem işinin görülmesini ve hem de paralelinde sevap bekler.

Allah’a şükür etmekte bir dua türüdür. Şükreden hem elde ettiği nimete karşı şükranlarını arz eder. Hem de o nimetin tekrarını ve artırılarak vermesini ister. Kulun Allah’a tövbesi de bir dua çeşididir.

Allah’a yapılan duaların her biri birer ibadettir. Tövbe pişmanlık demektir. Kişinin yaptığı işten nedamet duymasıdır. İnsanın tövbe etmekle o işi bir daha yapmayacağını Allah’a beyanıdır. O hatayı bir daha işlememek için Allah’a söz vermesidir. Bu nedenle bir şeyin bir daha olmamasını istemek ya da yapmamak için söz vermekte bir duadır. Tefekkür de bir nevi duadır. Tefekkür de dua, düşünce ile yapılır. İnsanı eylem ve söyleme yönelten ilk hamleler düşünceler olur. İlk hareket beyinde başlar.

Dua ile insan kötülüklerden kaçınmaya çalışır. Kişi, başına gelecek kötülüklerin gelmemesi veya kendi yaptığı kötülükleri bir daha yapmamak için Allah’a dua eder. İnsan dua ile Allah’tan iyilik, güzellik, mutluluk, huzur, servet, sağlık, itibar vb. şeyler ister. İnsan, dua ile kendisi için isteyeceklerini ya da istediklerini başkaları için de isteyebilir.

İyi dualar vardır. Bir de kötü dualar vardır. Kötü dualara, “beddua” denir. İnsan, dua ile kendisinin ya da başkalarının cennetlik olmasını ister. İnsan, dua ederken cehennemden kurtulmayı talep eder.  İnsan, dua ile kendisine iyi, sadık, sadakatli, saygılı ve sevgili eş isteyebilir. İnsan kendisine dua ile iyi ahlaklı ve dürüst arkadaş isteyebilir. İnsan kendisi için iyi, hayırlı, sağlıklı vb. evlat talep eder.

İnsan duasında vatanının bölünmez bütünlüğünü, devlet ile milletinin huzur ve başarısını ister. İnsan, Allah’ın kendisi hakkında takdir ettiği hayır ve şerrin hayır şeklinde tecellisini dua ile Allah’a niyaz eder. İnsan dua da ısrarcı olur. Dua, sonu olmayan bir ibadettir.

Duanın vakti yoktur. Dua için makbul vakitler vardır. Her vakit dua yapılabilir. Özellikle Allah’ın rahmetinin indiği vakitler dua için makbul vakitlerdir. Yağmurun yağdığı, seher vakitleri, güneşin doğmadan ve batmadan önceki rızıkların taksim edildiği vakitlerde yapılan duaların makbul dualardan olduğu bildirilmektedir.  Cuma günleri, oruçlu günler, kadir gecesi gibi mübarek vakitlerde yapılan duaların da makbul dualardan olduğu belirtilmektedir.

Dua da, insanın Allah’a sitem etme hakkı yoktur. Duada sitem eden Allah’a saygısızlık etmiş olur. Dualar, sesli de sessiz de olur.  Dualar hem düşünce, hem eylem ve hem de söylem biçiminde olabilir. Dua da taşkınlık İslam’da hoş karşılanmaz. Dua da tevazu esastır.

Kul, bir işin düzgün ve başarılı bir şekilde oluşması için önce düşünce, eylem ve söylem ile teşebbüs eder.  İşin başarılı ve hayırlı neticesi için tevekkül eder. Başarıyı, Allah’tan bekler. Allah’tan o işin oluşumunda herhangi bir engel çıkarmamasını ister. Öyle olacağını da sabırla bekler.

Dualarınız kabul, ömrünüz uzun ve kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!