İnsan, evrenin en değerli varlığıdır. İnsan, diğer varlıklara göre aklı ve karakteri ile değerlidir. Allah, insanının aklını muhatap alır. İnsan akıllı olduğu için Allah, bütün varlıkları insanın hizmetine vermiştir. Bu nedenle Allah,  insanı imtihan için yaratmıştır. İnsanın imtihanı, İslam’ı yaşamak ve yaşatmakla alâkalıdır. İslam’ı yaşamak ve yaşatmak dini hükümleri ciddiye almakla olur.

Allah’ın istediği kişilikli Müslüman sahtekâr, hilekâr, düzenbaz, hokkabaz, madrabaz, yobaz, şarlatan, yalancı, müfteri, gaspçı, eşkıya, zorba, şaki, terörist, anarşist vs. kötülük niyetli insan olamaz.

Allah’ın kişilikli olmasını istediği Müslüman, İslami kisve altında tokatçılık, dolandırıcılık, hırsızlık vb. kötülükler yapamaz. Müslümanım deyip de bu kötülükleri yapan kişi, İslami kişiliğini yeniden gözden geçirmeli. Meçhuller, malum değerlerde aranmalıdır. İnsani ilişkiler ile ilahi münasebetlerin düzenli ve düzeyli yürütülmesinin şeklini belirleyen bilgilere “İLMİHÂL ”denir.

Müslüman, her işinde ölçülü olmaya mecburdur. Toplumsal yaşamda insani ilişkilerinin huzur ve güven içerisinde yürütülmesi önemlidir. İlişkilerin sağlıklı yürütülmesi için ilmihâl bilgisine ihtiyaç vardır. İlmihal bilgisi, davranış bilgisidir. İlmihal bilgisi, günlük hayatta lazım olan bilgilerdir.

İlmihal bireysel yaşamda, aile hayatında, toplumsal yaşamda, ticari ilişkilerde, sosyal münasebetlerde, dini ilişkilerde ve daha doğrusu insan yaşamını kapsayan tüm alanlardaki gerekli bilgilere davranış bilgisi denilmektedir. Bilimsel olarak günümüzde bu bilgilere, davranış bilgileri de denilmektedir. Dini literatürde bu bilgilere “İLMİHÂL” denilmektedir.

Bilgi, insanın en zaruri ihtiyacıdır. Uygar insan, yaptığını bilerek yapar. Müslüman uygar insandır. Müslüman olmanın en önemli şartlarından birisi de adil olmaktır. Müslüman Rabbine, topluma, ailesine ve kendisine karşı sorumluluk ve görevlerini yerine getirirken bilgili ve ilkeli olmak zorundadır. Müslüman, bu sorumluluk ve görevleri yerine getirirken davranış bilgisine, diğer bir ifade ile ilmihâl bilgisine ihtiyaç vardır. Müslüman, görev ve sorumluluklarını yeterli biçimde yerine getirirken hâl ilmine ihtiyaç duyar. Müslüman, ne yaptığını ve ne yapacağını bilerek yapar. Düzgün yaşar ve doğru olanı yapar.  İnsanların toplum içerisinde huzur ve güven içinde yaşamaları kurallara bağlıdır. Kuralsızlık ve bilgisizlik her zaman zararlı olabilir. Trafiğin huzur ve selameti için sürücü,  aracını trafik kurallarına göre kullanmaya mecburdur.  Aksi durumda, suç işlemiş olur. Suçlu cezalandırılır.

Kurallara uymayan cezaya çarpılır. Kuralsızlık kaza ve hasar riskini yükseltir. Yanlış araç kullanan kameralara ya da polise yakalanır.  Yaşam, kurallara uyulduğunda güven ve esenlikte olur.

Evrende olan ve oluşan olaylar, evrenin asayiş kurallarını koyan tarafından ilahi kameralarca izlenime alınmıştır. Her insanın tüm eylem ve söylemleri ilahi kameralarca sürekli izlenmektedir. Önemli olan, kameralara düzgün görüntü verebilmektir. İyi hâlli kayıt için ilkeli ve bilgili davranış gerekir.  İnsani davranışlarının doğru ve düzgün olması gerekir. Hiç kimse görülmediğini ya da izlenmediğini düşünmesin. Bu izlenme ve takip adaletin doğru tecellisi içindir. Hiç kimsenin haksızlığa maruz kalmaması içindir. Allah, haksızlıkları önlemek için insanları imtihana tabi tutmuştur. İmtihan görevlileri vardır. İmtihanın takip görevlileri, meleklerdir. İyi ve kötü bütün halleri devamlı kayıt altına alırlar. O melekler, her gün 7/24 saat görev başında olurlar. Onlar, görevlerini aksatmazlar.

Birilerinin İslâm’ı, İslam’a göre değil de kendi yoz düşüncesinde tevile kalkışması insanlığa ve İslam’a ihanettir. Kendisine ve Rabbine ihanettir. İslami değerleri çıkar uğruna evirip çevirmeye kalkışmak “Hâşâ” insanın, Allah’a savaş açmasıdır.  İslâm’ı sağa sola çekmeye çalışmak insanlığı yanıltmak olur. Hakikati gizlemek olur. İslâm, Kur’an ve hadiste anlatılan şekliyle islâm’dır. Bana göre, buna göre, şuna göre ve ona göre İslâm olamaz.  Görelere göre islâm, İslam dışı bir anlayıştır.

İslâm, ilahi anlayışın ürünüdür. İslam’ca olunması gereken Müslüman tipin İslam dışı düşünceyle yorumlamak yanlış olur. İslam’ı yaşamak ve yaşatmak için Müslümanım diyenin önce adil olması lazım! Adaletin olmadığı yerde “İslam” yoktur. İslam, adaletle yaşanır ve yaşatılır. Her Cuma günü hutbenin bitiminde okunan ayetin mealinde: “Allah, adaleti emreder…” ve aynı ayette diğer hükümleri de: “…Allah, tavsiye eder.” buyurmaktadır. Müslüman, Allah’ın emrine uyan kişidir. Adalete boyun eğen Allah’ın hükmüne boyun eğendir. Hukuku tanımayan başta Allah’ın hükmünü hükümsüz kılmaya çalışandır. Gerçekleri saklayandır. Hukukun üstünlüğünü tanımayan neyi tanır ki?

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!