“Geleceği çocuklar kuracak” deyip duruyoruz. Nasıl kuracaklar. Hangi eğitim sistemimizle ya da anadan atadan gördükleri, dinledikleriyle mi?

     Vedat Günyol’un bundan 40 yıl önce “Kuşaklar birbirini anlamıyor” yakınmalarına ilişkin yazdığı bir yazısını anımsıyorum. “Çağlar boyu kuşaklar arasında anlaşmazlıkların yaşandığını ve yakınıldığını anlatıp, aman ha anlaşmasınlar!” diyerek yeni kuşaklar eskilerin devamı olurlar. İnsanlık gelişmez, dünya değişmez demişti.

     Eğitim sistemimiz ise; ortada. Ülkemizin ihtiyaçı insanımızı yaratmaktan uzak. Çağdaş dünyadan kopuk. Sadece yaşam din demekmiş gibi göstererek “dindar nesil” yetiştirmeye yönelik. Yaz-boz tahtası gibi oynanan uygulamalarla sistemsizlik var. Çocuklarımızı yaratıcık, estetik beğeni ve insanlığın ortak dili sanatla tanıştırmayan kendisi hiç tiyatrolara, konserlere, sergilere gitmemiş adamları yönetmektedir. Kısaca geleceği kuracak çocukları yetiştiremeyen ona karşın ülkesine öfkeli insanlar yetiştiren bir yapı var önümüzde…

     İşte bütün bu manzara karşısında ülkemizin aydınlık şehri Eskişehir, çocuklarla geleceğimizi yaratmaya önem veriyor. Anamız, atamız tiyatro görmedi, konserlerden haberleri yoktu ama Tepebaşı Belediyemizin Çocuk Senfoni Orkestrası var. Odunpazarı Belediyemizin Çocuk Bale Topluluğu var. Büyükşehir Belediyemizin Şehir Tiyatroları’nda perdelerini çocuklara açan Çocuk Tiyatrosu var. Belediyelerimiz sanatın her alanında çocuklara yönelik çalışmalar yapıyorlar.

     Bütün bunların yanında B.B. Şehir Tiyatroları Çocuk Tiyatrosu Birimi 2006 yılında başlattığı ve her yıl Eskişehir’deki çocuklarımızın dünya ile tanışmalarına, başka ülkelerin çocuk tiyatrolarını görmeleri için Uluslar arası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali düzenliyor.

      26 Mayıs-1 Haziran 2018 tarihlerinde gerçekleşen 13.Uluslararası Eskişehir Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali’ne Danimarka, Fransa, Bulgaristan,Yunanistan, İspanya, İtalya ve Türkiye’den Ankara Devlet Tiyatrosu, Bakırköy Belediye Tiyatrosu, Kocaeli Belediye Tiyatrosu, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu, Uluslaraları Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği ( Assitej ) gibi topluluklar katıldı 30’un üzerinde etkinlik ve oyun sahnelendi.

      Eskişehir’de geleceği yaratacak çocuk sanatla, tiyatroyla iç içe büyüyorlar

 

 

Aygun Tuğay’ın karikatür sergisi Eskişehir’de

      Eskişehir, 1940’lı yıllardan beri karikatür çizen sanatçıları yetişmiş, karikatür sergileri açılmış, mizah dergileri yayınlanmış, gazetelerinde günlük karikatürlere ve çizerlerine yer verilmiş şehirlerimizden biridir.

     Anadolu Üniversitemizin kurulmasıyla ülkemizde “Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi”ni kurarak, sanat eğitimine karikatür sanatını da alan ilk ve tek üniversitemiz olurken 2004 yılında dünyada bile sayıları sayılabilinecek kadar az olan karikatür müzelerinden birini üniversite yerleşkesinin dışında tarihi Odunpazarı semtinde eski bir Osmanlı evini restore ederek “Eğitim Karikatürleri Müzesi” adıyla ülkemizin tek karikatür müzesini kurmuştur. Bu müzemiz kurulduğundan beri gerek ülkemizin, gerekse dünyanın tanınmış büyük karikatür sanatçılarının kişisel sergilerini, uluslar arası karikatür yarışmalarının sergilerini ya da ülkelerin karikatür sanatını tanıtan sergilerini açmıştır.

      Bugünler bu müzemizde ülkemizin önde gelen karikatür sanatçılarımızdan Aygun Tugay’ın kişisel karikatür sergisine ev sahipliği yapmaktadır.

      Aygun Tugay 1941 yılında İstanbul’da doğmuş. Şimdi adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisini bitirmiş, aynı üniversitede sanat eğitimcisi olmuş sanatçımızdır. Resim, tiyatro ve fuar dekorculuğu, grafik tasarımcısı olan sanatçı bir yanı ile de özgün tipini, konularını ve çizgisini  yaratmış karikatür sanatçımızdır. Uluslar arası ve ulusal ödülleri vardır. Karikatürleri İtalya’daki ve Bulgaristandaki karikatür müzelerindedir.

      Biz onu ince kolları, bacaklarına karşın tombul, et yığını gövdesiyle, tedirgin, gülen bakışlarıyla konuşan gözlü tipiyle daha çok Adem ile Havva’yı, kendinden korkan politikacıları ve halden hale giren insanlarıyla tanıyoruz.

     Eskişehirdeki bu sergisinde onu daha çok, daha önceleri yayınlanmış karikatürlerinin yayınlanmış büyüklüklerinde küçük küçük çizilmiş eskizlerinin sergisini görüyoruz.

     Bu sergi her biri güldüren ve de düşündüren karikatürlerinden oluşuyor.Karikatürlerinde gökten düşen arabanın kiminin başına araba, kiminin başına arabanın tekerlekleri düşüyor.

Önemli bir besteyi çalmaya çalışan piyanisti raharsız eden sineğin vızıltısı.

Konut sorunu, betonlaşmayı görüyoruz karikatürlerinde. Sanatçı karikatür için “Karikatür dilsizdir, düşündürür. Düşünce, izleyene kelimeler fısıldar.Karikatür, bir çizgidir ama çokşey söyler. Bazen bir resim, bazen de bir anıt olur” diyor.